Bir haftanın özeti
Bir haftadır Akdeniz ve Ege bölgelerinde tatil beldelerini dolaşıyorum. koronavirüs ile mücadele devam ediyor. Hafta boyunca ziyaret etmiş olduğum Cafe ve restoranlarda görmüş olduğum manzara beni çok tedirgin etti. Bir çok mekan artık korunma önlemlerini boş vermiş durumda. Buna rağmen bazı noktalarda önlemleri hala devam ettirmeye çalışıyorlar ancak bizlerin bunu çok umursadığını zannetmiyorum. İnsanlar mekanlara girerken maskelerini takarak giriyorlar bazı noktalar vücut sıcaklığınızı ölçüyor ve sizi içeriye alıyor peki sonra, maskeler hemen çıkartılıyor ve katlanarak ceplere konuluyor, neticede artık mekana girdik ve her şey serbest. Tabi bu noktada özel işletmelerin Koymuş olduğu kurallar mevcut ancak bunu bir de gelin bizim insanımıza anlatın. Birkaç hafta önce yaşamış olduğumuz şeyleri unutmuş gibiyiz. Acaba bilim kurulu üyeleri de bu mekanları gördüklerinde ne düşünüyorlar, bunun için hükümete bir öneride bulunacaklar mı?
Uzun yıllardır devam eden bir tartışma ayasofya camii midir yoksa kilise mi? Belki de bu sorunun sorulmasına sebep olan şey Ayasofya’nın Müzeye Çevrilme kararıydı. Tabi alınmış olan bu kararı tartışmak değil niyetimiz. Bununla birlikte Danıştayın vermiş olduğu kararın doğru olduğunu düşünüyorum. Neticede Fatih sultan Mehmed’in ayasofya için vermiş olduğu bir karar ve vakfiyesi mevcuttur. Fetih ile birlikte Ayasofya’nın bizler tarafından yapılan minarelerinden yüzyıllarca ezan sesleri duyuldu ve Müslümanlar ibadetlerini hür bir şekilde burada yapabildiler. Ayasofya’nın yüzyıllardır ayakta kalmasında şüphesiz ki bizim de payımız büyük. Yıllar içerisinde bir çok kez tadilat gördü ve sadece görsel nitelikte yapıldığı düşünülen özellikle de Ayasofya’nın sol tarafında bulunan iki minare yıllardır tarihi mabedi ayakta tutmaktadır. Koca Sinanın ruhu şad olsun...