Doğru karar! Doğru zaman...
8 Eylül 2009! Çatalca'yı felaket vurmuş. Kaybolan insanlar, ulaşılamayan yakınlar! Köylerle irtibat tamamen kesilmiş. Kimse kimseye ulaşamıyor. Telefon ile Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara ile konuşmuşum en son! Gökçeali Tren İstasyonu Köprüsünden geçtikten sonra telefon çekmiyor. Hiçbir şekli ile kimseye ulaşamıyorum. En son dedim ya kendisi ile konuştuğumda "Hocam İnceğiz üzerinden çok büyük su geliyor" dediğimi hatırlıyorum sadece. Onun da bana "Tüm dereler taştı. Her yerden haber geliyor dikkat et kendine" dediği...
Hamamın ordan aşağıya kadar olan bölgede, yani Eşekçi Deresi, Domuz Dere, Karasu Deresi, Dere Sokak... Her yer alabora!
Subaşı, Gökçeali, İzzettin... Hiç bir yerden Çatalca'ya geliş yok. Her bir yolu denedim. Kabakça üzerinden İnceğiz tarafından geçeyim dedim, mümkün değil. Bugün Çevre Bİlim Koleji olan okulun oradan yani askeriyenin altından yukarı çıkmak ne mümkün. Kestanelik üzerinden İzzettin'e geçeyim dedim. O da imkansız. Resmen cebelleşiyorum. Ama mümkün hiç bir yol yok. Hiç kimsenin hiç kimse ile irtibatı yok 1 saat boyunca.
Neyse aşağı yukarı iki saat sonra ancak açılabiliyor yollar! İşte o zaman gördük neyin ne olduğunu!
Yolların neredeyse yarısı yok. O zamanın İstanbul Valisini Helikopter ile gelmişti Gökçeali İkmal Komutanlığında karşılamıştık. Oradan mahallelere gidelim dedik araçla ama ne mümkün. Yolların yarısı yok. Dİğer yarısının çökmesi an meselesi dediler.
Neyse, saatler sonra Çatalca'ya doğru yola çıktım. Gökçeali Tren İstasyonu Köprüsünden bizi iş makinesi aldı. İş Makinesi ile İnceğiz Sapağından biraz öteye getirdi. İş makinesinden inenleri tek tek karşılayan adam! Cem Kara...
Ve indiğim gibi birbirimize sarıldık. Bana dediği cümle " Ben senin sele kapıldığını düşündüm. " her ikimizin de gözler nemli tabi. O sırada arama kurtarma ekiplerini takip etmeye başladık. İlk gelen isimlerden bir tanesi de Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün. O sırada helikopterler ile çatılardan vatandaşlar kurtarılıyor. Ben Cem Başkana " Merkezde durum ne" diye soruyorum. O bana " Köylerde durum ne..."
Merkezde çok şükür can kaybı yok ama büyük hasar var. Giymiş yağmurluğunu vatandaşa yardım ediyor.
Selin en kötü tarafı ise aynı gün değil bir gün sonra çıkıyor ortaya. Sular çekildikçe görüyorsun neyin ne olduğunu.
Ve şimdi size ilginç bir şey daha anlatacağım. 5 vatandaşımız kayıp. Katırca ve Yeşilköprü ( Kördere) mevkiinde arıyoruz. Cem Başkan ile birlikteyiz. Helikopterler tepemizde. Arama kurtarma ekipleri ve vatandaşlarımız deli gibi iki küçük çocuk ve üç yetişkin arıyoruz. Başkanın bindiği makam otosu! Evet makam otosu. Bİr cenazeyi çıkartıyoruz ve cenaze araçları çamurdan olduğumuz yere gelemiyor. Ve o cenaze o hali ile Belediye Başkanının bindiği araç ile Çatalca Hastanesine getiriliyor. Bunların hepsine tek tek şahit oldum.
Ve Eşekçi Deresi! O sel felaketinden sonra oradan geçerken " Ben burayı adam edeceğim. Sosyal tesis yapacağım" dediğinde inanın çok gülmüştüm. Ve bugün bu hale gelmesi bile büyük bir mucize benim için. Mesut Başkan da bir hayli geliştirerek oraya " Yaşam Vadisi" yapacak.
Adını da Cem Kara Yaşam Vadisi koydu.
Ayakta alkışlıyorum kendisini.
Ve hem Çatalca Belediye Başkanlığımızı yapan he on binlerce benim gibi öğrenci yetiştiren Cem Kara'yı, hem de 8 Eylül 2009 tarihinde yaşadığımız sel felaketinde yitirdiğimiz canlarımızı bir defa daha rahmetle anıyorum.
Rabbim mekanlarını Cennet Eylesin!