Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Manşet Haber Kemal Kılıçdaroğlu: Celladınızı seçmeyin

Kemal Kılıçdaroğlu: Celladınızı seçmeyin

Maltepe'de düzenlediği 'Milletin Sesi' mitinginde konuşan konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Ülke elden gidiyor, birlikte mücadele etmek zorundayız" dedi. "Biz birlikte iktidar oluyoruz. Ve ben iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim, ben neysem oyum" diyen Kılıçdaroğlu, "Kibar olmayı, dinlemeyi, anlamayı değiştiremem. Kendi celladınızı seçmeyin. Vicdanımızı dinlemek zorundayız" ifadelerini kullandı

Okunma Süresi: 9 dk

21 Mayıs’ta Bursa'da yapılması planlanan ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun onanan hapis cezası ile siyasi yasak kararının ardından İstanbul'a alınan ‘Milletin Sesi' mitingi gerçekleşti. Mitingte bir konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor! 5 yıl önce ilk adımı attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı. Bu kentin, bu meydanlarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde özgürce kucaklaşacağız. Az kaldı. Bunların tek amacı var, korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Ülke elden gidiyor birlikte mücadele etmek zorundayız" dedi.


 

Hepsi birlikte çalışıyor

"Birileri Türkiye'yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor, insanları korkuyla sindirmek istiyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu kaçakçıları, baronları, paramiliter yapılar, beşli çete, yandaş medya, insan ve silah kaçakçıları; hepsi birlikte çalışıyor. Bunların tek amacı var, korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi hem finansal olarak nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. O ve sarayı giderse kaos olur algısının peşindeler. İnsanları gece yarısı tutukluyorlar, okulları basıyorlar. Tweet attı diye çocukları okullarından alıyorlar. Doğayı savunanlara hapis cezası veriyorlar, bebekleri babalarından annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler... Siyaset yasakları... Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar. Konserleri yasaklıyor, Kürtçe müziğe tahammül edemiyorlar, sanatçıları mahkemede süründürüyorlar. O yasak, bu yasak, şu yasak. Tahammül edilmeyen, gençler, eğlence, mizah, yaşam tarzı, özgürlük" ifadelerini kullandı.


Korkmayacaksınız!

CHP olarak gençlerden, Atatürk'ün dediği gibi fikri hür, vicdanı hür bir nesil beklediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Gençlerimizin her biri fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hürdür. Gençler, iktidar değişti, ülkeye bolluk bereket geldi, huzur geldi, hak hukuk adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede hata görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Eleştirmekten korkmayacaksınız. Saray rejiminde gençlere eğlence yok, bolca uyuşturucu, bahis, kumar var. Memleketi bir uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Türkiye'de her gelir grubuna göre pazarlanan uyuşturucular var. Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlığı. Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz ve kazanacağız. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar, başaramayacaklar, biz kazanacağız. Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini az önce dinlediniz. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka, hukuka, adalete sırt çevirmenin sonucu. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar" dedi.


Türkiye değişime hazır

Gençlerin yüzde 70'inin yurt dışına gitmek istediğini belirten Kılıçdaroğlu, "550 bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği hamasi söylemler. Onların hamasi söylemerinden de yalanlardan da bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar. Ağızlarını açtıklarında yok 2023, yok 2071 yok dış güçler yok Almanlar bizi kıskanıyor yok efendim anlaşmalarda gizli maddeler var. Bunların tamamı yalan yalan yalan! Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçimiz, işçisi, memuru, bürokratı, esnafı, sanayicisi, tüccarı, ithalatçısı, turizmcisi, taksicisi bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır. Biz bu değişime hazırız. Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan kafalarına inmek zorundayız. Sarayın ve fotoğrafçı suç işleri bakanının elinden yetkiyi aldığımızda, hepsinin, bu beşli çetelerin defterini dürmek zorundayız. Bunların düzenine çomak sokacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız" eleştirisinde bulundu.


1 hafta karanlıkta kaldım

Konuşmasını, "5'li çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar; iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyor" şeklinde sürdüren Kılıçdaroğlu, "Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Belediye başkanlarımız siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak halka hizmetlerini sürdürüyorlar. Bu düzen, haramilerin düzenidir.

1 hafta süreyle karanlıkta kaldım biliyorsunuz. Ben neoliberalizme karşıyım, bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa dengesini bulur söylemine karşıyım. Toplumun belleğine yerleşen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleşmeye dönüştü. İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum. Vergide indirim istiyorum ama bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum. Mali sorumluluğa inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabının vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.


Biz ırkçı değiliz!

2 kadın gazetecinin işlerini yaptıkları için tehdit edildi,ğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Paramilerlere, mafyalara, baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT'a sesleniyorum; Olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse, siz kendinizi unutun! Ben suçla mücadeleye inanıyorum. Türkiye'ye gelen kaçakların, Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde sınır namustur anlayışı var. Yol geçen hanına dönen sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler. 8 milyon kişiyi başımıza indirdiler, bu yük taşınamıyor. Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz. Kimse unutmasın; biz ırkçı değiliz, ırkçılığa karşıyız. Bu temiz milletin alnına bir kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz. Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatını kuracağız, Suriye'ye, orta doğu'ya barış getireceğiz. Bizim ilkemiz Atatürk'ün söylediği Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesidir" dedi.


Ülke elden gidiyor

Eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü; "Dindarı, dinsizi, Türkü, Kürtü, Arapı, sağcısı, solcusu, liberali, milliyetçisi. 84 milyona, herkes; ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız! Vatan bizim vatanımız, bayrak bizim bayrağımız. Atatürk'ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi, neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ayırmadan, dışlamadan hep birlikte vermeliyiz. Emekçiler, toplumun tüm kesimleri, iş insanları, esnaf, kadınlar, emekliler, bilim insanları, beyaz yakalılar; insanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz. Genç muhafazakarlar; bu sorunlar hepimizin sorunu, bir kısımın değil. Bu senin de sorunun. İl Başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet senin nafakanı kesmek istiyor, seni köleleştiriyor. Sesini yükseleyeceksin, itiraz edeceksin. Aynısı sana da yapılacak. SADATçıların toplantılarında sen yoksun. Vatana ihanet suçu işlenirken erkekler oturdu yeni anayasa yazdı, sen orada yoksun ve olmayacaksın. Genç muhafazakar kardeşim, bu seçimde kararsızım diyemezsin. Kayıtsızlık bir cevap değildir, bir sondur. Kayıtsızlık saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın."



ÇALINANLARI GERİ ALACAĞIM

Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda, "Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi yönetimine katılıyorsanız, Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın. Barış Akademisyenleri görevlerine dönsün, harp okulu öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın. Çevreyi önemsiyorsanız, eğitim ve sağlık için daha çok bütçe ayrılsın istiyorsanız bize katılın. Çocuklarınızı bu ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. 128 milyar doların nereye gittiğini bilmek istiyorsanız bize katılın. İsraf haramdır, yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın. Asgari ücretli açlık sınırına mahkum olmasın diyorsanız bize katılın. 3600 ek gösterge ve EYT sorunu çözülsün diyorsanız bize katılın. Çocukların geleceğini düşüyorsanız bize katılın. Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir felsefesine inanıyorsanız bize katılın. Bu ülkede barış istiyorsanız, aş, iş istiyorsanız bize katılın. Kamu yönetiminde liyakat olsun diyorsanız bize katılın. Herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duyulmasını istiyorsanız bize katılın. Süleyman Şah türbesi vatan toprağına dönsün, tank palet fabrikası Katar'ın elinden alınsın diyorsanız bize katılın. Cumhuriyetimizin 2. yüz yılına girerken tertemiz sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği fark etmeksizin bu ülkenin bütün onurlu insanların haklarını sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları geri alacağıma bir kez daha söz veriyorum" dedi.


HER YER TAKSİM HER YER DİRENİŞ

Kürsüye ilk önce CHP’li İstanbul ilçe belediye başkanları, yüksek disiplin kurulu üyeleri, parti meclisi üyeleri, milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları, büyükşehir belediye başkanları çıktı. Ardından da Kaftancıoğlu kürsüye davet edildi. Daha sonra Gezi’de hayatını kaybedenlerin ve Gezi davasında tutuklulularının aileleri, kürsüye çağrıldı. Mitinge katılan vatandaşlar, “Hak, hukuk, adalet” ve “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. Gezi ailelerini temsilen Meriç Kahraman, "Bugün burada bulunan yüz binlerin çok daha ötesinde, milyonlarca insanımızın hayat verdiği büyük Gezi ailesinin değerli üyeleri; baskıya, zulme, yağmaya, talana, memleketin bir istibdat düzeniyle yönetilmesine karşı bugün burada toplanan bu güzel kalabalığı, Gezi Direnişi’nde aramızdan aldıkları canlarımızın aileleri ve şu anda koğuşlarında büyük bir heyecanla izlediklerinden emin olduğumuz Gezi Davası tutuklularının aileleri olarak selamlıyoruz. Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umudumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba" diye konuştu.


Bu daha başlangıç

"Bu adalet talebi; kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği geleceğimiz içindir" diyen Kahraman, "Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereklerini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Gezi; eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için, bu ülkenin sönmeyecek umududur. Buradan Bakırköy’e ve Silivri’ye selamlar. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" ifadelerini kullandı. Mitingte “Her yer Taksim her yer direniş”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.


Ekmek bırakmadılar

Kağıt toplayıcılığı yaparak geçimini sağlayan 49 yaşındaki Nusret Güllü ise dertlerini şu sözlerle anlattı: "Daha evvel davul, zurna çalıyorduk; bitti. Şimdi çekçek çekiyoruz, çekçeğimizi de elimizden aldılar. Ekmek bırakmadılar. Pazarlarda artıkları toplayarak geçiniyorduk, şimdi domates oldu 25 lira, o ezik domatesi de atmıyorlar artık. Onu da toplayamıyoruz. Bizim yapacağımız hiçbir şey kalmadı. Artık ‘dur’ demenin zamanı geldi. Gözümüz açıldı.” 65 yaşında çalışmak zorunda kalan ve bulaşıkçılık yapan Nazife Canoğlu ise "Şu anda herkes denizde yüzüyor, benim gibiler karaya vurdu. Neden? 2 senedir, bana gelen yardımlarla ayakta duruyorum. Eşim emekli, 3 bin lira maaşı var. 1600 lirası kira. 1000 lirası faturalar. Geri kalanını siz hesap edin. Nasıl geçineceğimi bana sorun" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *