Kuzey Ormanları Üç Aylık İzleme Raporu yayımlandı. Rapora göre toplam yapılan 331 adet izlemede 230 ayrı tehdit, tahrip ve savunma kaydedildi. Kaydedilen izlemelere bölgesel olarak bakıldığında 1. Bölgede 74 adet, 2. Bölge yani İstanbul'da 101 adet, 3. Bölgede 72 adet ve 4. Bölgede 13 adet tehdit, tahrip ve savunma başlığı tespit edildi. Raporda Kuzey Ormanları'nın inşaat, enerji ve maden projeleriyle tahrip edilmeye devam edildiği belirtildi.
Su kaybı yaşandı
Kuzey Ormanları beslediği 80’nin üzerinde göl, gölet ve barajla bölgede yaşayan on milyonlarca insan ve sayısız canlının yegane su kaynağı durumunda. İzleme dönemi kış ayları olmasına rağmen en çok yapılan izleme konusu kuraklık oldu. Kuzey Ormanları göl ve barajlarının hemen hepsi ciddi seviyelerde su kaybına uğradı, bir kısmı kurumaya yüz tuttu. Uzmanlar bu durumun su havzaları üzerindeki inşaat baskısı, bölgedeki sanayi ve nüfus yığılması ile iklim krizinden kaynaklandığını belirtti.
İnşaatla işgal edildi
İstanbul; mega rant projeleri ve taş ocaklarıyla yoğun tehdit ve tahrip altında olması sebebiyle en çok izleme yapılan bölge oldu. Kuzey Ormanları’nın İstanbul sınırları içinde kalan alanlarını önemli ölçüde tahrip etmiş olan 3. Köprü, KMO ve 3. Havalimanı projeleri, yine Kuzey Ormanları’nın özellikle parçalanmış mevkileri üzerindeki inşaat/yapılaşma baskısını da giderek arttığı kaydedildi. Özellikle Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz, Şile ve Çekmeköy gibi kuzey ilçelerinde bir çok yeni inşaat projesiyle orman işgalleri izlendi. Ayrıca bu projelere inşaat malzemesi sağlamak için orman içine açılan dev taş ocaklarının da büyütülmeye devam edildiği gözlendi. Taş ocakları İstanbul Kuzey Ormanları’nın Sultangazi, Maslak, Şile ve Ömerli mevkilerini hızla yok ettiği rapora yansıdı.
Kanal İstanbul tehdit!
Raporda Kanal İstanbul'un, bölge coğrafyası üzerindeki ölümcül tehdidini devam ettirdiği vurgulandı. Ocak/Şubat/Mart 2021 aylarını kapsayan izleme faaliyeti boyunca sadece İstanbul’a değil tüm Kuzey Ormanları coğrafyasıyla, Karadeniz ve Marmara Denizi ekosistemlerine zarar verecek olan Kanal İstanbul projesinin hazırlıklarına devam edildiği belirtildi. Yapılan izlemelerde özellikle İstanbul’un Avrupa yakasındaki son su, tarım ve orman alanlarının bulunduğu arazilerin hızla el değiştirdiği kaydedildi.
Trakya da tehlikede
Rapora göre İstanbul’dan sonra en yüksek oranda tehdit ve tahrip altında bulunan bölge ise Trakya oldu. Raporda, "Trakya; Istrancalarda hızla yayılan maden ve RES projelerinin yanı sıra tüm bölgeyi etkisi altına alan sanayi kirliliğinin de tahribi altındadır. Dünyadaki en eşsiz körfezlerden biri olan Saros Körfezi ve çevresindeki ormanlık alanlar, FSRU Doğalgaz limanı ve boru hattı projesiyle hızla tahrip edilmektedir. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ikinci nükleer güç santrali için Trakya'nın daha öne çıktığını açıklaması bölgedeki nükleer santral tehdidinin yeniden ilk sıralara taşımıştır" denildi.
Onlarca canlı boğuldu
Mart ayında sona eren av sezonu boyunca Kuzey Ormanları’nın tüm bölgeleri yoğun bir avcı baskısı altında kaldığı rapora yansırken, "Tahrip projelerinin görece uzak kaldığı orman içlerinde yaşamaya çalışan az sayıda yaban hayvanının da avcı ateşinde can verdiği gözlenmiştir. Nesli tükenme tehdidi altındaki kuş türlerinden, sayısı parmakla sayılabilecek kadar azalmış memeli türlerine kadar pek çok yaban hayvanı av hedefi olmuştur. Ayrıca Kuzey Ormanları’nın iç içe olduğu Karadeniz ve Marmara Denizi ile Boğaziçi’nde yoğunlaşan endüstriyel balıkçılık faaliyetleri birçok balık türünün popülasyonunda tükenişe yol açmış, onlarca yunus ve deniz kaplumbağası yine bu ağlarda boğularak can vermiştir" bilgisi verildi.
15 HEKTARLIK ORMAN ALANI TAHRİP EDİLDİ
Raporun son bölümünde, "Bu 3 aylık periyotta resmi kaynaklar tarafından açıklanan bilgilere göre yangın çıkan 10 noktada, 15 hektarlık bir orman alanı tahrip edilmiştir" denilerek, "Bu yangınların 2 tanesi ocak ayında çıkmış olup Düzce ve Sakarya’da, 8 tanesi şubat ayında çıkmış olup İznik, Düzce, Sakarya, Yedigöller, Beykoz’da gerçekleşmiştir. Rapor kapsamında yapılan izlemelerde tehdit ve tahrip projelerine karşı Kuzey Ormanları yerleşmelerinde yaşayanlar örgütlü bir şekilde bir araya gelip, projeye neden karşı olduklarını ifade etmişlerdir. Ekolojik tahribatın yarattığı sonuçlarının etkilerinin her geçen gün arttığı ve bu duruma karşı da Kuzey Ormanları sakinlerinin mücadele etmek için örgütlendikleri görülmektedir" ifadelerine yer verildi.