Elazığ - Çatalca Köprüsü
Çatalca geçtiğimiz hafta Pazartesi itibari ile muhteşem bir kampanyaya imza attı. Ve 3 TIR "depremzedelere ulaştırılmak üzere yardım" topladı. Gelin bu kampanyanın hikayesini hep birlikte baştan anlatalım ve okuyalım...
25 Ocak 2020 Saat 20.55! Merkez Üssü Elazığ'ın Sivrice İlçesi olan 6.8 Şiddetinde bir deprem meydana geldi. An be an televizyonlardan ve sosyal paylaşım ağlarından takibe başladık. Aynı gece Çatalca Belediye Başkanı Mesut Üner ile bir telefon görüşmesi yaptık. Yardım Kampanyası oluşturma noktasında. Vatandaşlarımız yoğun bir şekilde arıyor, mesaj yazıyor ve "Çatalca olarak bir şeyler yapalım" diyordu.
26 Ocak 2020 Pazar akşamı idi. Saat 20.30 civarları. Tekrar bir görüşme yaptık Başkan Üner ile ertesi gün başlamak üzere yardım kampanyasına karar verdik. Öncülüğü Çatalca Belediyesi yapacaktı. Tüm yardımları tek bir merkezde Belediye Kültür Evinde toplayacaktık. Sabah sabah bir komisyon oluşturduk. Komisyonda Çatalca Belediyesi Meclis Üyesi Süheyla Topçu, ben, Belediye çalışanı arkadaşlarımız Gülnur Çalışkan ve Oğuz Erkan isimleri ile yola çıktık. Çatalca'dan esnaf kardeşimiz Ayşegül Öğe'de kendi çevresi doğrultusunda bir yardım kampanyası başlatmıştı, onu da bu işe kattık. Lakin Kültür evinde öylesine bir organize vardı ki görülmeye değer. Gelen her türlü yardım tek tek katlanıyor ve paketleniyor, daha sonra da kolilere yerleştiriliyordu. Bir tır sadece orada kolilendi.
Pazartesi günü yaptığımız canlı yayında Genç Tur Nakliyat "Bir tırımızı size tahsis ediyoruz" diyerek jestini yaptı. Daha sonra Evo Log firması da "İki tır da bizden" diyerek yola çıkacak olan tırları bizzat tahsis ettiler.
MİSPAK Karamandere Kaynak Suyu sahibi Refik Karabacak bey bir sözümüzü ikiletmedi ve “Ne demek gerekirse bir tır daha verelim" diyerek bir tır dolusu su yardımında bulundu.
MEGA SU ve TATLI SU Sahibi Şeref Tatlı bey de aynı şekilde "Lafı bile olmaz elimizden ne gelirse" cümlesi ile bir tır dolusu su yardımında bulundu.
Restoran sahipleri, toptancılarımız, giyim mağazalarımız, onlarca iş adamımız, ÇASİAD ve yaşı 5'ten 80'e varan kadar tüm Çatalca halkı resmen seferber oldu ve Elazığ- Çatalca arasında bir gönül bağı oluşturdu.
Çarşamba akşamı saat 17.00'a kadar sürdürdüğümüz kampanyaya olan ilgi kelimeler ile anlatılması çok zor olan bir şey... Bu dakikalarda bir kaç kişinin "Gerçekten doğru yerlere gidecek mi?" sorusu ile karşılaşınca, tırlarımızın varış saatine uçak bileti aldık Elazığ'a... "Bizzat kendi ellerimle teslim edeceğim" dedim. Çatalca Belediye Başkanı Mesut Üner ve kampanyaya katılan herkes bu düşüncemize çok olumlu baktı.
Perşembe sabahı saat 10.00'da tırları Çatalca Belediyesinin önün çektik. 11.00'de dualar eşliğinde yolcu ettik tırlarımızı. 3 adet tır çıkardık yola...
