Yeniçağ TV Youtube Kanalı'nda medya camiasının gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İGD Başkanı ve Damga Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Mert, cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan tasarruf tedbirleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarının gazete alımının yasaklanmasının yanlış bir karar olduğunu söyledi. Basın dünyasının özellikle de yerel basının bu genelge nedeniyle büyük bir zorluk çektiğini aktaran Mert, “Genelgenin içeriğinde birçok tedbir var. Bunların birçoğuna katılabiliriz. Araçlarla alakalı, çiçek göndermeyle alakalı, personel alımıyla alakalı bölümler var bunlar tamam ama bir bölüm var ki; basın yayın organlarıyla ilgili, bu üzücü. “Kamu kurum ve kuruluşlarının günlük gazete alımı yasaktır” gibi bir cümle var. Böyle bir cümle çoğunlukla yerel basını engelliyor. Türkiye'nin yüzde altmışı Anadolu'da hala mahallesinde olup biteni yerel basından takip ediyor. Televizyonlarda İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa dışında birçok şehirden haber verilmiyor. Yerel basına ihtiyaç olduğu açık. Evet internet var ama onlar da haberleri yerel basından alıyor. Bu zeminde kamu kurum ve kuruluşlarının gazete alımını yasaklamak kime yarar? Örneğin ben bir aile büyüğüyüm. Ekonomim el vermezse tedbirli davranmalıyım. Ne yapmam lazım? Lüks ihtiyaçlarımı azaltırım, kıyafet seçimimi değiştiririm ama benim evime günde 1 gazete giriyorsa o gazeteyi almamak benim en son aklıma gelmeli. Günlük bir gazeteyi almıyorsanız eksik kalırsınız. Neden böyle bir eksiklik bile isteye yaratılıyor?” diye sordu.
Yerel basın gözardı ediliyor
Söz konusu genelgeyle birlikte yerel basının gözardı edildiğini kaydeden Mert, “Şimdi siz kalkıp diyorsunuz ki; 'belli aşamalardan geçtik, ekonomi vs her şey güzel' ama bakın günlük gazete alımını yasaklamak var ya. Yani her şey güzel ama gazete alımı yasak. O gazetelerin maliyeti zaten kamu kurumlarına oldukça düşük. 1 yılda dağıtılan toplam para 100 milyon lira olsun. O parayla 1 sene boyunca Anadolu'da, büyükşehirlerde birçok gazeteci evine ekmek götürüp, ailesini geçindiriyor. Ben eminim ki Sayın Cumhurbaşkanı, bu kararı gözden geçirecektir. Bugüne kadar herkesin söylediği bir şey bu; 'düşünülmeden alınmış bir tedbir, kaldırılması lazım' diye. Gazete alımını yasaklamak mantıklı değil. Cumhuriyet ülkesiyiz. Böyle bir şey olabilir mi? Cumhuriyet Gazetesi ilk kurulduğunda bütün kurumlara gazeteyi alma şartı verildi. Daha sonra Anadolu basınının gelişmesi için devletimiz teşvik edici kararlar aldı. Biz yerel basının cumhuriyet döneminde, Kurtuluş Savaşı yıllarında çok ciddi emeklerini bulduk. Bunlara rağmen bugün bu kararla yerel basına adeta kilit vuruluyor. Bu genelgenin kesinlikle ortadan kalkması gerekiyor, düzelmesi gerekiyor” dedi.
Siyasilerle temas içindeyiz
Genelgenin gözden geçirilmesi için siyasilerle temas içinde olduğunu da belirten Mert, “Bu konuda bölge milletvekillerimize daha çok ulaşıyoruz. Bunlardan birisi AK Parti Milletvekili Tülay Kaynarca. O da gazeteci kökenli. Bu konudaki ifadesi 'Mehmet bey size katılıyorum. Eminim ki bu düzenlemeyi yapanlar düşünmüştür ama bu gündeme getirilerek yeniden değerlendirilebilir' şeklinde. CHP'den İstanbul Milletvekilleri Ali Şeker, Özgür Karabat, İYİ Parti'den Yavuz Ağıralioğlu, MHP'den de Ali İhsan Arslan'a ilettik. En sonunda AK Parti Milletvekili Şamil Ayrım beye konuyu ilettik. Görüştük. O da pazartesi mecliste konuyu gündeme getireceklerini, konunun takipçisi olduklarını belirtti” diye konuştu.
Üvey evlat muamelesi
Yerel basının üvey evlat muamelesi gördüğünü de anlatan Mert, “Yerel medya üvey evlat muamelesi görüyor. Yerel medya kurumu sahibi olan bir arkadaşımız zaten gazetenin hem imtiyaz sahibi, hem editörü, hem dağıtıcısı bu kadar zorluğun içinde olan arkadaşlarımızın kuruş parasını almak gerçekten doğru bir şey değil” dedi.
AK Parti Grup teklifini anımsattı
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde AK Parti'nin grup teklifi yaparak, basının desteklenmesi gerektiği yönünde bir hamle yaptığını da anlatan Mert, bu teklifin kabul edilmesi gerektiğini de vurguladı. Mert, “İBB Meclisi'nde AK Parti Grubu şahane bir önerge verdi. Önergede “Medyanın köprü görevi görmesi, toplulukların haber alma özgürlüğünün yerine getirilmesine yardımcı olduğu açıktır. Gazetelere destek olunması sosyal sorumluluklar arasında yer almaktadır. Bununla birlikte İBB'nin almış olduğu kararların özetlerinin resmi ilan yayınlama hakkı bulanan yaygın, bölgesel ve yerel gazetelerin tamamında duyurulması, söz konusu karar özetlerinin ilan ve duyuru giderlerinin belediyemizce karşılanmasını, teklifmizin gündeme alınmasını arz ederiz” diyor. Bu harika bir önerge. Bu önergede; resmi ilan alma hakkı olan gazeteler deniyor. Bu şart olmamalı. Benim gazetem resmi ilan alabiliyor ama bugün resmi ilan alamayıp çok iyi iş yapan gazeteler de var”
şeklinde konuştu.
Belediyelerin tutumu değişiyor
Konu hakkında ilçe belediyelerinin tutumunu da değerlendiren Mert şu ifadeleri kullandı; “Belediyeler bu konuya nasıl bakar derseniz; gerçekten kamu haklarının korunması gerektiğini düşünen belediyeler bu kararı onaylamıyor başka türlü kaynaklar bularak yine ilan verip, abone olup, gazete satın alıyor. Bir de bazı belediyeler var bu genelgeyi bahane ederek; ilan vermediği, abone olmadığı gibi kendi belediye meclisine basını bile sokmuyor. Bu artık sansüre giden bir yer. 29 yıldır bu mesleği yapıyorum, ömrüm yettiğince de yapacağım. Bu mücadelede tek istediğimiz böylesi zorluklara maruz kalmamak.” ifadelerini kullandı.
ANIL BODUÇ
