İstanbul Barosu, Rabia Naz Vatan Araştırma Komisyonu raporunu yayımladı. Raporda, soruşturmanın seyrini değiştirecek çok sayıda eksikliğin olduğuna yer verildi. Raporda savcının şüpheli ölüm olarak bildirilen olayda olay yerine hiç gitmemesi vurgulanırken, savcılığın sorumluluğunu tartışılır hale geldiği de ifade edildi. 10 avukatın görüşmeleri ve dosya incelemelerine yer verilen raporda, soruşturma aşamasında çok sayıda eksikliğin tespit edildiği belirtilerek, "Bu eksiklikler maddi gerçeğin ortaya çıkmasını oldukça güçleştirmiştir. Eksikliklerin çok fazla olması ve soruşturma aşamasında ilgili kamu görevlilerinin gelişigüzel davranması göz önüne alındığında delillerin kaybolması, eksik toplanması bakımından kasıt olduğu ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasının engellenmiş olabileceği şüphesini doğurmaktadır” ifadelerine yer verildi.
İnceleme değil oyun!
Olaya ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan Rabia Naz Vatan'ın babası Şaban Vatan, “Kızımın ölümü bir cinayettir. Olay günü yapılan incelemelerin hepsi birer oyun niteliğindedir. 16 Temmuz 2020 tarihinde Rabia Naz'ımızın dosyasına takipsizlik verilmişti. O takipsizlikten önceki süreçte İstanbul Barosu başkalığına davet edilmiştim. O zaman henüz 2 yıldır ülke gündemiydi kızım. Hukuk alanında önemli olan detayları orada aktarmıştım. Komisyonun başkanlığını Kemal Aytaç yürütüyordu. Başkanın desteğiyle kurulan bu komisyonda 80 tane avukat vardı. Daha sonra takipsizlik geldiğinde ben ve eşim avukatları dosyadan çektik. Çünkü bize güven vermediler” şeklinde konuştu.
5 kez ifade değiştirdi
“Kızım evin önünde yaralı olarak bulunmuş ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti” diyen Şaban Vatan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabia'yı ilk gören şahıs olan Gürsel K. aslında kızımı oraya bırakan aracı da gören ilk kişidir. Bu şahıs tam 5 kere ifade değiştirdi. Başka bir görgü tanığı olan Fatma D. de ifade değiştirdi. Ve o ifadelerin hiçbiri gerçek değil. Gürsel K. bizzat talimatla ifade vermiştir.”
Çanta oraya nasıl geldi?
Olay yerine S. A. isimli polis memurunun inceleme yapmak için geldiğini belirten Şaban Vatan, “Aynı polis üç ilçeye de giden polistir. Olay yerinde asla tam olarak bir inceleme gerçekleşmedi, apartmanda ve veranda da yapılan incelemelerin hepsi içi boş birer incelemedir. Terasta kızımın çantasını bile dayısı ve 2 arkadaşı buldu. Önce bulunamayan o çanta oraya nasıl geldi? İnceleme polisi S. A., kızımı oraya getirip bırakan aracın içinden çantayı alıp, oraya sonradan bırakmış olabilir. Kızımın ölümü örtbas edilen bir cinayettir. Olayı gören tanıkların ifadeleri de var; terasta çantanın olmadığı, saatler sonra getirilip bırakıldığını ifade ediyorlar. İnceleme polisi, aldığı talimatları birer birer yerine getirmiş, bu cinayete ortak olmuştur” iddiasında bulundu.
FETÖ'den soruşturma
“Bu cinayetten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'de sorumludur” diyen Şaban Vatan, “Olayın ardında Ak Partili Nurettin Canikli ve dönemin Eynesil Belediye Başkanı Coşkun Somucuoğlu var. Rabia'nın ölümünü polisler ayrı, yetkililer ayrı ihmal ettiler” iddiasında bulundu. Olayın ilk savıcısının FETÖ'den soruşturma geçirirken kızının dosyasına baktığını belirten Şaban Vatan, “İlk savcı FETÖ'den soruşturulan biriydi. Ödül verircesine şuanda ağır ceza hakimliğine atandı” açıklamasını yaptı.
CİNAYETİ ÖRTBAS ETMEYİN
“Kaybettiklerimiz geri gelmeyecek” diyen Şaban Vatan, “Benim kızım geri gelmeyecek ama başka çocuklarımıza, kadınlarımıza aynı şey olmasın. Hak, adalet yerini bulsun. İktidar bu olayın üstünü kapatıyor. Lütfen bu olayı aydınlatın. İçimizi daha fazla yakmayın” dedi. Vatan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır Rabia diyor, Rabia işareti yapıyor ama, benim kızım Rabia'yı bir kez bile sormuyor. Eşim eskiden Ak Parti teşkilatındaydı. Bundan utanç duyuyoruz artık. Zerre kadar insanlıkları varsa, ben insanım diyorlarsa Rabia Naz'ın dosyasını açtırır, katillere gereken cezayı verdirirler. Devlet gerekeni yapmıyor. Çocuklarımızın geleceğini çalanları affetmiyoruz. Süleyman Soylu'yu, Abdulhamit Gül'ü görevlerini yapmaya çağırıyorum” diye konuştu. Geçtiğimiz günlerde Rabia Naz hayatını kaybettiğinde Eynesil Kaymakamı olan Yılmaz Kurt otomobilinde ölü bulunmuştu. Kurt'un ölümüne de ilişkin değerlendirmelerde bulunan Vatan, “Kaymakamın ölümü normal bir ölüm değildir. Bu konuda geçen Cuma gecesi Bakan Soylu ile telefonda konuşup, şüphelerimi ve düşüncelerimi paylaştım” dedi.
SAVCI 7 AY OLAY YERİNE GİTMEDİ
İstanbul Barosu'nun Rabia Naz Vatan Araştırma Komisyonu raporunda ilginç tespitler dikkat çekti. “Lehe ve aleyhe olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla yükümlü olan savcının, olay gecesi şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçmesine karşın Rabia Naz’ın kıyafetlerinin ailesine teslimi talimatı vermesi, inceletmeye göndermemesi sonucu süreçte delillerin niteliğindeki bozulmalar, olayın olduğu andan itibaren yedi ay sonra yapılan keşfe kadar olay yerine hiç gitmemesi, savcılığın sorumluluğunu tartışılır kılmaktadır” denilen raporda, “Ayrıca dosyaya sonradan atanan 16 Temmuz 2020 tarihli Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı veren savcı olay yerine hiç gitmemiştir. İncelenen dosya, tüm raporlar, görüşülen kişiler ve Adli Tıp doktorları sonucunda dosyadaki eksiklikler ve ihmaller sebebiyle Rabia Naz Vatan’ın ölümünün yüksekten atılma, itilme, kaçma, düşme veya araç çarpması sonucu gerçekleştiğine dair kesin bir kanaat belirtmek mümkün olmamıştır. Eksikliklerin giderilmesi gerektiği, Rabia Naz Vatan’ın ölümünün şüpheli ölüm olduğu ve Görele Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen ‘Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ın yerinde olmadığı ve Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümünün aydınlatılması için soruşturmaya devam edilmesi gerektiği kanaatimizdir” denildi.
