Horoz gibi ötmeyen tavuk gibi yumurtlar
Korkularını yenmesini bilmeyenler, esarete mahkumdurlar. Hele bu korku dünyevi çıkar korkusu ise mahkumluk köleliğe kadar götürür. Farkında olmadan bir bakıvermişsin üç günlük dünya için köle oluvermiş..
Gördüğü haksızlık karşında susuvermiş..
Dünya ihtirasları için haksızlığı, hukuksuzluğu savunuvermiş..
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyivermiş...
Bu durum korkularını yenmesini bilmeyen, horozluğu bırakıp tavuğa dönmeye taviz veren “Horoz hikayesi ”ne benziyor.
Günün birinde bir horoz varmış. Her sabah sık sık ezan saatin de ötermiş. Sahibi demiş ki;” Tekrar tekrar ezan saatinde ötme. Yoksa tüylerini yolarım.”
Bu tehdit karşısında horoz korkmuş ve kendi kendine demiş ki; “Zaruretler mahzurları mubah kılar. Canımı kurtarmak için ezan vakti ötmekten vazgeçmeliyim. Nasıl olsa benden başka horozlar var. Her halükarda onlar benim de yerime ezan vaktinin geldiğini görerek haber verirler.”
Korkularına yenilen Horoz ezan saatinde ötmeyi bırakmıştır artık… Bir hafta sonra sahibi gelir ve der ki; " Ne o horoz gibi dik dik yürüyorsun? Bundan sonra tavuk gibi yan yan yürüyeceksin yoksa senin tüylerini yolarım..."
Horoz bu tehdit üzerine tavuk gibi yan yan yürümeye başlar... Bir hafta sonra sahibi tekrar gelir ve der ki; “Eğer tavuklar gibi gıdaklamazsan senin tüylerini yolarım…” Horoz bu tehdit üzerine horozluktan da vazgeçer ve tavuklar gibi gıdaklamaya başlar… Horoz tam bir ay tavuk gibi gıdakladıktan sonra sahibi tekrar gelir ve bu kez şöyle der; “Şimdi de tavuklar gibi yumurtlamazsan eğer yarın seni keserim” Bunun üzerine horoz ağlamaya başlar ve der ki; “Keşke ezan saatinde ötseydim de sahibim beni öyle öldürseydi.” Bugün menfaatleri için susanlar yarın sustukları için önce yürüyüşlerini sonra oturuşlarını ve en önemlisi şahsiyetlerini, haysiyetlerini kaybederler!
Söylemde Hz Ömer, eylemde ise Yezid gibi davrananlar unutmayın mumunuz yatsıya kadar yanar. Bugün her şey den çok Habil duruşuna ihtiyacımız var! Habil görünen kabiller unutmayın siz sadece dünyanızı imar ediyorsunuz! Ey Kabiller dünyanızı imar ederken ahiretinizi mahvediyorsunuz! Müslüman alemi dünden bugüne ne çekti ise hep Habil görünümlü kabillerden çekti! Bugünde çehreleri Habil , icraatları Kabil olanlar kafasını kuma koymuş devekuşları gibidirler.
Bu Habil yüzlü kabiller ,fakir halkı görmezler, işsiz halkı görmezler, yıllarını eğitime vermiş insanları görmezler !
Sadece kendi saltanatları için yaşarlar, bu uğurda gece gündüz mücadele ederler!
Siyasî duruşları ve tavırları net olmayanlar, birilerinin gölgesinde olanlar hikayedeki horoz misali gibidir. Sadece mevki, makam ve para için taviz verenler geldikleri noktada kendilerine dönüp; "Ne oldu bize ?" sorusuyla karşı karşıya gelmiştir, gelecektir. Hangi dava , hangi siyasi parti , hangi fikir ve hangi duruş olursa fark etmez duruşu net , tavrı net, göründüğü gibi olanlar tarihin bir köşesinde muhakkak yer bulacaktır.
Fakat duruşu olmayan , tavrı olmayan ve bukalemun gibi olanlar ise unutulup gidecektir. Şimdi soruyorum horoz gibi ötmek mi istersin ? Yoksa tavuk gibi yumurtlamak mi istersin?