Merkeze 23 kilometre uzaklıktaki, Bulgaristan göçmenlerinin yaşadığı 350 haneli Ferhadanlı Mahallesi'nde 2 metrekarelik dükkanda berberlik yapan Yıldız, dünyaya işitme engelli olarak geldi.
Engeline rağmen yaşam enerjisini yitirmeyen Yıldız, 20'li yaşlarda berber çırağı olarak mesleğe giriş yaptı.
Bir süre sonra ustalık seviyesine ulaşan Yıldız, kendine dükkan açtı.
Yaklaşık 58 yıldır mesleğini sürdüren Yıldız, kimi vesikalık kimi farklı boydaki sürekli müşterilerinin fotoğraflarını da dükkanında sergilemeye başladı.
İşitme engeline bağlı olarak konuşma yetisi de gelişmeyen Yıldız, müşterileriyle el işaretleriyle anlaşarak mesleğini sürdürmeye devam ediyor.
Hem dükkanındaki mini fotoğraf sergisi hem de müşterileriyle el işaretleriyle diyalog kurma çabası "Dilsiz berber"i diğer meslektaşlarından farklı kılıyor.
"Maharetli bir berber"
Ferhadanlı sakinlerinden Ahmet Günay, civarda "Dilsiz berber" haricinde berberlik yapan başka birinin olmadığını söyledi.
Kamil Yıldız'ın neredeyse 3 kuşağı tıraş ettiğini anlatan Günay, "Dilsiz berberimiz, şu civarın ve bizim köyümüzün dedelerimizin, babalarımızın, bizim ve hatta torunlarımızın berberi oldu. 'Dilsiz berberimiz'in öyle bir yaşam hayatı var ki o kadar tatlı. Konuşamamasına rağmen insanlara yaklaşımı, onun duygusal yapısı, insanlara sevecen yaklaşması kendisine bağlıyor. Kendisini civar köyler ve biz çok seviyoruz." ifadelerini kullandı.
Konuşamamasına rağmen Yıldız'ın insanlara yaklaşımının sempati topladığını aktaran Günay, mesleğinde ise işinin ehli olduğunu kaydetti.
Ferhadanlı sakinlerinden Yaşar Durak da "Dilsiz berber"in her gün sabah saat 5'te işinin başında olduğunu belirtti.
Mehmet Coşkun ise Kamil Yıldız'ın mahallede en çok sevilen kişilerden biri olduğunu ifade etti.
Muhtar Zeynel Serçe de Yıldız'ın dükkanında bu güne kadar tıraş koltuğuna oturan herkesin fotoğrafının dükkanda yer aldığını vurguladı.
Dükkan açtıktan sonra "Dilsiz berber"in hatıra kalması için müşterilerden fotoğraflarını istediğini anlatan Serçe, şöyle konuştu:
"Dükkanını açtıktan sonra hatıra kalması amacıyla tıraş koltuğuna oturan herkesten vesikalık fotoğraflarını bırakmasını istiyor. Bizler bunu biliyoruz ve tıraş olmaya gelenlere fotoğraflarını bırakmalarını rica ediyoruz.
Dükkanında 1963 yılına ait vesikalık fotoğraflar var. Torunlarımızı tıraş olmaya getirdiğimizde vesikalık resimlerden dedelerini, amcalarını ve akrabalarını gösteriyoruz, onlar da şaşırıyor."