Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Ara
Damga Gazetesi Manşet Haber Kadın Partisi Başkanı Yazgan: Kadınlar süs bebeği değil!

Kadın Partisi Başkanı Yazgan: Kadınlar süs bebeği değil!

Damga'ya konuşan Kadın Partisi Genel Başkanı Fatma Benal Yazgan, merkez partilerde erkeklerin egemen olduğunu söyledi. Erkeklerin de egemenliklerini paylaşmak istemediğini belirten Yazgan, “Ufak bir alan açıyorlar kadınlara ve oradan yürüyorlar. Kadınlar artık siyasette süs bebeği olmamalı söz sahibi olmalı. Biz bunu istiyoruz” açıklamasını yaptı.

Okunma Süresi: 10 dk

SÖYLEŞİ: MEHMET MERT

Kadın Partisi Genel Başkanı Fatma Benal Yazgan, Kadın Partisi Parti Meclisi Üyesi Gönül Karahanoğlu, Kadın Partisi MYK Üyesi Bengü Ağcabay gazetemizi ziyaret etti. Ziyaret sırasında da sorularımıza içtenlikle cevapladılar. Sonuçta çok güzel bir söyleşi gerçekleştirmiş olduk. Kanaatime göre daha demokrat, daha özgürlükçü, daha güçlü bir Türkiye için, Kadın Partisi’nin yaşaması, büyümesi ve desteklenmesi gerekiyor. 


Kadın Partisi bize biraz tabii ki sürpriz oldu. Çünkü Türkiye'de evet her türlü parti var. Ama böyle sadece kadınların ismini taşıyan bir parti biraz alışık olmadığımız bir durumdu. Bu nereden çıktı, nasıl oldu?

Sizi şaşırtmak istedik. O yüzden adını kadın koyduk. Şaka bir yana şöyle ki; bizim Kadın Partisi'nin kurucularının çoğu kadın derneklerinden gelen insanlar. Özellikler Kadın Adayları Destekleme Derneği'nde (KADER) çok uzun yıllar birlikte çalıştık. Biliyorsunuz KADER'de amaç seçimle gelinen yerlerde kadın-erkek sayısını eşitlemekti. 1997'de kuruldu KADER, 97'den itibaren biz hem orada başkanlık hem yöneticilik yaptık. Kadınların siyasette yer alması için çok ciddi mücadeleler verdik. Tabii bu mücadeleyi verirken mevcut olan siyasi partilerin içerisinde de önemli ilişkiler kurduk. Ve gördük ki biz bu işte zorlandık. Mevcut siyasi partilerin kadına bakışını değiştiremiyorsunuz. Erkekler bir türlü kendi koltuklarından vazgeçemiyordu. Biz de bu böyle gitmez dedik. Anayasaya uygun kendimiz bir parti kuralım dedik. Ve orada birkaç şeyi bu halka anlatalım dedik. Bunu yaparken de ismimizin ne olması gerektiği konusunda uzun süre tartıştık. Başlangıçta kadın-erkek eşitliğinden yola çıkarak Eşitlik Partisi koyalım dedik. Ama sonra dediler ki; 'eşitlik' koyarsanız çok sıradan bir parti olursunuz. Öyle bir isim koymalısınız ki akılda kalıcı olmalısınız dediler. Biz de bunun üzerine bu ülkede aşağı yukarı 25 yıldır kadın denmediği için, bayan dendiği için kadın ismini söyletmek adına Kadın Partisi koyduk adımızı.

 

Yönetimde hiç erkek var mı?

Tabii ki var. Zaten siyasi partiler yasasında cinsiyet farkı yok. Yani cinsiyete dayalı bir parti kuramazsınız. Dolayısıyla partimizde erkek arkadaşlarımız da var.

 

KADER'de ne görevler yaptınız?

Ben Kadıköy Şube Başkanlığı yaptım kurucularındanım. Gönül Karahanoğlu da genel başkanlığını yaptı. Hala tabii KADER'de arkadaşlarımız var. İrtibat halindeyiz ve görüşüyoruz. Ayrıca diğer kadın kuruluşlarıyla da bağlantımız var. Yıllarca omuz omuza aynı şey için beraber mücadele verdik. Dolayısıyla birçok arkadaşla birbirimizi tanıyoruz.

 

Parti kurduktan sonra dernek deneyiminizi nasıl değerlendirirsiniz, arada nasıl bir fark var?

İkisi bambaşka bir şey. Siyasi parti olmak başka bir şey. Dernekçilik gönüllülük üzerine dayalı. Belli bir idealiniz var ama siyasi parti olmak başka bir şey. 2009-2014  yılları arasında AKP hükümeti Doğu'daki kadın derneklerini kapatıyordu. O bize bir güç oldu. Demek ki dedik bu hükümet ilerleyen yıllarda da kadın derneklerini kapatacak. Bu nedenle biz bu partiyi bir an önce kuralım ki en azından kadınların konuşabildiği bir siyasi arenayı mümkün kılabilelim istedik. Biz de bunun için harekete geçildik. STK'larda ilerlemenin bir fırsatı olmadığı için, partimizi kurduk.

 

Türkiye genelinde partinizin teşkilatlanması oldu mu?

Hayır çünkü paramız yok. Çok net. Siyasi parti işi ciddi para istiyor. Taşrada bir ilçe merkezi açmak için yer bulacaksınız, kira ödeyeceksiniz, faturası, giderleri yani dolayısıyla bu paraya muhtaç bir iş. Kadınlarda da para yok maalesef. İşin gerçeğine bakarsak kadınların parası yok.

 

Kadın derneklerini partiye dahil edemiyor musunuz?

Yapamazsınız. Osmanlı'da bu yana gelen kadın hareketine bakarsanız, kadınlar derneklerde bile çalışmaya yeni yeni başladı. Bizlerde dernekçilik son 30 yıldır yaygın hale geldi. Bir de çoğu dernek hayır vs işlemek üzerine. Burs veriyor falan. Bu kadınlara giydirilmiş modelin bir yansıması. Ama siyasi partiler öyle değil. Bizim burs verme, kermes yapma gibi işlerimiz yok. Biz zaten bunlara itiraz ediyoruz. Şu an mesela siyasi partilerin kadın kollarına bakın. Ne iş yapıyorlar? Seçimlerde ev ev geziyorlar, mitingte pankart tutuyorlar. Kermes vs yapıyorlar. Başka hiçbir şey yok. Biz bu anlayışa itiraz ediyoruz.

 

Kadın kollarını saçma mı buluyorsunuz yani?

Hayır ama kadın kollarının mantığına bakarsanız şöyle; eskiden kadınların siyasete atılması çok kolay olmadığı için özellikle Anadolu'da, siyasi partiler kadın kollarını kurmuş ve kadınların siyasete katılımı sağlanmış. Ama artık 21'inci yüzyılda yaşıyoruz. Şimdi böyle bir anlayış söz konusu olamaz. Kadın kolu ne demek? Kadın bir kolsa, erkek bir gövde mi? Bu anlayışı kabul etmiyoruz. Biz kadın koluna şiddetle karşıyız. Kadın kolu diye bir şey olamaz. Biz böyle bir şeyin karşısındayız.

 

Siz daha önce siyaset yaptınız mı, kadınların siyasi partilerdeki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben 16, 17 sene CHP'de aktif bir siyaset yaptım. Bu önemli bir deneyimdi. Kadınların bir kere zaten siyasete giriş yaşları biraz ileri. Çünkü kadınlara verilen o cinsiyet rollerinde çocuğunu büyütecek, anneye bakacak vs. Kadın ne zaman siyasete girebiliyor? Bütün bunların yükünü hafiflettiği zaman. Derneklerde öyle. Genç bir kadın bulmak güç. Yükünü azaltmış, belli yaşa gelmiş kadınlar var hep. Siyasi partiler de böyle. Siyasi partiye gidince görüyorsunuz. Siyaseti hep erkekler kurgulamış. Kadın o kurgunun içine giriyor. Kendini orada var edebilmek için kadın o kurgunun bir parçası olman gerekiyor. Mesela Meral Akşener ya da Tansu Çiller için diyorlardı ki; 'E ikisi de kadındı gördük...' Tamam gördünüz ama suretleri kadındı. Kafa aynı erkek kafası. Çünkü siyaseti erkeklerden öğrenmişler. Ancak böyle var olabiliyorlar. O kadar erkeğin için de kendilerini var edebilmek için aynı onlar gibi davranıyorlar. Çünkü onların da idealleri var. Belediye başkanı olmak ister, meclis azası olmak ister vs. Ama bütün bunlara sahip olabilmek için erkek gibi olmaları lazım. Bugün Türkiye'de bir yere gelebilmek için erkek gibi olmanız lazım. Dolayısıyla kadınlar zor durumdalar. Onları bir türlü Kadın Partisi'ne de ikna edemesiniz. Benim çalıştığım CHP'de birçok kadın arkadaşım ama onları ben de Kadın Partisi'ne istemedim. Çünkü onların anlayışları bize farklı. Mesela sol bir parti olduğunu söyleyen CHP'de o kadar kadın olmasına rağmen hiçbiri genel başkanına karşı çıkamıyor. MYK'da seçilenler hariç kadın kolları başkanları vs oy kullanamıyorlar. Mali özerklikleri yok. Hiçbir şeye ses çıkaramıyorlar. Kadınlar orada süs mankeni gibi tutuluyor. Aktif siyasette yine kadın siyasetçi seçerken seçtikleri kadınlar ya zengin bir ailenin kızı, Doğu'da ise aşiretten biri vs. Kadın hareketinden gelen 1 siyasetçi bile yok. Sadece DEM Parti'de var. AKP, CHP, MHP gibi partilerde maalesef yok. Hatta size şöyle bir örnek vereyim; CHP'den milletvekili aday adayı oldum mesela. Görüşmeye gittim. O zaman KADER'de yöneticiyim. Benimle mülakat yapan kişi ismi lazım değil; “Kadın hareketinden geliyorsunuz hiçbir şansınız yok” dedi bana.

 

Şunu net söyleyeyim; ben sizinle aynı fikirdeyim. Bizim gibi düşünenlerin böyle bir parti kurması beni kişisel olarak mutlu etti. Peki iktidar veya muhalefet partilerinde size yakın, sizin gibi düşünen kimseler var mı?

Hayır yok.

Belki vardır, saklıyordur. Selin Sayek Böke sizin gibi düşünüyor olabilir mi?

Hayır maalesef. Merkez partiler erkek egemen bir alan. Oralarda erkekler egemenliklerini paylaşmak istemiyor. Ufak bir alan açıyorlar kadınlara ve oradan yürüyorlar. Kadınlar artık siyasette süs bebeği olmamalı söz sahibi olmalı. Biz bunu istiyoruz. Ama gelgelelim bu siyasi partiler kendi kadın kotalarına bile sadık değil. Kadın kotasını bile maalesef ama maalesef doldurmadan iş yapıyorlar. Ortada böyle bir saçmalık var. Ayrıca kota tek başına yetmez. Kota ile beraber fermuar sistemi uygulanmazsa kotanın hiçbir anlamı yok. Mesela İstanbul 1'inci Bölge'de diyelim sizin garanti 5 milletvekiliniz çıkıyor. Siyasi partiler ne yapıyor? Gidiyorlar kadın adayları; 6, 7, 8'inci sıraya seçilemeyecek yerlere koyuyorlar. Madem kadın kotasını dolduracak kadar samimisiniz o zaman kadınları seçilebilecek sıralardan aday gösterin. Ama yok.

 

Kadın Partisi seçime girdi mi?

Hayır bu kolay değil. Bakın zaten bizim partimizin var oluşu da kolay olmadı. Yeni partiler nasıl kuruluyor? Mevcut partilerin içinden çıkıyorlar. Bizim öyle bir şeyimiz yok. Hiçbir partinin içinden çıkmış değiliz. Dolayısıyla paramız yok, teşkilatlanmamız yok. Zaten teşkilatlanma olmayınca seçime de maalesef giremiyorsunuz. Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri bence partilerin finansmanı. Mesela DEVA Partisi, Gelecek Partisi nasıl kuruldu, kimler destek verdi? Anlatılsın. Biz de böyle şeyler yok. Biz emekli kadınlar kendi cebimizden para verip, partimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Biz ayrıca şu anda siyaset yapanlardan daha iyi siyaset bilgisine sahibiz. Çünkü KADER'de biz çok iyi siyaset bilgisi aldık. Ayrıca Kuzey Avrupa'daki tüm siyasi partilerin yapısını çok iyi biliyoruz. Hepsine çalıştık, gözlemledik. Biz bunları birebir giderek, oradaki parlamenterlerle görüşerek buralara geldik. 2009'da yola çıktık 2014'te partimizi kurduk. Bu süreç içerisinde siyaseti derinlemesine inceledik. Bütün dünyada kadın partileri kurulmuş. Biz de kurduk. Bizdeki siyasi  birikim inanılmaz bir noktada. Bizim anlattığımız şeyler bizim yazdığımız şeyler birçok siyasi partinin programında yok.

 

Nedir mesela sizin farkınız, diğer partilerde olan sizde olmayan nedir?

Biz kadın- erkek eşitliğini önceliyoruz. Biz de parite sistemi var. Parite sistemi; anayasa ve tüm kanunlarda kadın-erkek eşitliğini getiren bir sistem. Bugün Avrupa'da her ülkede var. İkincisi biz 4-5 yılda bir oy kullanıp seçiyoruz, temsili sistem nedeniyle sonra hiçbir şeyi kontrol edemiyoruz ülkede. Bir sürü şey oluyor. Dolayısıyla Avrupa'da olduğu gibi biz milletvekillerinin geri çağrılmasını istiyoruz. Çalışmayan ya da partisinden ayrılan milletvekilini geri çağırmak istiyoruz. Yani halkız biz. Patron biziz. Dolayısıyla kontrolü bizden aldılar. Seçim döneminde bizi kandırıyorlar. Patron onlar oluyor. Şimdi siyaset şöyle olmalı. Siz bir avukata vekalet veriyorsunuz, sizin hakkınızı iyi bir şekilde savunamazsa napıyorsunuz? Avukatınızı değiştiriyorsunuz. Biz siyasette de bunun olmasını istiyoruz. Gerekirkse avukat gibi milletvekilini de değiştirebilmeliyiz. Daha böyle birçok şey var. Bizim saydığımız şeyler hangi siyasi partinin dilinde var? Hiçbirinin yok. Dünyada bir en büyük sorun para siyaset ilişkisi. Türkiye'de bu anlamda çok sıkıntı var. Bunların hepsinin değiştirilmesi lazım. Bu kısır döngü temizlenmediği sürece siyasette bir ilerleme sağlamamız mümkün değil. Şimdi bir de enteresan bir şey var. Kuzey Avrupa'da kadın yönetici çok. Neden? Sol partiler buna destek veriyor. Dolayısıyla burada bizim de kendini sol olarak konumlandıran partilerden böyle bir destek istiyoruz. Mesela İsveç'te sol partiler kotalarını yükselttikçe, sağ partiler oy kaybetme kaygısıyla onlar da kotalarını yükseltmeye başlamışlar. İsveç'te mesela yüzde 47 ile temsil edilen kadınlar var ve ona rağmen Kadın Partisi var.

 

Kadın problemi yoktur!

Sizin ittifak döneminde kapınızı çalan siyasi parti oldu mu?

 

Çok oldu ama biz istemedik. Birçok siyasi parti davet etti ama bizim herhangi biriyle yol yürümemiz mümkün değildi. Onlar bizim dertlerimizle ilgilenmiyorlar. Bizim sorunlarımızı önemsemiyorlar. Biz bir vizyon partisiyiz. Bir halk partisi değiliz. Bizim bir vizyonumuz var. O da kadınların eşitliği vizyonu. Kadınlar eşit olmalı ki ülkeyi bir yerden bir yere taşıyabilelim. Bu bir devrimdir. Devrimi de kim yapar? Kadınlar yapar. Biz insan haklarından kaynaklanan haklarımızı kullanmak istiyoruz. Buna rağmen 'kadın problemi' diyorlar. Bu çok ayıp bir şey. Kadın problemi yok, kadın hakları problemi var. Bu bir insan hakları meselesi.

 

Gerçek bir devrim lazım

Son olarak kadınlara mesajınız nedir?

 

Ülkemizin gerçek bir devrime ihtiyacı var. Bu devrimi ancak kadınlar başaracak. Kadın erkek eşitliği sağlandığı zaman. İşte o zaman herkes görecek ki bu ülkede müthiş değişiklikler olacak. Bunun için de kadın partisine ihtiyacımız var. Gerek medya olarak gerek diğer bileşenler olarak bize destek olan kişilerin bizim elimizden tutup, bize yardım etmeleri gerekiyor. Biz zaten kendi programımızın başında da yazmıştık. Tüm kadınları yarınlarımız için kendi partilerine bekliyoruz. Bütün kadınlarımızı burada olmaya çağırıyoruz. Kadın haklarını düşünen erkekleri de buraya bekliyoruz. Kadın Partisi'nin kapısı herkese açık.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *