Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Manşet Haber Mustafa Sarıgül: Yüzen oy yok küsen oy var

Mustafa Sarıgül: Yüzen oy yok küsen oy var

Türkite Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül Damga'ya çok önemli açıklamalarda bulundu. Yüzde 20 civarındaki kararsız seçmenin oyuna talip olduklarını belirten Sarıgül, "Türkiye'de yüzen oy yok, küsen oy var. Küskünlük kalbi kırılmak demektir, kalbi kırılan kolay kolay dönmez. O nedenle Türkiye'de yüzde 20 küsen oy var. İnşallah o küsen oyların adresi biz olacağız" açıklamasını yaptı

Okunma Süresi: 9 dk

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, gazetemizi ziyaret etti. Damga TV'de Mehmet Mert'in konuğu olan Sarıgül, yeni partisi ve yol haritası hakkında önemli açıklamalarda bulundu. "Türkiye Değişim Partisi anlayışında çözülemeyecek sorun yoktur, çözemeyecek insanlar vardır" diyen Sarıgül, "Biz bugün niye buraya geldik? Damga'yı vurmak için geldik. Ama biz o damgayı iyiliğe vururuz, barışa, özgürlüğe, demokrasiye vururuz. Biz o damgayı vururken taraf olmayız. Biz Türkiye Değişim Partisi olarak ne varsa yeminliyiz. Sadece gerçekleri konuşacağız ve sadece gerçeklerin altında damga vuracağız" ifadelerini kullandı.

Yola çıktığınızda dediniz ki "Biz en kısa sürede iktidar olacağız." Sonra sanki biraz görüş değiştirdiğiniz; Önce ana muhalefet ardından iktidar olacağız dediniz...

Hiçbir zaman görüş değiştirmedik. Görüşlerimizi revize ederiz, gerçekçi görüşleriniz olur. Çünkü görüşleri revize etmeyenler, futbol takımı tutar gibi siyaset yaparlar. Bu da ülkeyi hiçbir zaman ileriye götürmez. Ama biz ilk önce muhalefetin birinci partisi olacağız sonra da iktidar olacağız. Neden bu görüşlerimizi revize ediyoruz; Çünkü bakıyoruz yapılan kamuoyu anketlerinde, yapılan çalışmalarda vatandaşın yüzde 21'i diyor ki; Ben oy verecek parti bulamıyorum, kararsızım. Ona da bazı partiler diyor ki Türkiye'de güzel oylar var. Bunu diyenler gerçekleri saklayanlar. Bugünki iktidar, yıllardır muhalefet gözükenler. Biz Türkiye Değişim Partisi olarak diyoruz ki Türkiye'de yüzen oy yok, küsen oy var. Küskünlük kalbi kırılmak demektir, kalbi kırılan kolay kolay dönmez. O nedenle Türkiye'de yüzde 20 küsen oy var. İnşallah o küsen oyların adresi biz olacağız. Vatandaş diyor ki ben iktidardan bıktım, iktidar yoruldu ama bu güzel devleti yönetecek olan kadrolar kim, devleti yönetecek olan parti kim, partinin başındaki kim, partinin siyasal, toplumsal, ekonomik görüşleri nedir? Bu görüşleri anlatacak en iyi parti şu anda Türkiye Değişim Partisi'dir. Türkiye'nin en demokratik kitle partisiyiz.

Demokratik kitle dediniz, kadro dediğiniz. Türkiye Değişim Partisi'nde şuan sizin dışınızda kısa sürede kurulmanıza rağmen, Türkiye'nin tanıdığı siyasi isimlerden göremedik.Yapılanmada şu anda Türkiye'nin neresindesiniz?

Göremediniz mi, göstermiyorlar mı? Şu anki televizyon yayınlarının farkındasınız. Türkiye Değişim Partisi şuan Türkiye'de 56 ilde teşkilatlarını kurmuş, İstanbul'un 22 ilçesinde de örgütlenmesini tamamlamış, Türk siyasi hayatına yeni katılmış partiler içerisinde en güçlü teşkilatı olan partidir. Bir başka şey şu; biz yarın sabah İstanbul'un 39 ilçesini bitirebiliriz ama bir ilçemiz var ki dört arkadaş talip, bir ilçemiz var ki altı arkadaş talip. Onların hepsine bakıyoruz. İnanın ki çok seçici davranıyoruz, bizim ölçülerimiz var. Herkesi temsil eden bir partimiz var biz bir tarikat partisi değiliz, aşırı milliyetçiliği kullanan bir parti değiliz. Biz sağ elimizle sol elimizi birleştiren, Barış, özgürlük, demokrasi, insan hakları diyen ve herkesi kucaklayan bir partiyiz. Sadece kıyıların, bir bölgenin partisi değiliz. O nedenle bizim partimizdeki arkadaşların herkesi kucaklaması lazım. Partimize gelen arkadaşlarımız geriye bakmazlar, hep ileriye bakarlar. Çünkü bizim ana ilkemiz şu; Atatürk ilkelerine bağlı, cumhuriyetin değerlerini geliştirip, güçlendiren, inançlara saygılı laikliği savunan, üretimi destekleyen, sanayicimizin tüccarımızın yanında olan ama alınteri ve emeğin hakkını veren, evrensel hukuk kurallarına bağlı, hudut ve bayrak birliği demektir.


