AK Parti Çatalca Belediye Başkan Adayı Mesut Üner Damga'ya konuştu. Mevcut yönetimin arazi satışını sert sözlerle eleştiren Üner, “Bir adam emlakçı olsa bu kadar satış yapamaz!” diye konuştu. “Çatalca'ya 2 yıl içerisinde kaybedilen 10 yılı geri vermeyi vaat ediyorum” ifadelerini kullanan Üner, ilk üç ay içerisinde temel atma sözünü verdi. “Lafla peynir gemisi yürütenlerden olmayacağız” diyen Üner, işsizlik, sokak köpekleri ve elektrik kesintileri sorununa ivedilikle çözüm bulunacağını dile getirdi.
Klasik bir soru ile başlayalım. Mesut Üner Kimdir?
01.06.1975 Muratbey doğumluyum. 1924'te ki büyük mübadeleden gelen Selanik göçmeni bir ailenin ferdiyim. İlkokulu Muratbey'de okudum. Ortaokulu o zaman Çatalca Lisesi hem orta okul hem lise idi, Çatalca Lisesinde okudum. Ardından Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümünü kazanarak lise eğitimimi orada aldım. Üniversite öğrenimimi Uluslararası Amerikan Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun olarak tamamladım. İlk iş deneyimim belediyecilik ile başladı. 1999-2009 Tepecik Belediyesi imar ve şehircilik bölüm şefliği yaptım. 2009-2011 yılları arasında Büyükçekmece İmar Şehircilik Müdürlüğü'nde çalıştım.
Yani işin mutfağında m yetiştim diyorsunuz?
Biliyorsunuz ki belediyeciliğin en önemli birimleri teknik birimleridir. Buralardan gelenlerin belediyecilik noktasında, geleceğe yönelik hizmetler noktasında çok daha tecrübe sahibi olduğunu söyleyebilirim. Belediyelerin vitrinleri teknik birimleridir. Çünkü vitrinler imalattan çıkar.
Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara'yı "Belediyenin 80 milyon boru var" diyerek eleştirdiniz. Kendisi de size "Sana ne?" diye seslendi...
uBöyle bir cevap olabilir mi? Hani şeffaf belediyecilikten bahsediyordu? Çatalca Belediyesi'nin borcu biz 80 milyon diyoruz ama inanın ki çok daha fazla çıkacak. Biz göreve geldiğimiz an itibari ile bu borcun çok daha fazlası çıkacağına inanıyorum. Tabiki belediyeler borçlanabilir, buna yönelik bir şey dediğimiz yok, ama halkımız ve biz soruyoruz 80 milyon borç yapacak kadar Çatalca'ya ne hizmet yaptın? Bu borç nerden çıkıyor? Bize verilen cevap " Sana ne?"
Sonuçta denetim komisyonunda olan meclis üyeleriniz var, tam rakam ve nereye borçlandıkları yok mu?
Sevgili kardeşim, sen de çok iyi biliyorsun ki, bu tür hesaplar bir şekilde kalemine uydurulur. Ama inan ki çok uyduruk harcamalar var. Bir yılda 8.5 milyon TL araç kiralaması var. Lüks yaşıyorlar belediyede. Biz göreve geldiğimiz de herkes görecek ki, belediyedeki bu lüks saltanatı sona erdireceğiz.
Çatalca Belediyesi'nin 500 milyon alacağı ve mal varlığı var ama? Başkan öyle söylüyor. Yani bütçesi 80 milyon, alacağı 500 milyon. Bu durumda 80 milyon borç olması normal değil mi?
Komik cümleler bunlar. Mal varlığımız 500 milyon. İyi de mahallelerden gelen tarlaları bile satan bir belediye yönetiminden bahsediyorsun. Ovayenice Mahallesine geldiği günden beri taş üstüne taş koymayan adam Ovayenice'nin en değerli yerlerini sattı. Kabakça desen ona keza! Kabakça yahu! Büyükşehir Belediyemizin ihya ettiği bir mahalle. Yapılanlara bile sahip çıkmaya çalıştı. Çiftlikköy Mahallesi Cem Kara'ya en çok oy veren mahalle! Ben Çiftlikköy Mahallesi halkına ihanet edildiğini düşünüyorum. Köyken köylünün olan, belde iken yine halkın olan kaç tane yeri sattı burada! Ayıp. Hele ki senden hiçbir zaman desteğini çekmeyen bir mahalleye bu yapılmamalı idi. "2B'den aldım" satacaktın da neden aldın? Bıraksaydın da o mahalleden birisi alsaydı. Bu kanun halkın menfaatine çıkan ve çok cüzi rakamlar ile 2B arazilerine sahip olsunlar diye belirlenen rakamlar idi. Az önce de söyledim. 3 lira'ya alıp 30 liraya satışa çıkarttı. Çftlikköy'lülere de "Gel al" dedi. Şimdi sizce başkan burada ne oldu? Halkına hizmet eden mi? Bence emlakçı oldu, emlakçı!
