İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, kent genelinde hızlı tarama yöntemiyle “durduğu yerde çökme ihtimali olan 318 bina” tespit etti. “Yüzde 0 deprem güvenliği” oranına sahip bu binalardan biri olan Kartal Orta Mahalle Ordu Sokak 14 numaradaki 1980 yapımı Akın Apartmanı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tanıklığında yıkıldı. Göreve gelmelerinin birinci yılında İstanbul'da hızlı tarama sürecini başlattıklarını hatırlatan İmamoğlu, “Aslında bunun adı, risk almak. Biz, risk aldık. Evlerinin kapısını çalıp, insanlara depremin hissedilmediği anda depremi hatırlatmak, belki siyaseten risk olarak görünebilir. Bu araştırmalarda da mevcut ne yazık ki. Ama biz, bunu görevimiz olarak kabul ettiğimiz için, o günden beri kapıları çalıyoruz. On binlerce binanın kapısını çalıyoruz. Ama ne acıdır ki, bazı semtlerde yüzde 70’e varan insanlar, bizi binalarına sokmadılar. Ve binalarının kontrol edilmesini istemediler. Ama biz, ısrarla bu süreci devam ettirdik. İstanbul'da, bu arkamda gördüğünüz bina gibi, depreme dayanımı yüzde 0 olan, 318 bina tespit ettik. Ve bu 318 binayla ilgili işlem başlattık” dedi.
Şimdi kapımızı çalıyorlar
Çalışmaları sonucunda İstanbul’daki yaklaşık 90 bin riskli bina sayısına ulaştıklarını aktaran İmamoğlu, “Hızlı taramaya devam ediyoruz. 6 Şubat depremiyle beraber, o güne kadar ne yazık ki kapımızı çalmayan, bütün duyurularımıza rağmen ne yazık ki bizimle irtibata geçmeyen, hatta bizim kapısını çalmamıza rağmen, 10 binadan 7’sine bize sokmayan vatandaşlarımız, şimdi bizim kapımızı çalıyor. Biz, bu tespit noktasında onlara yetişmeye gayret ediyoruz. Bugün bahsettiğimiz 318 yapıda, yaklaşık 3000 bağımsız bölüm var. 3 bin bağımsız bölüm ne demek biliyor musunuz? Bugün İstanbul'un ve Türkiye'nin konutta yaşayan kişi sayısına vurduğunuzda, 7-8 bin insanın canı demek oluyor. Bu evlerin şu anda yıkımına başlamakla, 8 bin insanımızı bu tehditten kurtarıyor oluyoruz” şeklinde konuştu.
Hiçbir ayrım yapmadık
“Peki sadece hızlı tarama yapıp, girebildiğimiz binalarda tespit yapıp, bu şekilde bir işlem mi başlatıyoruz” diyen İmamoğlu, “Önce ilçe belediyelerimizi uyarıyoruz. İlçe belediyelerimize yazı yazıyoruz. Bazı belediyeler diyor ki, ‘Biz işlem yapmıyoruz.’ Bazı belediyeler diyor ki, ‘Lütfen bizim adımıza işlem siz yapın.’ Bazı belediyeler diyor ki, ‘Olur, biz o işlemi yaparız.’ Hangi koşul olursa olsun, biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak işlemlerimize devam ediyoruz. Tabii burada az önce bahsettiğim iş birliği talebi üzerinden Kartal Belediyesi’yle yürüttüğümüz işlemi şu anda harekete geçirdik. Peki bununla mı sadece kalıyoruz? Hayır. Israrla bu tespiti yaptıktan sonra teknik arkadaşlarımla oturduk, şunu konuştuk: Yani insanlara ‘Evinden çık’ demek kolay. Ve hatırlayın; daha yakın bir zamana kadar Şehircilik Bakanlığının belirlediği kira yardımı, bin 500 liraydı. Bin 500 liranın İstanbul ölçeğinde bir kıymetinin olmadığını da biliyoruz. Ta o zaman biz, teknik hazırlıklarımızı yaparak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gündemine, ‘4 bin 500 lira kira yardımı yapmak istiyoruz’u getirdik. Gerekçesi ve dayanağını da tespit ettiğimiz bu dayanımı yüzde 0 olan binalardaki insanlara kira yardımı yapma konusunda. Mal sahibi-kiracı ayrımı yapmadık” dedi.
Binalar öldürüyor
Dünyanın başka ülkelerinin de benzer felaketleri yaşadığını, ancak aldıkları önlemlerle can kayıpları yaşamadıklarını aktaran İmamoğlu, “Depremde insanlarımızı öldüren binalardır, depremler değildir. Bunu ben demiyorum, bilim insanları söylüyor. Bu acı faturayla, bu acı fotoğrafla yüzleşmek zorundayız. Allah korusun, Allah geçinden versin. İstanbul depreminin geç olmasını diliyoruz, istiyoruz. Dua ediyoruz ki, bir an önce tedbirlerimizi alalım. Bahsettiğim mesele, 90 bine yakın binamızı ilgilendirmektedir. Kaldı ki diğer binalarımızla ilgili de ama güçlendirme ama diğer modellerle harekete geçmemiz gerektiğinin de altını çizeyim. Ne yazık ki bu envanteri, hep birlikte, onlarca yıl içerisinde bizler ürettik. Ama çözümünü de bulmalıyız. Çözüm, ‘İstanbul'a 1,5 milyon konut yapacağız’ diyerek 21 yıllık iktidarının sonrasında böyle bir taahhütte bulunmak değildir. Hala -cek, -cak diyorsanız; olmaz, olamaz. Biz -cek, -cak demedik. İşte yaptık, yapıyoruz ve iktidara geldiğimizde de bunun daha hızlısını, daha büyüğünü hem de herkesi katarak. AK Partili, MHP'li, İYİ Partili, Cumhuriyet Halk Partili bütün belediyelerimizi katarak bu süreci yöneteceğiz. Kimseyi dışarıda koymayacağız. İstanbul Boğazı'nın kenarında, barakalara imar hazırlayan Şehircilik Bakanlığı olmayacağız. İstanbul Boğazı'nın kenarında kafelere imar veren Şehircilik Bakanlığı olmayacağız. Biz, İstanbul'un deprem sorunuyla ilgilenen bakanlıklar, büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri olacağız. Onun için buradayız” açıklamasını yaptı.
DEPREM SİYASET ÜSTÜDÜR
İstanbul’un depremle ilgili, özenli ve bütünleşik bir sürece ihtiyacı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, konunun seferberlik duygusuyla çözülebileceğine ilişkin görüşünü yineledi. Bütün bu sürece vatandaşların ve meslek odalarının da destek vermesiyle sürecin çözülebileceğine dikkat çeken İmamoğlu, “Bu bütünleşik yapıda hızlı kararlar alacağız. İstanbul'da, kentsel dönüşüm süreci 8-9-10-11 süren siteler var, yapılar var. Bunu söylediğim zaman, ‘Hani işte 5 yılda çözerim demiştin…’ Arkadaş, ‘5 yılda çözerim’ dememin sebebi şu: 5 yılda oturup bir masaya, insanca, ortak akılla süreci konuşsaydık, siz bize bu fırsatı verseydiniz, bugün gümbür gümbür İstanbul'un her sokağında, her mahallesinde insanlarımıza 0 faizle finans sağladığımız bir ortamda, yapı sektörünün, sigortacılık sektörünün elini taşın altına koyduğu bir zaman dilimi içerisinde çok yol alırdık. Bugünkü iktidarın uyguladığı modelle… Ben ‘Hiçbir şey yapmadı’ demiyorum ki. Yapıldı. Ama yanlışlar var, eksikler var. Bütünleşik değil. Bu işi siyaset üstü bir sürece taşıyacağız. Bakın bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ve İstanbul'u deprem riskinden hızla kurtarmanın yolculuğunu başlatacağız” diye konuştu.