MUSTAFA SARIGÜL DAMGA GAZETESİ ZİYARETİ MEHMET MERT

Parti tüzüğünü hazırlarken faydalandığımız kaynaklar, bir ekip çalışması oldu mu? Yoksa yılların birikimi mi?

İnanın ki yılların birikimi çok önemli. Ama biz daha çok Alman Sosyal Demokratların programından olağanüstü yararlandık. Ben hatta Berlin'e giderek 5-6 gün bu konuda çalışmalar yaptım. Daha sonra İskandinav ülkelerini Danimarka'yı özellikle örnek aldık. Mesela biz delege ağalığını kaldırdık. Konuşma dilini değiştirdik. Her zaman sevgi ve barış dilini kullanacağız. İlçe başkanlarımızı delegeler seçmeyecek, partiye kayıtlı bütün üyeler seçecek. Genel başkanı bin küsür delege seçmeyecek, genel başkanı partiye kayıtlı bütün üyeler seçecek. Bu Türkiye'de bir yenilik, bir reformdur. Bir genel başkan kendisini partiye kayıtlı üyelerini emanet edemiyorsa, millete nasıl emanet edecek? Tam demokrasi geliyor, değişim geliyor.

Gazetemizin merkezindeyiz. Hem gazetemiz hakkında ki değerlendirmenizi, hem de bugünkü basının durumunu size sormak isterim...

Ben Damga'nın kalıcı olmasını istiyorum. Sizi uzun yıllardan beri tanıyorum, bu nedenle de ziyaretinize geldim. Bir siyasi partiye mahal olmadan, objektif bir biçimde kalmanızı istiyorum. Doğru habercilikle kalmaya devam. Birçok kişiyle konuşuyorum insanların izleyebileceği, okuyabileceğini mecralar kalmadı. İnsanlar artık objektif haber istiyor.

Mustafa Sarıgül Türkiye'de erken seçim bekliyor mu?

Ben şu anda erken seçim beklemiyorum.

Pandemi sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz, nereye doğru gidiyoruz sizce?

Pandemi bir biyolojik savaş, Bu biyolojik savaşı kimlerin başlattığını tarih ileride bir gün yazacaktır. Türkiye ilk altı ay bu süreci iyi yönetti, fakat süreç uzadıkça sıkıntılar oluştu. Kısa çalışma ödeneğinin kesinlikle devam etmesi lazım. İnsanlarımıza çok üzülüyorum perişan oldular. Almanya bir sosyal devlet örneğidir, bütün işyerlerinin yüzde 70 ciro ödemelerini yaptılar, bütün çalışanlara maaşlarını tam olarak verdiler. Pandeminin ilk dört ayında hayatımda hiç okumadığım kadar kitap okudum. Bizlerin kitap okuma tembelliği var; ben çok mutlu oldum, kitap okuma mutluluğunu yaşadım. Başka bir şey söyleyeyim, güzel yazma dersi aldım, benim yazım böyle değildi, çok kötü bir yazıya sahiptim. Sırf Anıtkabir'e gidip yazı yazacağım diye yazı dersi aldım.

Sizin parti kurulduktan hemen sonra icra sorunları yaşadınız ve bunlara cevap verdiniz. Bugün artık ilçe teşkilatı kurmak konusunda bile ekonomik sıkıntılar yaşanabiliyor. Ekonomi kaynağınızı nereden alıyorsunuz?

Genel merkezi tamamen kurucu arkadaşlarımız finanse ediyorlar. İlleri ve ilçeleri de tamamen görev alan arkadaşlarımız. Şöyle düşünün, 30 tane ilçede görev alan yönetici var. 30 tane yönetici eşinden dostundan 150 - 200 parça parça bulduğu zaman bunlar devam edebiliyor. Bu tamamen toplumsal dayanışma.

Uzun süre CHP'de görev yaptınız sonra yollarımız ayrıldı ve yeni bir parti kurdunuz. Sayın Kılıçdaroğlu, Ak Parti'den koparak, yeni parti kuran Davutoğlu ve Bacan'a hem dostumuz diye hitap ediyor, hem de sürekli görüştüğünü biliyoruz. Bugüne kadar sizinle de herhangi bir görüşme talebi oldu mu? Şayet olmadıysa bu duruma nasıl bakıyorsunuz?

Zaman zaman kendisiyle görüşüyoruz ama partimize bir ziyaret talebi olmadı. Böyle bir talebi olursa biz geleneklerimize, göreneklerimizi bağlıyız. En güzel karşılamayı yaparız.

Peki Muharrem İnce ile görüşüyor musunuz?

Görüşmüyoruz.

Sayın Erdoğanla en son ne zaman görüştünüz?

Onunla görüşüyoruz! En son 2009 veya 2010 senesinde!