Siz Çatalca'ya ne vaat ediyorsunuz?
Ben Çatalca'ya öncelikle 2 yıl içerisinde, bakın bu cümleme dikkat edin, 2 yıl içerisinde hizmetsizlik ile geçen, kaybedilen 10 yılı geri vermeyi vaat ediyorum. Göreve geldiğimiz gibi, ilk üç ay içerisinde vaat ettiklerimizin temellerini atmayı vaat ediyorum. Lafla peynir gemisi yürütenlerden olmayacağız.
İlk üç ay içerisinde temel atma sözü vermek! Ciddi bir vaat!
Söylediğim gibi kaybedilmiş bir 10 yıl var. Ve bu kaybedilen 10 yılın bir an önce telafi edilmesi için hızlı bir hizmet anlayışı gerekiyor. Projelerimizin tamamı hazır. Çatalca'da ilk iş, halkımızın son 5 yıldır "Kaldırımlarda yürüyemiyoruz, bebek arabalı, engelli vatandaşlar olarak yaşam hakkı istiyoruz" noktasında Atatürk Caddesi ve Şehitler Caddesi başta olmak üzere tüm cadde ve sokaklarda yeni kaldırım düzeni ve yol çalışmaları göreve geldiğimiz ilk gün itibari ile başlayacak. Buna herkes adı gibi emin olsun. Yol, su ve elektrik... Bunlar hayatın ilk öncelikli hizmetleri.
Elektrik! Vallahi tam 30 yıldır bu Çatalca için tam bir sorun...
Elektrik işi Çatalca Belediyesi'nin işi değil. Bahadır Sügür'ün de işi değil! Ancak bugün tüm Çatalca halkı, bunu gayet yakından takip ediyorum, o sebeple söylüyorum. Eğer Bahadır Sügür olarak seni arıyor ve elektriklerin ne zaman kesileceğini, ne zaman geleceğini ve sokak lambasının yanmaması konusunda sana ulaşıyor ise Yerel Belediye "Elektrik bizim işimiz değil" diyemez. Müdahil olmak zorunda. Gerekirse masaya yumruğunu vurup "İlçemde karanlık istemiyorum" diyebilmeli. Biz göreve geldiğimiz gibi, Çatalca'da karanlık hiçbir sokak kalmayacak. Yeni sokak aydınlatması noktasındaki projelerimizi de yakın bir süreçte göreceksiniz. Bunu BEDAŞ ile beraberce koordine ederek Çatalca sokaklarını sabahın 3'ünde de 5'inde de güvenle ve rahatlıkla gezilebilecek bir hale getireceğiz.
Peki bir de şu sokak köpekleri konusu var. Son zamanlarda saldırmaya ve ısırmaya başladılar. Bu konuda bir projeniz var mı?
Ben barınak olayına karşı olan bir insanım. Hayvanları da çok seviyorum ama Çatalca insanımızı daha çok seviyorum. Şimdi burada hem hayvanlarımıza, hem insanlarımıza rahat bir nefes aldıracak bir değil 5 proje düşünüyorum. Hemen yanı başımızda olan bir metropolden bahsediyoruz. Tabi ki Çatalca'mıza atılan çok fazla sokak köpeği var. Bu noktada "Sevgi Bahçesi" adı altında, mahallelerimizin yerleşim alanlarına çok uzak olmayan ama dibinde de olmayan, hayvanseverlerimizin her daim ziyaret ederek, onları sevebilecekleri, kulübeleri ve oyun sahaları olan bahçeler düzenleyeceğiz. İlçe esnafımızı da besleme konusunda bu projeye ortak edeceğiz. Onlar da can. Ve biz canlara can gibi davranacağız. Bir dağın tepesinde, yol kenarlarında iki parça ekmeğe mahkum etmeden bir proje düşünüyoruz. 5 noktada tüm Türkiye'ye örnek olacak "Sevgi Bahçesi" hem o masum sokak hayvanlarının birer eve kavuşmasına, hem de Çatalca halkının sıkıntısına çare olacaktır.
Gelelim işsizlik sorununa! Yok hava alanına, yok gümrüğe işçi alınacak şeklinde vaatlerden bahsetmeyin. Nasıl çözüm bulacağız bu işsizliğe? İşsizlik sebebi ile büyük bir göç veriyor köyler!
Havaalanına biz Çatalca olarak tabi ki işçi vereceğiz. Bunu göğüsümüzü gere gere söyleyebiliriz. Ama bunu bir istihdam projesi olarak kabul etmiyorsan, birkaç projemizden bahsedeyim. Öncelikli olarak mahalle, ama bizim için hala köyler olan yerleşim alanlarımızda, öncelikle Büyükşehir Belediyemizin teşvikleri, hükümetimizin destekleri ile seracılık olayını genişleteceğiz. Bu işin bir alım garantisi var. Buna inanmıyor olabilirsiniz belki ama, kısa bir süre içerisinde Çatalca'nın tüm köylerinde ki köylülerimizi bu işe teşvik edeceğiz. Ve çok değil 2 yıl içerisinde, İstanbul halkının sadece piknik yapmaya geldiği bir ilçe değil, aksine alışveriş yapmaya geldiği bir ilçe olacağız. İstanbul gibi bir metropolun çiçeğinin yüzde 70'ini karşılayan bir ilçe olacağız. İlçe Belediyesi olarak bu konuda çok daha fazla işler yaparak belediyenin bir yan kuruluşu olacak olan "Çatalca Belediyesi Köy, Tarım ve Hayvancılık A.Ş.'yi kuracağız. Burada fonlar oluşturup ilçemizde bu işi geliştireceğiz.
Geriye mi gideceğiz yani?
Hayır özümüze döneceğiz. Bizim özümüz tüm İstanbul'da ün yapmışken neden biz sadece tarla satarak zengin olan bir ilçe olalım ki? Belediye emlak ofisine dönerse tabi halkta aynısını yapar. Bakın baş nereye gider ise arkadan gelenler de oraya gider. Biz üretimden yana bir belediye olacağız. Tüketim, lüks yaşam ve satma anlayışı güden bir belediye olur ise halktan üretmesini nasıl bekleyebilirsiniz ki? Düşünün, İstanbul'un en ünlü pazarı Salı Pazarı'dır. Burada bundan 10 yıl öncesine kadar "Elbasan Domatesi, Çatalca Ayşekadın, Çatalca Barbunya, Çatalca Karpuzu, Çatalca Kavunu, Çatalca Yerli Biber" diye bağırılır idi. Çanakça'mızın Keşkek adı altında mısırının da el üstünde tutulduğu şenliği vardı. İlçemize önemli bir misafir geldiğinde biz bunları ikram ederdik. Çok değil 10 yıl önce. Üreticiyi, kendisine bırakmadan onu yerel anlamda destekleyerek, hatta ürününü belediye olarak biz satın alarak bu ilçede eskisi gibi satarak değil, üreterek kazanan bir Çatalca'yı geri getireceğiz.
Bunlar tarlada çalışmak isteyenlere, peki fabrika noktasında ne yapabileceksiniz? Çatalca'da fabrika kalmadı...
Ben şahsen bir kardeşiniz olarak, yani Mesut Üner olarak şunun sözünü verebilirim. Çatalca öncelikle gerçekten bir turizm kenti olacak. Tabi bu proje kapsamında yüzlerce gencimiz bu işletmelerde kendisine yer bulacak. Gerekirse bize ruhsat için gelen tüm işverenlere belediye olarak şart koşacağız. "Bu ilçenin insanını çalıştıracaksınız" diyeceğiz. Çatalca İstanbul'un akciğeri, nefes aldığı bir ilçe. Şöyle bir projemiz var. Çevre ilçelerde bulunan fabrikalar ile görüşülerek, bu fabrikalarda çalışacak personelleri bir araya getirip "Oraya servis çıkartamayız" diyen fabrikaların gerekirse servislerini belediye olarak biz karşılayarak, burada istihdamı arttırma projesi içerisindeyiz. Yani fabrikalara servisleri biz belediye olarak vereceğiz. Ve iddia ediyorum, mahalle yani köylerimizde bir kişi bile işsiz kalmayacak bir projeye imza atacağız.
Başka Proje? Bir tane sosyal tesis ile bitmez ki bu iş!
Sanayi. Stadyum. Top Sahası... Buraları için hemen olacak olan bir iş olmayan ama uzun vadede değerlendirilip Çatalca'nın gerçekten hak ettiği ve özlemini duyduğu bir projeden bahsedelim o zaman. Öncelikle sanayimizi çok daha uygun bir yere taşımalıyız. Stadı Çatalca merkezine çok uzak olamayan bir yere almalıyız. Kapalı pazar yerimiz ve dükkanları, sanayi sitesinin alanı, ve stadyumun bölgesi bir bütün haline alınıp, üstü gerçekten "Millet Bahçesi" formatında, ağaçlıklar içerisinde yürüyüş yolları olan, altında otopark, kapalı yüzme havuzları, spor alanları ve Çatalca'nın gerçekten özlem duyduğu sinema ve tiyatro salonları ile donatılmış bir Çatalca! Bu çok zor bir şey değil aslında. Bir şeyleri yapabilmek için hayal etmek lazım. Hayal kurmayanın icraatı olmaz. Hayallar ancak gerçek olabilir. Sayın cumhurbaşkanımızın her zaman dile getirdiği gibi "Hayaldi gerçek oldu." Her hayal bir projedir aslında.
Bu dediğiniz gibi uzun soluklu bir hayal!
Dedim ya çok projemiz var. Üniversiteyi sen sormuyorsun, ben söyleyeyim. Çatalca'da üniversite bir hayal mi? Evet 40 yıldır süre gelen bir hayal. Ama inanın ki biz göreve gelir isek hayal değil. 3 yıllık bir AK Parti İktidarı var Çatalca'da! 2006 yılında partimize geçen İsmail İp ağabeyimiz bu ilçeye hükümet ve Büyükşehir eli ile çok hizmetler yaptı. Doğalgaz, Kültür Merkezi, Stadyum, yollar, meydan, parklar, okullar, adliye salonu ve bunun gibi sayamayacağım bir çok proje! Bunlar hep iktidar gücünü arkasına alarak yapılan hizmetler. Allah razı olsun. Bu saydıklarımın üzerine mevcut arkadaşlar bir tane bir şey ekleyebildi ise söylesinler. Yok. 10 yıl gitti. Boş yere, yok yere! 10 yıllık dönemde Çatalca çok şeyler yaşayabilirdi.
Çatalca İstanbul’a nefes aldıracak
Siz gelirseniz Esenyurt, Sultanbeyli gibi olacakmışız. Ki AK Partili tüm belediyelerde gökdelenler yükseliyor. Bizde de öyle olur mu?
Bunun hiçbir şekilde mümkün olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bakın Çatalca'da böyle bir yapılaşmanın olması için İstanbul gibi bir metropolün su içememesi gerekiyor. 2009 Temmuz'da İBB Meclisi'nden çıkan İstanbul'un 100 binlik çevre planı. Planlarda "Kritik öneme sahip bölge" olarak belirlenen Çatalca'ya biçilen rol, günübirlik turizm, tarım ve hayvancılık oldu. Bu rolü belirleyen hükümettir. Bu rolü belirleyen Büyükşehir'dir. Bu ne demek? Bu şu demek; Çatalca İstanbul'un akciğeri olmaya ve İstanbul'u besleyerek, İstanbul'a nefes aldırarak zenginleşen bir ilçe olmaktır. Biz bunu başaracağız. Ancak bunu yaparken kendi içerisinde halkın refahını da sağlayan bir belediye mümkün!
Sosyal tesisin temeli atılacak
Peki ilçe merkezi? Burada projeleriniz neler? Başında durduğunuz bir yeraltı otoparkı vardı, olmadı. Sosyal tesis dediniz olmadı, prestij yolu dediniz olmadı...
Çatalca Meydanı'na Otopark Projesi bir muammaya döndü demeye getiriyorsun. Ona birazdan geleceğim. Ancak Eski Havuzun olduğu bölge gerçekten Çatalca halkının "Bir sosyal tesisimiz var" diye övünebileceği bir alana dönecek. İçinde düğün salonları, kafeteryaları, çay bahçeleri ve çocuk oyun parklarının yer aldığı, başka bir sürpriz proje olan, mini hayvanat bahçesini de içinde barındıran bir proje haline geldi. Konuşmamın başında da dediğim gibi göreve geldiğimiz ilk üç ay içerisinde temelini atacağımız ve bir bölümünü de kısmet ise bu sene yaza yetiştirme gayretinde olacağımız bir proje. Ayrıca buradan şunun garantisini de vermek İstiyorum. Çatalca halkına bu alana girmek ücretsiz olacak. Çünkü burası Çatalca halkının! Çatalca Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi olarak biz sadece emanetçisi olacağız. Bu alan defalarca yangın tehlikesi atlattı. Ve bu yangınları da kimse kusura bakmasın ama halkımız gerektiğinde atleti ile, kazağı ile söndürdü. Tesis içerisine girmek, gezmek ve ona en az belediye gibi sahip çıkmak en doğal hakkıdır.
Cem Kara tarihe geçti
Çatalca'yı satacak mısınız
Vallahi ben başkanın 'Çatalca'yı satacaklar' sözlerine anlam veremiyorum. Böyle bir telaffuz olabilir mi? Satmak ise mevzu bahis olan, ben buradan alenen söylüyorum, başkan gibi sıkışınca sat modeli bizde olmayacak. Buradan çok ilginç bir araştırma ve tespitimizi dile getireceğim şimdi. 1923 yılında kurulan bir belediye Çatalca Belediyesi. Ve kurulduğu tarihten bu tarihe kadar, yani 1923'ten 2019 yılına kadar satılan mallarını hesap edin, bir de 2009'dan 2019 yılına kadar Cem Kara yönetimindeki Çatalca Belediyesinin yaptığı satışları hesap edin! Vallahide, billahide Cem Kara Çatalca'nın tarihine geçmiş. Kendisini açıkçası buradan kutluyorum. Yüzyılın en çok satan Belediye Başkanı ünvanını almış. Bir adam emlakçı olsa bu kadar satış işi yapamaz! Top sahasını satmaya kalkan kendisi, otoparkı sattı ya! En basiti. Bu ilçede bir otopark sorunu var ve siz en fazla çarşı içerisinde işleyen otoparkı satıyorsunuz. Çocuk oyun parkı lejantı olan yeri satıyorsunuz. Akaryakıt lejantını tüm ilçelere verdiğimiz büyükşehir kararından hemen sonra bir gün içinde satışa çıkıyorsunuz. Az bekle! O da yok. Bugün 15 milyonluk olan yer, yok pahasına gitti. Bildiğim mirasyedi gibi davrandılar. Kendilerinden sonra gelecek nesilleri düşünmeyen bir mirasyedi zihniyeti güttüler. Ben kendisini yüzyılın belediye başkanı ilan ediyorum. 10 yılda hiçbir şey yapmayıp, emlakçılık yaptığı için.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Halkımıza sesleniyorum! Hayal ettiğiniz Çatalca çok uzakta değil. Bu ilçede halkımızın istediklerini halkımıza gerçekten vermek imkansız değil. Biz bu ilçede saat 20.00'den sonra halkımızın evine mahkum olmasını, elinde avucundan neyi var neyi yok satarak çocuğunu evlendirmesini istemiyoruz. Üreterek, çalışarak hep birlikte kaybolan 10 yılı da geri getireceğiz, özümüze dönerek, satan değil, üreten bir toplum haline gelerek bu ilçeyi tüm Türkiye'de parmakla gösterilen bir ilçe haline getireceğiz. Kendisi için bile hayalleri olmayanlardan bu ilçenin yönetimini hayalleri olan halka bırakacağız. Bu ilçe hizmet bekleyen halkın yönetimine bırakılacaktır. Önce Millet. Önce Memleket! Biz kimsenin Sayın Başkanı değil. Biz herkesin kardeşi, arkadaşı ve evladı olacağız. Tepeden değil, halka yanında oturduğumuz sandalyeden bakacağız. Hizmet için geliyoruz. Şunu herkes bilsin ki, daha bugün itibari ile Çatalca halkı bu seçimi kazanmıştır. Hizmet kazanmıştır.
Röportaj: Bahadır Sügür