Bilimin milliyeti yoktur
Geçtiğimiz günlerde BioNTech’in kurucu ortağı ve CEO’su Prof.Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci’ye Bellevue Sarayı’nda Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de katılımıyla liyakat nişanı takdim edildi. Prof.Dr. Uğur Şahin ve Eşi Dr. Özlem Türeci, Pfizer adlı firma ortaklığında çalışma yürüterek koronavirüs aşısında yüzde 90 başarıya ulaşmışlardı.
*
Angela Merkel'in liyakat nişanı Verdiği törende Özlem Türeci ve Uğur Şahin'in arkalarından seremoniye yürümesini büyük bir gururla izledik. Nasıl göğsümüz kabardı nasıl da onur duyduk. Milli takımlar düzeyinde şampiyonluk yaşamış kadar mutlu olduk. Ama bu işte bir gariplik bir terslik vardı. Koskoca Almanya başbakanı iki Türk dokturun arkasında yürüyordu. Hem de mevkisine, başkanlığına, bulunduğu konuma aldırmadan..
*
Aslında olması gereken görüntüyü farklı algılayıp şaşırıyoruz. Gelişmiş ülkelerin bilime, insana yatırım yapmalarını o kadar çok yadırgıyoruz ki bize tuhaf ve anormal geliyor. Olsun! bizim ülkemizde bilim insanı fazla yetişmiyor ama tarikatlarımız, cemaatlerimiz ve şeyhlerimiz bolca var. Onlardan yeterince feyiz alarak hayatımıza yön veriyoruz. Ne demişler; "Dünyada mekan, ahirette iman" Hep bu dünyayı düşünecek değiliz tabiki. Gerçek anlamda alim ve ilimini bilim ile harmanlayan saygı değer hocalarımızı tenzih ediyorum. Bizim insanlarımız kadar dini duyguları sömüren, dini ticarete alet eden, din adı altında her haltı yiyen başka toplum var mıdır? Dini nasıl işimize gelirse öyle uyguluyor öyle yaşıyoruz. Keşke insanlarımız gerçek anlamda ilim irfan sahibi olsalar. Peygamber efendimizin ve sahabesinin güzel ahlakının, hoşgörüsünün ve insanlığının zerresini taşıyabilseler. Bu ülke ne çektiyse sahte tarikat ve cemaatlerden çekmedi mi? Halen FETÖ terör örgütüyle mücadele etmekle meşgulüz.
*
Mustafa Kemal Atatürk; “Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır” derken, Merkelin önünde yürüyen iki bilim adamının yetiştiği “medeniyet tarikatını” tarif ediyordu. Alman başbakanı; hangi milletten olursa olsun bilime saygısından dolayı o iki Türk’ün arkasından yürüyordu. Aslında bize vermek istediği mesaj; bilimin, milliyeti, dili, dini, ırkı olmadığını hizmetin, sadece tüm insanlık adına olabileceğini anlatıyordu.
Bizim ülkemizde, iki Yunan bilim insanı korona virüs aşısını bulsa! Türkiye cumhuriyeti Liyakat nişanı (Türkiye'nin en yüksek üçüncü dereceli devlet nişanı) verilir miydi?
Bizim başkanımız iki Yunan bilim adamının arkasından seremoniye yürür müydü?
Tebrik; Kuşadalı kıymetli arkadaşım Özlem Çallı “mülteci Bulutlar” adlı ilk kitabını çıkardı. Özellikle Ege bölgesinde yoğun ilgi gören kitabını imzalayıp bana da göndermiş. Herkesin kendisinden bir şeyler bulacağı muhteşem bir kitap olmuş. Başarılarının devamını diliyorum.