Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara

Adalet'siz

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Adalet'siz

Kadın programında ‘babam bana tecavüz etti’ diyen kızını öldüren baba, ‘babasını kamuoyuna mahçup etti’ diye indirim aldı.

Eşini öldüren koca, ‘kot giyiyordu, piercingi vardı, çantasında doğum kontrol hapı buldum’ diye ifade verince indirimi aldı.

Tanımadığı birine sadece ‘saat soran’ eşini onlarca bıçak darbesiyle öldüren koca ‘cilve yaptı’ indirimi aldı.

Kadına tecavüz edip hamile bırakan adam, ‘zaten bakire değildi’ indirimi aldı.

Ormanda saldırıp, kadını döve döve soyan, ancak astım krizi geçirdiği için bayılıp yakalanan adam ‘isteseydim yapabilirdim’ indirimi aldı.

Üvey kızına saldıran adam, ‘kızın ruh sağlığı bozulmuş’ raporuyla indirim aldı.

Tecavüzü kameraya kaydeden erkek, ‘eski sevgilisi’ olduğu için indirim aldı.

Tecavüzcü erkek ‘kadın tecavüzde bağırmadığı için rıza göstermiş sayılır’ indirimi aldı.

Tecavüz ederken suç üstü yakalanan erkek, henüz tecavüz gerçekleşmediği için ‘yarım kaldı’ indirimi aldı.

12 yaşındaki çocuğa tecavüz eden imam serbest bırakıldı. Savcı imamın cezalandırılmasını istedi, mahkeme ise anlam veremediğimiz bir şekilde reddetti.

7 yaşındaki bir kıza taciz eden adam hüküm giydi. Ardından 'mahkemedeki terbiyeli tutumu' nedeniyle cezası indirime gidilerek sonunda tahliye edildi.

Türk yargı sistemimizde, 'belirlenen suçlara indirim uygulanmaz' diye bir hüküm olmadığından, hakim takdir hakkını kullanıyor. Türkiye'de hakimlerin çoğu maalesef saygıyı ‘kravat takma, duruşmada elini cebine atmama’ gibi yerlerde arıyor. 

Suç işleniyor, suçlu tespit ediliyor, yakalanıyor, hakkında iddianame hazırlanıyor ve son olarak hakim karşısına çıkarılıyor. Kişinin suçunun onanması ve hüküm giymesi noktasında artık işleyişin son halkası olarak kişi hakimin karşısına çıkıyor. Artık her şey hakimin  iki dudağı arasında. Bu noktada hakimin bilgisi, tecrübesi, vicdani hesaplaşması önem kazanıyor. Eğer hakimlerimizi doğru yetiştirebilirsek, tıpkı bir pilot gibi simülasyon ortamında

bilgi ve tecrübesini arttırıp, empati duygusunu geliştirip baskı unsurlarından uzak bir karar verici durumuna getirebilirsek, koşullarını iyileştirip kimsenin üç kuruşuna muhtaç etmezsek belki de hakim de karar verirken gerçekten kime, niçin indirim yapması gerektiğini bilir, ona göre karar verir. 

Adalet toplumun nefes aldığı akciğerlerini oluşturur. Kamu vicdanından uzak bir adalet ise  toplumu nefessiz bırakır ve çok geçmeden ölürüz.

İlkeli Söz; Bozuk bir saate benzese yüreğin hep bende dursa olmaz mı?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *