İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediyelerde yürütülen soruşturmalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Soylu, terör soruşturmaları kapsamında 2019 yılında 33 belediyede toplam 42 soruşturma, 2020'de 13 belediyede toplam 14 soruşturma, 2021'de 16 belediyede toplam 18 soruşturma yürütüldüğünü söyledi. Soylu, "2022 yılında 12 belediyede toplam 14 soruşturma, olmak üzere toplamda 74 belediyede 88 soruşturma yürütüldü. Bu 88 soruşturmadan da 79’u tamamlandı; 42 ön inceleme raporu, 19 araştırma raporu, 33 tevdi raporu, 2 inceleme raporu, 3 form inceleme raporu, 2 tazmin raporu düzenlendi. 9 soruşturma ise halen devam etmektedir. Zaman zaman muhalefet partileri tarafından; özellikle muhalefet partili belediyelere müfettiş gönderildiği ve bu yolla muhalefet partili belediyeler üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığı iddiaları dillendirilmektedir. Bu iddianın mesnetsiz olduğunu, tamamen siyasi içerik taşıdığını ve devleti, denetim mekanizmalarını etkisizleştirmeyi hedef aldığını daha önce milletimizle kamuoyu ile paylaşmıştık" dedi.
Asla ayrım yok
Soylu, 2019-2022 yılları arasında bakanlık makamından alınan genel soruşturma, araştırma, ön inceleme ve araştırma onay sayılarını açıklayarak, "AK Parti 885 onay, yüzde 33.5, CHP 1107 onay, yüzde 41.9, MHP 265 yüzde 10.03, İYİ Parti 35 onay yüzde 1.32, HDP 148 onay yüzde 5.6, bağımsız belediyelerle ilgili 57 onay yüzde 2.16. Bunların içinden soruşturma izni verilmesi kararlarının dağılımı ve inceleme araştırma sayısına göre oranı ise şöyle; AK Parti 227 karar, oranı yüzde 26, CHP 234 karar oranı yüzde 21, MHP 86 karar oranı yüzde 32, İYİ Parti 11 karar oranı yüzde 31, HDP 93 karar oranı yüzde 63. Burada herhangi bir siyasi partiye yönelik farklılık, baskı, herhangi bir siyasi partiye yönelik bir anlayış söz konusu değil" diye konuştu.
120 kişi işten çıkarıldı
Birçok beledidyede yürütülen soruşturmalar hakkında bilgi veren Süleyman Soylu İBB hakkında da önemli açıklamalar yaptı. Soylu, İBB'de, İETT, İSKİ ve 30 belediye iştirakinde 2019 yılından itibaren yapılan personel, ihale ve işyeri ruhsatlarına ilişkin özel teftişin başlatıldığını hatırlatarak, “İBB’ye 1984, İSKİ’ye 454, İETT’ye 66 ve belediye iştiraki olan 30 şirkete 22 bin 857 kişi olmak üzere, toplam 25 bin 361 kişinin ilk defa işe alındığı, ayrıca, İBB verilerine göre aynı dönem içerisinde belediye şirketlerinden 21 bin 356 kişinin işten çıkartıldığı tespit edilmiştir. Yani aslında belediyede bir personel tasarrufu olmamış, bilakis, 4 bin 5 kişilik bir artış yaşanmıştır. İlk defa işe alınan 25 bin 361 kişiden, 15 bin 125 kişi hakkında belediye tarafından hiçbir güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması talebinde bulunulmamış ve ayrıca, mevzuata göre şirketlerde ilk defa işe alınanlar için değerlendirme komisyonu oluşturulması gerekirken bu da yapılmamıştır. Adli sicil belgeleri e-Devlet üzerinden alınırken kamu/özel seçeneğinden 'özel' seçeneğinin seçilmesi nedeniyle, bu kişilerin büyük çoğunluğuyla ilgili sadece özel şirketler için verilen adli sicil kaydının olduğu, arşiv kaydının ise bulunmadığı anlaşılmıştır. Müfettiş incelemesi başladıktan sonra ise daha önce güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması talep edilmeyen personel hakkında İstanbul Valiliğine apar topar arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması talepleri gönderilmeye başlanmıştır. Özel teftişin başlamasından sonra 120 civarında kişi, güvenlik soruşturmaları nedeniyle işten çıkarılmıştır."
Tek tek isim verdi
Soylu, ilk defa işe alınan 25 bin 361 kişiden, 4 bin 227 kişi hakkında adli soruşturma ve kovuşturmanın bulunduğunu belirterek, "Bunlardan toplam 1668 kişi hakkında terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olduklarına dair ilişik kaydı ve adli kayıt bulunduğu tespit edilmiştir. Söz konusu 1668 kişinin terör örgütlerine göre dağılımı şöyledir; FETÖ/PDY 875, PKK/KCK 432, DHKP/C 143, THKP/C 66, TKP/ML 64, MLKP 33, DEAŞ 3, El Kaide 1 ve diğer örgütler 51. 1668 kişi içindeki incelemeye konu 505 kişiden 49 kişinin İBB; 2 kişinin İETT, 17 kişinin İSKİ ve 437 kişinin İBB iştiraki şirketler tarafından işe alındığı; ancak bu kişilerden 223 kişinin İBB, 12 kişinin İETT, 33 kişinin İSKİ ve 237 kişinin İBB iştiraki şirketlerde çalıştığı, yani işe alındığı ve çalıştığı yerlerin farklı olduğu, yani şirket üzerinden alınan kişilerin memurlar eliyle yürütülmesi gereken görevlerde çalıştırıldıkları keza incelemeye konu bu 505 kişiden 484 kişinin terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olabileceklerine dair kayıt bulunduğu, ancak güvenlik soruşturmaları yapılmadan işe başlatıldıkları belirlendi. İncelemeye konu olan bu 505 kişiden, 36 kişinin ‘sözde değer ailesi’ mensubu olduğu, 6 kişinin bizzat PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet göstermiş olduğu, terör örgütleriyle irtibat ve iltisakları nedeniyle KHK ile kamu görevinden ihraç edilen 21 kişinin ilgili KHK’larda ‘ihraç edilen kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak kamu görevinde çalıştırılamayacakları’ açıkça belirtilmesine rağmen, İBB şirketlerinde işe alındıkları tespit edilmiştir. 1668 kişiden; terör suçları ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar dışında kalan suçlardan hakkında 1 yıl ve üzeri mahkumiyet kararı bulunan 456 kişi tespit edilmiş olup, bunlar da güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılmadan ve durumları değerlendirilmeden işe alınmışlardır” dedi. Soylu, Soruşturma yürütülen belediyelere kayyum atanıp atanmayacağına ilişkin ise "Bu tip bir kayyum gündemimizde yok. HDP'li belediyelerde de kayyum atamadığımız Belediye var, burada kanunun kendine ait oluşturduğu mecburiyet söz konusu, biz de o ilkelere uymak zorundayız. Terörden uzak dursunlar bize yeter" diye konuştu.
Ülkemize zarar veriyor
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarına çok sert tepki gösteren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yalan söylemeyi ve iftira atmayı kendine huy edinmiş bir kişiyle karşı karşıyayız. Ülkemiz için, milletimiz için gerçekten ciddi bir güvenlik sorunudur sayın bakan. İnsanlarımızı ve kurumlarımızı bölen bir anlayışa sahiptir. Ülkemize, milletimize zarar veriyor. Şu anki hükümete zarar veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı'na zarar veriyor. Tedbir alması gereken kişi Sayın Cumhurbaşkanı’dır İftiralarına ve yalanlarına devam ediyor. Milletimizin hafızasına tekrar kazıyarak söylemek isterim: 3,5 sene önce çıkıp, ‘Ortalama 700 terörist tespit ettik' demiştir. ‘Evet, evet' diye böyle hararetle de ifade etmiştir. Açılan soruşturmalar, yapılan işte mahkeme vesaire… Bir mahkeme açıldı. 41 kişi yargılandı. Hepsi de beraat etti. ‘Toplamda 700 terörist' diyen bir bakan. Kocaman bir sıfırla sonuç bulmuştur bu süreç” dedi.
Eleştirilerini sürdüren İmamoğlu, “İBB'de 557 terörist deyip 86 bin İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanını zan altında bırakan bir açıklama yapmıştır. Hem de grup grup terör örgütlerinin ismini vererek sıralamıştır haykırarak. Üstünden 1 seneyi aşkın süre geçmiştir. Ve ortada hiçbir şey yoktur.
Hatta ikinci dereceden, üçüncü dereceden ailelerine giderek, müfettişleri her hafta buraya göndererek, müfettişlik müessesesini bile ne yazık ki ayaklar altına alacak şekilde hareket eden bir bakandır kendisi. Müfettişlerin nasıl rahatsız olduğunu, bu şehrin denetimini yapmakla yükümlü olan, sürecini yönetmekle yükümlü olan müfettişlerin bile nasıl rencide olduklarını yüzlerinden gören birisiyim. Üzüntüyle geliyorlar. Ama Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle yalanla, iftirayla dili dolu olan bir bakanı, kapkara bir leke olarak tarihine geçirmiştir. Buna sebep olanlar, bir an önce tedbir alsınlar. Tedbir alınması gereken ve bu ülke adına güvenlik tehdidi olan bir zattır. Söylediği söz için 2,5 sene önce demiştim, ‘Lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye.' Bunu ispat edercesine her gün konuşan bir insandan bahsediyorum” açıklamasını yaptı.
BÖYLE İÇİŞLERİ BAKANI MI OLUR?
Süleyman Soylu'yu kast ederek, “Yalanına, iftirasına devam ediyor. Yazılar yazacağım, daha önce yazdığım gibi iftiralarına dönük” diyen İmamoğlu, “Bana cevap bile veremedi kurumlar. Hem bakanlık veremedi hem valilik veremedi. Hatta birbirlerine pas attılar. Şimdi bu iddialar için de yazı yazacağım ben. Bizzat yollayacağım. Adım gibi eminim, buna da cevap veremeyecekler. Şu an görev yaptığı kurumda, genel müdüründen bakan yardımcısına, valilerinden herkese varıncaya kadar, herkesi zor durumda bırakmaktadır. Emniyet kuvvetlerinin yöneticilerine varıncaya kadar herkesi zor durumda bırakmaktadır. Güvenlik sorunudur. Bir şehre gelip, o şehrin ilçe başkanıyla, partinin il başkanıyla görüşen ama o şehrin valisini dikkate almayan, o şehrin belediye başkanıyla görüşmeyecek kadar demokrasiden uzak, özel görevli bir insan gibi hareket eden bir anlayışa sahiptir. Benim bildiğim içişleri bakanı az konuşur, çok iş yapar. Gizemlidir. Çünkü bu ülkenin namusu, şerefi ona aittir, benim de dahil. Ama bu öyle birisi değil. Gizem gösterir. Oturur. Sakin durur. Ayda bir konuşur. Her gün konuşuyor. Herkesin tweetine cevap veriyor. Her vatandaşa cevap veriyor. Böyle içişleri bakanı olur mu ya? Evinden bile kovuyorlardır bunu. Milletimiz, memleketimiz inşallah bu kötü dilden, bu kötü ve ahlak dışı dilden, yalan dolu iftira edilen bir an önce kurtulur” tepkisini gösterdi.