Medikal firmalardan ihale yolu ile tıbbi ürün ve ilaç satın alan iki üniversite hastanesinin ihalelerine birçok büyük firmanın katılmadığı, katılan firmaların da ödemelerini gecikmeli alacaklarını bildiği için ürünlere normal fiyatlarının çok daha üstünde teklif verdikleri ortaya çıktı.
Üniversiteler neden borç içinde?
Üniversite hastaneleri, muayene olan her hasta için SGK'dan 42 TL ödeme alıyor. Bunun dışında hastalardan hiçbir şekilde ücret talep edilmezken, bu 42 TL içine hastanın muayene, laboratuvar tahlilleri ve diğer tüm tetkikleri giriyor. Üniversite hastanelerine gelen hastaların büyük bir çoğunluğunu da tıbben zor vakalar olduğu için, hemen her hastanın maliyeti, ödenen ücretin üstüne çıkıyor. Ayrıca Sağlık Uygulama Tebliği'nde (SUT) belirlenen ücretlere 10 yıldır zam yapılamadığı için giderler artarken, gelirler hep aynı kalıyor. Taşeron olarak çalıştırılan güvenlik, yemekhane çalışanlarının ücretleri de üniversitenin bütçesinden ödeniyor.
Hastaneler neler istiyor?
Üniversite hastanelerinin gelir-gider dengesinin sağlanabilmesi için öncelikli olarak sistemin düzeltilmesi gerekiyor ve SUT kararı ile 10 yıl önce belirlenen fiyatlarının düzeltilmesi gerekiyor. Şu ana kadar birikmiş borçların medikal firmalara devlet tarafından ödenerek silinmesi gerekiyor. 2010 yılına kadar 250 TL karşılığında poliklinik dışında hastanede muayene yapılabiliyordu ancak daha sonra bu ücretler 100 TL'ye kadar düşürüldü.
İhaleye katılacak firma yok
Sağlık Bakanlığı'na bağlı olmayan birçok tıp fakültesi bu borç batağındayken fakülte yetkililerinin ilaç, tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme almak için açtıkları ihalelere birçok büyük firma katılmıyor. Satın alınan malzemeler kalite olarak daha düşük olsa bile daha yüksek fiyata satın alınıyor çünkü ihaleye katılan firmalar ödemelerini gecikmeli alacağını bildiği için ürünleri daha yüksek fiyattan satmaya çalışıyor.
Ameliyatlar zararına yapılıyor
Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Dr. Raşit Tükel, şu andaki verilen sağlık hizmetlerinin kâr amaçlı olduğunu bu tür bir sistemin ayakta kalmasının mümkün olmadığını belirtti ve şunları söyledi: “Üniversitelerde 2011 yılı başında döner sermayeli performansa dayalı ödeme sistemine geçildi. Bunun anlamı doktorların daha çok hasta bakması, daha çok işlem yapmasıydı. Tıpkı döner sermaye ile çalışan Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler gibi. Aslında bu bir sağlık işletmesi modeli yani karlılığın amaçlandığı bir model. Bu model sağlık alanına uygun bir model değil. Zor vakaları tedavi eden, eğitimin, araştırmanın yapıldığı üniversite hastanelerine ise hiç uygun değil. Önemli bir nokta şu aslında, SUT fiyatlarının 10 yıldır artmadığını, dolayısıyla hastanelere Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) ödenen paranın 10 yıldır aynı olduğunu biliyoruz çünkü SGK kendisi de borç içinde. Döner sermayeli sağlık işletmesi demek, o üniversite hastanesinin kendi imkanları ile hayatta kalması ve bunun için de sağlık hizmeti sunumuna ağırlık vermesi anlamına geliyor. Eğitim ve araştırma yerine sağlık hizmeti sunumuna ağırlık vermesi demek. Nitelikli sağlık hizmeti sunumundan vazgeçmesi anlamına geliyor. SUT fiyatları 10 yıldır artmayınca yani sosyal güvenlik kurumundan geri ödemeler 10 yıl öncenin fiyatlandırması üzerinden yapıldığında sağlık hizmeti üretme maliyetinin çok daha altındaki değerlerde geri ödemeler yapılmış oluyor. Yani üniversitelerde verilen sağlık hizmeti için 10 yıl önceki fiyatlarla geri ödeme yapılıyor. Dolayısıyla ödenenden daha pahalı bir sağlık hizmeti ortaya çıkıyor. Dolayısıyla siz üniversite hastanesinde bir ameliyat yaptığınızda zarar ediyorsunuz. Herhangi bir işlemde zarar eder duruma geliyorsunuz çünkü yaptığınız işlemin maliyeti SGK tarafından karşılanmıyor. Diğer taraftan üniversite hastanelerinde personel harcamaları, işletme giderleri, yatırım, bakım harcamaları devlet bütçesi yerine tıp fakültesi döner sermayesinden ödeniyor.”
Bu sistem ayakta kalamaz
Tıp fakültelerinin hizmet tedarikçilerine giderek borçlandığını ve bu borçların ödenmesinin mümkün olmadığını da belirten Prof. Dr. Tükel,şöyle konuştu: “İlaç, malzeme alımları güçleşiyor. Kimse fakülte hastaneleri ile malzeme alımı için anlaşmaya yanaşmıyor. Yüksek maliyetlerde satış yapılmaya çalışılıyor. Bu tedarikçilere borçlanma öyle bir noktaya geliyor ki cihaz bakımları, medikal malzeme alımında bile zorluklar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla üniversite hastanelerinin gelirlerinin, giderlerinin çok altında kaldığı için borç yükünden kurtulmalarının mümkün olmadığını ve borçlanmanın giderek arttığını görüyoruz. Yani sonuçta performansa dayalı geri ödeme üzerine kurulu sağlık işletme modelinin terk edilmesi gerekiyor. Eğitim ve araştırmaya öncelik veren, nitelikli sağlık hizmeti sunumunu temel alan, genel bütçeden desteklenen bir sisteme geçilmeli. Mevcut sistem hiçbir şekilde ayakta kalamaz. Sağlık Bakanlığı hastaneleri de ayakta kalamaz.” DHA
Okunma Süresi: 4 dk
Kızılcık Şerbeti’nde Görkem Karakteri Ekranlara Veda Ediyor
#Magazin / 20 Aralık 2024
Esas Oğlan 7. Bölüm Yayın Tarihi Belli Mi? Ne Zaman Yayında?
#Kültür Sanat / 20 Aralık 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *