Eğitim sendikalarına üye binlerce öğretmen, tartışılan Öğretmenlik Meslek Yasası ve kariyer basamakları sınavına karşı tepkilerini göstermek için bugün iş bıraktı. İstanbul'da İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yürümek isteyen öğretmelere polis müdahale etti. Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda toplanan öğretmenler de basın açıklaması yaptı. Öğretmenler adına basın açıklamasını Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay okudu. “Tek Baş Öğretmen Atatürk”, “Öğretmen uzmandır”, “Sözleşmeli kamu çalışanlarının tamamı kadroya alınsın” “Öğretmeniz, haklıyız” pankartlarının taşındığı, “Unvan değil, saygı istiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarının atıldığı açıklama öncesi konuşan Eğitim İş İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Veli Fırat Şimşek, kendilerine destek olan siyasi partilere ve STK'lara teşekkür etti.
Hakkımızı gasp ettiler
Tüm yurtta bir araya gelen eğitim emekçilerinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermek için bir araya geldiğini söyleyen Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz” dedi.
Ders vermenin zamanı
“Bugün artık yeter demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi ders vermenin, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür” diyen Özbay, “Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduk.
“Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. “Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın” dedik. “Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir” dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
Taleplerimiz çok açık
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, konuşmasının devamında, “Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur” diyerek, “14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, ders vereceğiz. Taleplerimiz çok açık. Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir. Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır” dedi.
Tarih mutlaka yazacak
“Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır” diyen Özbay, “Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır. Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır. Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir. Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle göstereceğiz. Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde” ifadelerini kullandı.
HABER: SELVİ SARITAÇ