Suç ortağı

Kanal İstanbul, kadına şiddet, erken seçim söylemleri, ekonomik sıkıntılar, asgari ücret tartışmaları derken satır aralarında kalan bir haber daha dikkatlerden kaçıp gidiyor. 
Sıra bize de gelebilir kaygısıyla Pazar kahvaltımıza dahi konu etmekten çekinmediğim bir haber. 
Bir suç makinesi daha parasız, pulsuz izinli olarak sokağa salıverildi. 
Peki ilk yaptığı ne oldu dersiniz? 
Bu kez yer İzmir'in Torbalı İlçesi.  Saat 21:00 civarları. Akşam saati mesaisini bitirip işinden evine dönmeye çalışan Torbalı Devlet Hastanesi’nde doktor olan Torbalı İlçe Sağlık Müdürü Mehmet Park gasp edilerek         öldürüldü. 
Ardından Park'ın evine yaklaşık 600 metre uzaklıkta olan ve yine Torbalı Devlet Hastanesi'nde Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yapan Harun Gülcemal'in çocuğunu karşılamak üzere aracına bindiği sırada otomobilinin yanına gelerek kendisinden para istendi. Dr. Gülcemal ise ‘Üzerimde para yok’ diyebildi. Bunun üzerine cinayet şüphelisi şahıs ‘O zaman eve gidip alalım’ cevabını verdi. Birlikte eve gittiler. Evde eşi ve yatalak olan annesinin yanında tabancayı annesine doğrultup ‘vururum bak’ diye tehdit ettikten sonra, tetiğe bastı ancak tabanca ateşlemedi. Eşi Hatice Gülcemal silahı kurusıkı zannederek hamle yaptı. Ardından şüpheli bir kez daha tetiğe bastı ve Dr. Gülcemal’in eşini vurdu. Parasızlıktan gözü dönmüş bu zat sonrasında silah zoruyla Dr. Gülcemal’i ATM’ye götürüp para çektirtti. Çaldığı parayla da önce kayıplara karıştı sonra bilmem kaçıncı defa yakalanarak bir kez daha salıverilmek üzere içeri atıldı.
İçeri atılmadan önce de 
mobese kameralarından yeri ve kimliği tespit edilen bu zat bir de yakalanmaya çalışılırken polisle girdiği çatışmada kaybedecek hiçbir şeyi olmadığından maalesef bir polisi de ağır yaraladı. 
Şüpheli 30 yaşındaki Enver Yıldız.
Yıldız, 17 suçtan sabıkalı.
Başı boş bir şekilde salıverildiği toplumun içinde var olma çabasını belki de tek ve en iyi bildiği hırsızlık, adam yaralama ve öldürme yoluyla göstermeye çalıştı ve ölüm listesine iki masum insanı daha ekledi. Üçüncüsünün de endişeli bekleyişi sürüyor.
Yasalar ve kanunlarımızın acilen yeniden gözden geçirilip bu itilmiş insanların hayata yeniden başlamaları konusunda destek almalarını sağlaması gerekmez mi?  
Elinde yetki sahibi devletin adamları da görmezden gelerek bu suçlara ortak olmuyor mu?
Daha kaçımız başı boş salıverilen bu zatların kurbanı olacağız?