31 Ocak 2020 Cuma sabahı saat 07.30 uçağı ile Elazığ'a gittik. 9.30'da Elazığ'a indik. Aman Allah'ım o nasıl bir yağmur. Yağmur yağıyordu indiğimizde. Havaalanından araçla şehir merkezine doğru geçtiğimizde gerçekten ürperten görüntüler ile karşılaştık. Televizyon başında ve elinde telefon ile gördüklerimizden çok daha farklı idi görüntüler. Bir çok boş alanda çadırlar vardı. Yıkılan bina sayısı çok azdı belki depremin şiddetine göre ama, oturulamayan bina sayısı çok fazla idi. Her bir köşe başında çadırlar, çadır mahalleler oluşmuştu. Tırların geliş saatini beklemek zorundaydık. İrtibatta olduğum Elazığ Vali Yardımcısı Erkan Kaçmaz ile buluşmadan önce depremin merkez üssü Sivrice İlçesine gittik. Hangi binaya girseniz her birisinde depremin izleri ile karşılaşıyorsuz. Vatandaş sokakta. Çadırlarda kalıyor. "Çadırları var çok şükür" demek isterdim ama hiç kimseye ALLAH BÖYLE BİR ŞEY GÖSTERMESİN. O çadırlarda yaşam çok kolay değil. Yataklarını ve çadır içlerini görünce içim parçalandı. Sivrice ilçesinde vatandaşlarımız ile sohbet ettik. Onca derde rağmen öylesine misafirperverlerdi ki, hepinize de selamları vardı. "Allah Razı Olsun" diyorlar.
Oradan çıktı ve ilçe merkezine tekrar döndük. Lakin gördüklerimiz her dakika bizi daha çok şaşırtıyordu. Evleri taşıyordu vatandaşlar. Ancak vinç ile! Binalara girebilmek ne mümkün. Olası bir depremde yıkılmaması mümkün değil. Her şeyi bir kenara koyun, korkusu yetiyor. Biz oradayken de sallandı Elazığ... Ve bizden sonra da sallanmaya devam ediyor.
Sonra Vali Yardımcımız Erkan Kaçmaz ile bir araya geldik. Valilik binasında da duvarlara baktığınızda depremin izlerini görmemeniz mümkün değil. Fotoğraf çekildiğimiz her bir bina içerisinde, arkamızda bir duva çatlağı görmeniz mümkün... İlerleyen saatlerde git gide hava soğu ve kar yağışı başladı. Hava çok soğuktu ve Kültür Park'ın içerisinde kurulan çadır kente gittik. Orada durum çok daha vahim. Emniyet güçlerimiz bile tenekelerde yaktıkları ateşte ısınmaya çalışıyor. Tırlarımız hala gelememişti. Kayseri yolunda kar yağışı git gide arttığı için polis tırlarımızı salmıyordu. Yol kapanmıştı çünkü. Çok geç gelen tırlarımızı Elazığ Belediyesi Yetkilileri teslim adlılar. Ve en çok bebek maması ve çocuk bezi ihtiyacı olduğunu söylediler. Kolilerimizin her birisinde ne olduğu yazdığı ve çok düzenli olduğu için de ayrıca tebrik aldık.
Elazığ ve Malatya'da şu an hayat çok zor. Hele ki bu hava şartlarında. Görmeyen, yaşamayan bilemez. Gördük, yaşadık ve alenen söylüyorum. Uzun bir süre Elazığ ve Malatya'da hayat normale dönmez. Psikolojik olarak ta vatandaş çok yorgun.
Akşam yemeğini Çukur Dizisi Ekibi, Perihan Savaş ve ekip arkadaşları ile birlikte yedik. Onlar da bir tır yardım getirmişlerdi. Daha sonra Vali Yardımcımız Erkan beyle de vedamızı ettikten sonra, hava alanına geri dönüş yaptık. Gece 23.40'ta hareket etmesi gereken uçağımız buzlanmadan ötürü bir saat rötar yaptı. Saat 2.30 gibi İstanbul Havalimanına indik. 03.00 gibi eve geldik.
Aradan 4 gün geçti ama ben hala Elazığ'dayım... Aklım orada. Ve olası yaşanacak olan İstanbul Depreminde... Dağlık ve kayalık alandan kalan bir yerde meydana gelen bu deprem bize neler yapmaz diye...
Ve dilimde tek bir dua "Allah'ım sen gösterme, depremi yaşayanlara da sen yardım et”
Öncelikle bu kampanyada öncü olan Belediye Başkanı Mesut Üner'e, elini taşın altına koyan yüreği güzel tüm insanlara bir teşekkür borcumuz var. Bizim ilçemiz bambaşka, yüreği böylesine güzel insanlarla aynı havayı solumak, bize verilmiş en büyük ödül bence..
YARIN : ÇATKUT ( Sivil Arama Kurtarma Ekibi)