MUSTAFA SARIGÜL DAMGA GAZETESİ ZİYARETİ MEHMET MERT

Kamuoyu araştırması yaptırdınız mı?

Tabi sürekli yaptırıyoruz, bu kapıdan girerken bile şimdi yaptırdık. Bizim şu anda oy oranımız yüzde 2,5-4 arası Ama bizim oranımız daha yüzde 40. Esas kamuoyu yoklamasını kurultayımızı bitirdikten sonra yapacağız. Haziran ayından sonra eylüle doğru esas rakamlar ortaya çıkar ama biz ciddi bir oy alacağız.

Biraz daha geçmişe dönersek Sayın Kılıçdaroğlu'nun sizin verdiğiniz bu rakamın çok daha altında olan partilerle görüşmesi ve sizinle görüşmemesi ağrınıza gidiyor mu, sizi rahatsız ediyor mu?

Biz çok farklı bir partiyiz bize gelmek isteyenlerin başımızın üzerinde yeri var. Ne gelenlere niye geldin deriz, ne de gelmeyenlere niye gelmediniz deriz. Ama günün birinde herkes bize gelecek. Millet bizim yanımızda.

Ekrem İmamoğlu'nun 8 Mart Kadınlar gününde gündem olan paylaşımı çok tartışıldı. Bu tartışma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biz ne demeyeceğimizi iyi biliriz!

SOL VEYA SAĞ BİR PARTİ DEĞİLİZ

Sizin CHP'nin oylarını bölmek için, iktidar kanadı tarafından desteklendiğinize yönelik söylemler var. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz Ankara'ya hiç kimsenin sofrasına oturmaya gitmiyoruz. Biz Ankara'ya büyük bir vatan sofrası kurmaya gidiyoruz. Bu vatan sofrasında herkese yer var. Biz şu anda çok farklı bir partiyiz. Demokratik parlementer sistemi savunuyoruz. Ak Parti ile ciddi görüş ayrılıklarımız var. Görüşlerimiz itibari ile mümkün değil yanyana gelmemiz. Onu söyleyenler sadece bizim başarımızı kıskananlar. Çünkü biz demokratik parlementer sistemin savunuyoruz, AK Parti ise başkanlık sistemini savunuyor. Gittiğim her yerde beni Başbakan Mustafa Sarıgül diye karşılıyorlar, Cumhurbaşkanı diye karşılamıyorlar ki. Bizim partimizin ana ilkesi demokratik parlementer sisteme geçmek. Bizim için kimin ne söylediği önemli değil, bizim ne yaptığımız önemli. Ne yaptığımızı, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi biliyoruz. Sol veya sağ bir parti değiliz. Sol ve sağı birleştiren en demokratik kitle partisiyiz. Biz üç kişiye benziyoruz; Bülent Ecevit Süleyman Demirel ve Turgut Özal. Bülent Ecevit'in nezaketini, Demirel'in esnafa ve köylüye yakınlığını, Özal'ın da pratik çözümlerini örnek alıyoruz. Bunu da rahatlıkla her yerde söylüyoruz.


SENFONİYİ SORSAN BEN ANLAMAM!

Sizi son günlerde sosyal medyada çok aktif görüyoruz. Paylaşımlarınız bazı kesimler tarafından ilgi görse de, bir başka bazı kesim ler tarafından tepki görüyor. Bu paylaşımlar bir sosyal PR çalışması mı, yoksa hasbel kader paylaşımlar mı?

Bunların tamamı doğal, hiçbir şekilde alt hesaplaması yok. Bize öğretilen tabakta yemek bırakılmamasıydı, israftır bu. Tabağı silersin, bunun adı da İslam dinine göre sünnettir. Keşke bunu herkes yapsa. Bu gayet doğal yaptığım bir şeydi. İkincisi, Antalya iktidar hazırlık merkezini açtım. Bir arkadaşımız bizi davet etti ve oteline geçtik. Bu arada tarım konuştuk; aylardır ben tarım konuşuyorum Bill Gates tarım konuştuğu zaman tarım oluyor da, Mustafa Sarıgül tarım konuştuğu zaman tarım olmuyor mu? Siz benim konuşmamın içeriğine bakın, yok golf sahasının arkasında söylenmiş, yok şurada söylenmiş... Yani bir geminin içerisinde tarımla ilgili bir laf söyleyemez misiniz!

Peki ya şarkılarınız...

Ah şarkılar çok güzel. Ben türkü bilmem ben sözlerini bilirim. Bunu nakaratlı söylemek başka bir şey. Bana senfoniyi sorsan ben anlamam. Türk sanat müziği dinlemekten, Türk halk müziği dinlemekten keyif alıyorum. Biz Türkiye Değişim Partisi'nde her şeyin doğalını yapacağız. Nasılsak onu yapacağız, milletimizin takdirine bırakacağız. Bu zamana kadar yaptığımız çok şey var. Ben sadece tecrübemi halkımla paylaşacağım. İnanıyorum ki milletimiz bizim çağımıza evet diyecek.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *