Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliği'nde görevli polis memuru Vedat Tuğrul (30) genital bölgesinde çıkan siğili aldırmak için Beşiktaş'ta bulunan özel bir hastanede ameliyata alındı. Tuğrul, işlem esnasında fenalaştı. Fenalaşan polis memuru, Bakırköy'de bulunan aynı hastanenin diğer şubesine sevk edildi. Ancak Tuğrul burada müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Abim sapasağlamdı
Olaya ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan Vedat Tuğrul'un erkek kardeşi Fırat Tuğrul, "Abim sapasağlamdı. Güle oynaya gittiği hastaneden cenazesi geldi. Hastaneye gitmeden bir gün önce görevdeydi. Hiçbir rahatsızlığı yoktu. Ben abimle yaşıyordum. Zaten daha önce siğil tedavisi görmüş, ardından gelişen ufak bir büzüşme sorunu nedeniyle küçük bir operasyon yaptıracaktı. Yapılacak işlem kısacık bir işlemdi. Yanında kimseyi götürmedi bile” dedi.
Ölüm saatinde yanlışlık
Abisi vedat Tuğrul'un Levent'te bulunan özel bir hastanede saat 15.00 civarında ameliyata alındığını belirten Fırat Tuğrul, “Gece yarısı polis arkadaşları kapıya gelerek abimin durumunun kötü olduğunu söylediler. Hastanede yoğun bakım bölümü yok diye, aynı hastanenin Bakırköy şubesine kaldırılan abim burada hayatını kaybetmiş. Kapıya polis arkadaşları gelmezse haberim bile olmayacaktı. Ben hastaneye vardığımda abim hayatını kaybetmişti. Oysa saat 23.00 civarında doktorla konuştuğumda bana hayatta olduğunu, entübe edildiğini söyledi. Ertesi gün elime aldığım ölüm evrakında aslında ölüm saatinin bana söylenenden daha önce olduğunu gördüm” ifadelerini kullandı.
Hastaneden şikayetçiyiz
Doktorların abisinin ölümü hakkında hiçbir açıklama yapmadığını didle getiren Fırat Tuğrul, “İşin içine savcılık girince aynı gece doktorlar hastaneyi terk etti. Adli vaka diye kayıtlara geçti. Sonraki günlerde telefonda konuştuğum doktor bana, 'Ben ameliyatı yaptım ve anestezi doktoruna bıraktım, ona sorun' şeklinde açıklama yaptı. Abim nasıl öldü halen bilmiyoruz. Geride gözyaşları dinmeyen eşi, bebeği ve bizler kaldık. Hastaneden ve doktorlardan şikayetçiyiz. Bu olayın peşini bırakmayacağız. Zaten adli incelemeler sürüyor. Cumhuriyet savcılığı tarafından verilen talimat doğrultusunda, abimin ölümünde doktor hatası olup olmadığının anlaşılması için soruşturma başlatıldı. Sonucun bir an önce açıklanmasını bekliyoruz. İçimiz yanıyor, gerçek ortaya çıksın diye bekliyoruz" diye konuştu.
Burada bir ihmal var
Baba Abdulsamet Tuğrul ise “Vedat, Türk vatandaşının polisiydi. Sayın Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanımızdan bir ricam var. Burada bir ihmal var. Çocuk sapasağlam, ufak bir apse yüzünden ameliyata almışlar, gerekli teşkilat olmadan hastane açmışlar. Bu hastanenin teşekküllü olmadığını, burada bir ihmal olduğunu, çocuğun ölümüne sebebiyeti ondan geldiği kesindir. Bunun üzerinde durulması lazım. Biz aile olarak da bunun üzerine gideceğiz. Mutlaka ve mutlaka devlet bunları alıp, güzel bir ceza vermesi gerekiyor. Devletimiz hastaneyi kapatması gerekiyor. Bir tazminat davası açılması lazım. Bu tazminatı da Türkiye Cumhuriyeti polis teşkilatına ben hibe ediyorum. Burada da böyle bir söz veriyorum” diye dert yandı.
DOKTORLAR HASTANEYİ TERK ETTİ
Damga'ya özel açıklamada bulunan Fırat Tuğrul, “İşin içine savcılık girince aynı gece doktorlar hastaneyi terk etti. Adli vaka diye kayıtlara geçti” ifadelerini kullandı. Acılı kardeş, “Abim nasıl öldü halen bilmiyoruz. Geride gözyaşları dinmeyen eşi, bebeği ve bizler kaldık. Hastaneden ve doktorlardan şikayetçiyiz” dedi.
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Polis memuru Vedat Tuğrul'un ölümüyle ilgili Bakırköy'deki hastaneden açıklama yapıldı.
Açıklamada, "Vedat Tuğrul, özel muayenehanesi olan bir plastik cerraha meme bölgesindeki yağ dokusu fazlalığı ve genital siğiller nedeni ile başvurmuştur. Plastik cerrah dış merkezde, memeye liposuciton (yağ alma), penis bölgesine yağ enjeksiyonu ve siğil alma operasyonu gerçekleştirmiştir. Özellikle belirtmek isteriz ki hasta dermatoloji bölümü dahil hiçbir polikliniğimizde herhangi bir tedavi almamıştır" denildi. "Özel muayenehanesi olan bir plastik cerrah tarafından dış merkezde gerçekleştirilen operasyonun sonunda hastanın uyanma aşamasında solunum sıkıntısı, kalp ritminde bozulma yaşanmış, genel durumu kötüleşen hastaya acil müdahaleler başlanmış ve sonrasında hastanemizin yoğun bakım ünitesine sevki gerçekleşmiştir” denilen açıklmada, “29 Mart'ta saat 17.15 'te hastanın kurumumuza acilden girişi yapılmış, tomografileri çekilerek yoğun bakım ünitemize yatışı gerçekleştirilmiştir. Hasta geldiğinde şuuru kapalı olup, yoğun kalp ve solunum desteği verilmek üzere yaşam ünitesine bağlanmıştır ve gerekli tedaviler başlamıştır. Takiplerinde kalbi yeniden duran hasta yapılan tüm müdahalelere rağmen saat 22.55'te yaşamını yitirmiştir" ifadeleri kullanıldı. Tuğrul ailesi ise açıklamada birçok yanlışlık olduğunu ileri sürdü.