Altı muhalefet partisi lideri, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'' çalışmasını kamuoyuna sunmak üzere bir araya geldi. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partisi genel başkanları Bilkent Otel’de buluştu. Liderler, 42 sayfalık Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metnine imza attı. Salona birlikte giren 6 muhalefet partisi liderleri, alfabetik sıraya göre protokole oturdu. Tuluhan Tekelioğlu'nun sunucusu olduğu tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Törende, CHP'den Muharrem Erkek, DEVA Partisi'nden Mustafa Yeneroğlu, DP'den Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi'nden Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti'den Prof. Dr. Bahadır Erdem ve Saadet Partisi'nden Bülent Kaya da yer aldı. Parlamenter sistem taslağı üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin verdiği zararlar. İkinci bölümde ise güçlendirilmiş parlamenter sistem özetleniyor. Son bölümde ise düzenlemeler aktarılıyor.
Uzlaşma ilkeleri yok sayıldı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek metnin ilk bölümünü okumak için kürsüye çıktı. “Savaşa hayır” diyerek sözlerine başlayan Erkek, "Toplumu en geniş yelpazede temsil eden 6 siyasi parti olarak bizler tarihi bir çalışma için bir araya geldik. Yarının Türkiye’sini inşa etmek için hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’nde istişareyi ve uzlaşmayı esas alarak yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türkiye siyasi tarihinin en kritik anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında ilan edilmiştir. Bu dönemde demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri yok sayılmış. Anayasa değişikliği geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, STK’larla, barolarla müzakere edilmemiştir. İki partinin genel başkanının belirlediği dar bir komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa değişikliği, komisyonda 41 gün gibi kısa bir sürede kabul edilmiştir. Devletin bütün imkanları “evet” kampanyası için seferber edilmiş, STK’ların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır. Bu sistemde anayasadaki tarafsızlık yeminine rağmen parti genel başkanlığı ile devlet ve hükümet başkanlığı tek kişinin şahsında birleşmiş, partili cumhurbaşkanı ülkenin sorunlarını daha da derinleştirmiştir" dedi.
Bağımsız yargı yok edildi
"HSK, cumhurbaşkanına tanınan doğrudan ve dolaylı atama yetkileriyle yürütmenin vesayetine girmiş, partili cumhurbaşkanı bağımsız ve tarafsız yargıyı yok etmiştir. Bizler geçmişin dar kalıplarını da reddediyoruz" diyen Erkek, "Geçmişin tecrübelerinden istifade ederek, geçmiş uygulamaların ortaya çıkardığı vesayetçi uygulamalara bir daha imkan vermeyecek yeni bir sistemi inşa etme kararlılığındayız. Ülkemiz Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Bu krizin en önemli sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfi ve kural tanımaz sistemsizlik ve basiretsiz yönetimdir" ifadelerini kullandı.
Katılımcı bir yasama
Yasama bölümünü sunmak üzere kürsüye gelen DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu ise "Masum insanların bombalanmasına hayır diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile katılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin gereklerine uygun, kuvvetler ayrılığı ilkesi ile etkin denge ve denetleme mekanizmalarına dayanan bir hükümet sistemi amaçlıyoruz. Hükümet sistemimizde temsilde adalet ile yönetimde istikrar ilkelerini eşit şekilde esas almaktayız. Meclisi güçlendirirken hükümeti zayıflatmama, hükümeti güçlendirirken meclisi zayıflatmama kararlılığı içindeyiz. Bu amaçla öncelikle etkili ve katılımcı bir yasama öngörüyoruz. Bu kapsamda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in kalbi olan Meclis’in temsil yeteneği arttırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevleri etkili kılınacaktır. Böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olması sağlanacaktır. Ayrıca Meclis iç tüzüğünde katılımcılık ön plana çıkarılacak, siyasi partiler kanununda yapılacak değişiklikle parti içi demokrasi ilkeleri tesis edilecektir" açıklamasında bulundu.
Baraj yüzde 3'e düşecek
Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3’e düşüreceklerini, açıklayan Yeneroğlu, "Yurt dışındaki 6 milyondan fazla vatandaşımızın Meclis’te temsilinin sağlanması için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız. Siyasi partiler ve seçim mevzuatını Anayasamızda yer alan siyasi partilerin faaliyetleri parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları ‘demokrasi ilkelerine uygun olur’ kuralı doğrultusunda özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla yeniden düzenleyeceğiz. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. Adil rekabet koşullarının sağlanması ve demokratik siyasi hayatın güçlendirilmesi amacıyla en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler Hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacaktır. Bakanlar Kurulu’nun KHK çıkarma yetkisinin yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şekliyle kabul ediyoruz. Ancak temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine ise kesinlikle izin vermeyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı hakem olacak
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, ‘Yürütme Organı’nı anlatmak için kürsüye çıktı. Bülent Şahinalp, "Savaşa hayır diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Yarının Türkiye’si için hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de kuvvetler ayrılığı ilkesine ve etkin denge ve denetleme mekanizmasına dayanan bir hükümet sistemi amaçlıyoruz. İstikrarlı ve hesap verebilir bir Yürütme Organı oluşturacağız. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Yürütme Organı devletin ve milletin birliğini temsil eden tarafsız, siyasi sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan Yasama Organı’nın içinden çıkan ve Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu olan Bakanlar Kurulu’ndan müteşekkil olacaktır. Bu sayede cumhurbaşkanı kendisinden beklenen uzlaştırıcı hakem rolünü üstlenebilecek" diye konuştu.
Partiler üstü bir yapı
"Cumhurbaşkanı, devletin ve milletin birliğini temsil etmesi amacıyla tarafsız ve partiler üstü bir yapıya kavuşacaktır. Cumhurbaşkanının yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz. Cumhurbaşkanlığını tarafsız bir makam olarak düzenleyeceğiz" Şahinalp, "Yürütmeye dair icra yetkiler TBMM’ye karşı siyasi sorumluluğu olan başbakan ve bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacaktır. Cumhurbaşkanının istisnai nitelikte tek başına yapabileceği işlemler ise Anayasa’da ayrıntılı olarak düzenlenecektir. Cumhurbaşkanının hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin esaslar Anayasa’da düzenlenerek yargılama makamı ve usulü açıkça belirtilecektir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de hükümete istikrar kazandırmak amacıyla gensoru ile yapıcı güvensizlik oyu birleştirilecektir. Hükümetin düşürülmesi, yeni hükümetin TBMM’de üye tam sayısının salt çoğunluğuyla seçilmesi şartına bağlı olacaktır" bilgisini verdi. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanının ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacağını belirten Şahinalp, "OHAL ilan etme yetkisi cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacaktır. Bu yetki TBMM’nin onayına da tabi tutulacaktır. OHAL’in keyfi yönetime dönüşmesine engel olmak amacıyla OHAL KHK’larına hukuk sistemimizde yer verilmeyecektir" dedi.
Coğrafi teminat güvencesi
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün ise yargı sistemini anlatmak üzere kürsüye geldi. Sefer Üstün, "Savaşa karşı mazlumların yanında olduğumuzu belirterek sözlerime başlamak istiyorum. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in en önemli başlıklarından birisi bağımsız ve tarafsız yargıdır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlayacağız. Bu kurumlara ve organlara yürütmenin müdahalesini engelleyecek tedbirleri alacağız. Yargı sistemiyle hakimlik ve savcılık mesleğine yönelik olarak hakimlik teminatını güçlendirecek ve hakimlere coğrafi teminat güvencesini sağlayacağız. Hakim ve savcıların mesleğe kabul ve yükselmelerinde objektif kriterleri esas alacağız. Sulh ceza hakimliklerinin görev ve işleyişlerini hukuk devletinin gereklerine göre yeniden düzenleyeceğiz. Tutuklamaların istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız" diye konuştu.
ÖTEKİLEŞTİRME OLMAYACAK
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem de Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’deki temel hak ve özgürlükleri anlatmak için kürsüye çıktı. Bahadır Erdem, "Yarının Türkiye’si için hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile, devletin temel organlarının yanında demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesini de esas alıyoruz. Hükümet sistemimizle uluslararası sözleşmeler ve evrensel değerler çerçevesinde başta ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm özgürlüklerin garanti altına alındığı bireylerin ve sivil toplumun güçlendirildiği, çevre haklarının ve sürdürülebilirliğin sağlandığı, kadın-erkek eşitliğinin tesis edildiği özgür ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etmeye kararlıyız. Bu amaçla temel hak ve özgürlükler dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacak ve iç hukukumuz uluslararası standartlarla uyumlu halde kılınacaktır. Ötekileştirme hissi duyuran tüm uygulamalar ortadan kaldırılacaktır" dedi.
MÜLAKAT MUTLAKA KAYDA ALINACAK
Kamu Yönetimi ve Siyasi Etik konusunu anlatmak üzere kürsüye Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya ise "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de kamu yönetimi ve etik başlıklarını sizlere arz etmek üzere huzurlarınızdayım. Öncelikli olarak kamu yönetimini, eşitlik, tarafsızlık, liyakat, hukuka uygunluk ve şeffaflık ilkelerini hakim kılacağız. Tüm kamu kurumlarının fonksiyon ve etkinlerini gözden geçirerek ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden yapılandıracağız. Bu bağlamda paralel bütün kamu kurum ve kurulların faaliyetlere son vereceğiz. Kamu yönetiminde kadın yöneticilerin sayısını arttıracağız. İkinci hedefimiz, kamu görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik İlkerlerini hakim kılmak olacaktır. Mülakat uygulamalarına son vererek yazılı sınav sonuçlarını esas alacağız. Sözlü mülakat yapılması zorunlu halinde ise ancak kanunla düzenlenmek kaydıyla, istisna olarak düzenlenecektir. Adaylara yöneltilecek sorular kurayla belirlenecek, sözlü sınavlar mutlaka kayda alınacaktır" ifadelerini kullandı.
NERGİZ DEMİRKAYA