İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuk olduğu Daktilo1984 YouTube kanalında Nezih Onur Kuru ve İlkan Dalkuç’un sorularını yanıtladı. İstanbul’un su sorunu ile ilgili açıklamalarda bulunan İmamoğlu, kuraklığın bir gerçek olduğunu ve barajların doluluk oranının yüzde 27’lere gerilediğini söyledi. Belediye olarak halkı uyardıklarını ve gerekli önlemleri aldıklarını dile getiren İmamoğlu, "Akademisyenler Trakya bölgesinde son 92 yılın en kurak yılı olduğunu söylüyor. Çok tedbirli olmalıyız, deniz suyunun içme suyu olması için çabalıyoruz. Bu konuda yurt dışından teknik destek almayı düşünüyoruz” dedi. İmamoğlu ayrıca, "Seçimden önce yarıştığımız aday ‘2040’a kadar su sorunumuz yok’ demişti ancak göreve geldiğimizde gördük ki 2016’da açılması gereken Melen Barajı henüz açılmamış ve açılmasına da dört yıl var. Şimdi bununla ilgili yatırımlar yapıyoruz" diye konuştu.
Kasada 5 milyon vardı
Kendi yönetimlerinin ortaya koyduğu liyakatli ve şeffaf yönetim sonucunda yurt dışından finansman bulduklarının altını çizen İmamoğlu, yurt dışından sağlanan finansman eleştirilerine de “Ben çok meraklı değilim. Varsa yurt içinde kamu bankalarının bana verecek bir delikli kuruşu, ben hazırım almaya. Belediye seçiminden iki gün önce 21 Haziran’da kredi imkanları açık olan devlet bankaları ben seçildikten iki gün sonra, mazbatayı aldıktan bir gün sonra bunu kapattı. Biz göreve geldiğimizde Büyükşehir Belediyesi’nin kasasında 5 milyon lira vardı. Bu kadar büyük yapının kasasındaki para buydu. Böyle bir parayla teslim aldığımız belediyenin hazır olan kredisini bize kullandırtmayan kamu bankaları var. Tek bir lira için bile hiçbir zaman talebimize geri dönmeyen kamu bankaları var. Onun için o kamu bankalarının yöneticilerine İstanbul halkının hakkını helal etmiyorum, kendi hakkımı da helal etmiyorum. Ama biz kaynağımızı bulduk. Keşke borçlanarak olmasaydı. Ama geçmiş dönemin yarattığı zorlukları aşmak zorundaydık ve aşıyoruz" şeklinde konuştu. Öte yandan Kanal İstanbul tartışmaları ile ilgili mücadelesini sürdüreceğini dile getiren İmamoğlu, "İstanbul’un bu kadar sorunu varken Kanal İstanbul’a yapılan yatırım yazıktır, günahtır. Bunlarca yıllık İstanbul’a, atamıza, dedemize, vatandaşımıza, Fatih Sultan Mehmet’e, Mustafa Kemal Atatürk’e ihanettir" dedi.
Bu tavrı anlamıyorum
Pandemi konusunda istatistiklerle oynanamayacağını vurgulayan İmamoğlu, İBB Bilim Danışma Kurulu’nun iki hafta kapanma tavsiyesi olduğunu belirtti. Bu yapılmazsa daha ciddi ekonomik kayıplarla karşılaşılacağını ifade eden İmamoğlu, belediyelerin de desteğiyle iki haftalık ekonomik kaybın altında kalmayacaklarını anlattı. İmamoğlu, "Hükümetin tavrını anlayabilmiş değilim. Israrla hafta sonu kapanması ile yetiniyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Bilim Kurulu’nun tavsiyesi ile bunu yaptıklarını söylüyor. Eğer öyleyse buradan çağrı yapıyorum böyle bir çağrısı varsa Bilim Kurulu bunu açıklasın. 1 aydır 400’ün üzerinde defin sayısını azaltamıyoruz. Geçen yılın ortalamasına göre Kasım ayında 5.500-6.000 fazla vefat var" ifadelerini kullandı.
Dönüşüm 110 yıl sürer!
İstanbul’da 1999 öncesinde yapılan 800 bin yapının 2024’e kadar envanterini çıkaracaklarını ve böylece gerçek manzarayı göreceklerini belirten İmamoğlu "Sadece TOKİ ile olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı 18 yılda 1 milyon konut yaptıklarını söylüyor. 6,5 milyon binanın daha dönüşüme ihtiyacı var. Buna göre bizim dönüşümü gerçekleştirmemiz 110 yıl sürer. Buna tahammülümüz yok. İstanbul depremi, bir bağımsızlık sorunu. Bize vereceği zarara bakarsak bu işe yatırım yapmamız lazım. Dereymiş, kanalmış bunları geçelim" dedi.
Yok denecek kadar az
Suriyelileri Covid-19 döneminde olabildiğince yardımcı olduklarını söyleyen İmamoğlu, "Mülteci konusu merkezi yönetimin elinde. Yerel yönetimlerin hiçbir rolü yok denecek kadar az. Katıldığım yurt dışı toplantılarda hep şunu söylüyorum. Bu insanların yurtlarından edilmesinde sorumluluk bütün dünyanındır. Başta da emperyalist ülkeler; ABD ve Rusya. Türkiye sağlıklı bir dış politika üretememiştir. Türkiye, kendi demokrasisi ile Orta Doğu’yu barıştırırdı. Bir realite var: İstanbul’daki sığınmacıların çoğu İstanbul’da kalmak istiyor hatta fırsatını bulsa Avrupa’ya gitmek istiyor" açıklamasında bulundu.
Yargıya güveniyorum güvenmek istiyorum
Yolsuzluk dosyaları ile ilgili titiz çalıştıklarını ve haksız yere kimseyi suçlamak istemediklerini vurgulayan İmamoğlu, "Yargıya güveniyorum, güvenmek istiyorum. Bu bir süreçte tespit ediliyor sonra teftiş kuruluna geliyor daha sonra suç duyurusunda bulunuluyor. Kanunda yazan şeyler bunlar. Bunu tek başına Ekrem İmamoğlu hazırlamıyor ki. Yolsuzluk dosyaları ile ilgili haberlere erişim engeli aldırmışlar. Bana iftira atıldı tamamen mesnetsiz. Onları kaldırtamadık nasıl oluyor böyle bir kararı bir iki saatte alabiliyorlar anlamış değilim" dedi.