Kararları 16 milyon Istanbulluyla ve 39 ilçe belediye başkanıyla birlikte vereceklerini belirten İmamoğlu, "Ne yaparlarsa yapsınlar, bize engel olamayacaklar. Biz 16 milyonun hakkını aramaktan asla vaz geçmeyeceğiz. Asla susmayacağız. Herkesin konuşmasını isteyeceğiz. Mazerete sığınmayacağız" diye konuştu.
Küçük bir çıkar grubu için değil, 16 milyon için çalışacaklarını belirten İmamoğlu, "Bunun için gençliğimiz ve enerjimiz var. Bunun için heyecanımız ve inancımız var. 6 ayda çok başarılı olduk. Başarılı olacağız. Dünyaya model olacağız" şeklinde konuştu. İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Burak Oğuz’a da sahip çıktı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçimlerinin üzerinden tam 6 ay geçtikten sonra kameraların karşısına geçti. Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde, “İBB 6 Aylık Çalışma Dönemi Basın Toplantısı” adıyla gerçekleştirilen etkilikte, İBB üst yönetimi, daire başkanları ve iştiraklerin genel müdürleri de İmamoğlu’na tam kadro eşlik etti. İBB yöneticileri, İmamoğlu konuşma yaptığı kürsünün arkasına kurulan, platformda oturdu. Konuşmasına, dün, Sarıkamış harekatının 105’nci yıl dönümü olduğunu hatırlatarak başlayan İmamoğlu, “O gün vatan için hayatını kaybeden, şehit olan on binlerce vatandaşımızı, insanımızı, geçmişimizi, atamızı; rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum. Bugün de aynı zamanda, Cumhuriyet’imizin üzücü olaylarından birinin daha yıl dönümü. O da Menemen’de, ne yazık ki, Cumhuriyet’imize karşı, yeni ve cağdaş sürece karşı ayaklanma düzenlenerek şehit edilen Kubilay Asteğmen’in ölümünün yıl dönümü. Kubilay Asteğmen’i de minnetle, rahmetle anıyorum. Cumhuriyet’imizin ilkeleri doğrultusunda, yıllar boyu mücadele vereceğimiz, asla bu yoldan sapmayacağımızı duyurmak istiyorum” dedi.
Saldırı gelenek haline geldi
CHP’li belediye başkanlarına yönelik bir saldırının söz konusu olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Bu saldırı, ne yazık ki Ankara’da gelenek haline gelmiş. Açıkçası; çok acıyla, üzüntüyle, kaygıyla izlediğimiz bir süreç. Milyonlarca Ankaralı’nın oy verip seçtiği, güvenini ortaya koyduğu Mansur Yavaş’a karşı sürdürülen iftira ve soruşturma sürecini buradan kınıyorum. Bu kampanyaların mutlak sonuçsuz kalacağına da inancım tamdır. Ankara’da yürüttüğü hizmet politikalarıyla, tasarruf politikalarıyla, yine çok başarılı uygulamaları ve görev anlayışıyla Mansur Yavaş’ın her zaman yanında olduğumuzu, buradan bütün gücümüzle kendisini desteklediğimizi ifade edelim. Özellikle CHP’li belediyelere yapılan bu müdahaleler, sanki güncel ve sıradan bir vakaymış gibi dile getiriliyor. Bu düşündürücü. Belediyesine müfettiş gelmemiş, hakkında inceleme başlatılmamış, hatta ‘Seçimi kazandın’ diye geçmişe dönük de incelemesi ve müfettiş taraması sıklıkla ve baskı üstüne baskı yapılmasını da kınıyorum. Yine Urla’da, seçilmiş bir belediye başkanımıza yapılan tutuklama sürecini de kaygıyla izlediğimi belirmek istiyorum. Hele hele yerine kayyım atanmasını da protesto ediyorum. İnsanların eğer terörle ilişkisi var ise ve terörle ilgili bir süreç denetimine tabiyse, bu ne tesadüftür ki hep seçimden sonra oluyor. Seçimden önce bunların hiçbirisi ortaya çıkmıyor” diye konuştu.
Tek amacımız hesap vermek
Toplantının tek amacının, “16 milyona hesap vermek” olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Biz, bu ülkede her hangi bir makama seçimle gelmiş olan her siyasetçinin, kamu adına karar alan, iş yapan ve bütçe kullanan her bir yöneticinin hesap vermesinin bir mecburiyet olduğuna inanıyoruz. Biz, demokrasi ve demokratik değerlerin bu ülkede yeniden yeşermesi için, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin olmadan olmaz değerler olduğuna inanıyoruz. Bizce şeffaflık ve hesap verebilirlik herşeyin başıdır. Bir ülkede kamu adına iş yapanlar hesap vermeye yanaşmıyorsa, o ülkede işler yanlış gidiyordur. Şeffaflık ve hesap verebilirlik yoksa, çürüme başlamış demektir” dedi.
Gerçeği hiç unutmayacağız
16 milyon İstanbullu’nun 23 Haziran seçimlerinde tüm dünyaya ilham olacak bir irade sergilediğini belirten İmamoğlu, bu iradeyi herkesin doğru okuması gerektiğini ifade etti. “Artık ne İstanbul ne de Türkiye, 23 Haziran öncesindeki İstanbul ve Türkiye değildir” diyen İmamoğlu, “Artık hiç kimse, bu şehirde kamunun parasıyla kapalı kapılarda hesapsız kitapsız iş yapamaz. Artık hiç kimse, ‘Ben dedim, olacak’ diyemez. İşte bugün, bu yüzden buradayız. Ben ve arkadaşlarım, İstanbul’da sadece şeffaf bir yönetim kurmakla kalmıyoruz. Belli aralıklarla ve sürdürülebilir bir şekilde vatandaşlarımıza hesap verecek mekanizmaları da kuruyoruz. Bu şehirden, dünyaya örnek olacak bir demokrasi modeli kurabilmek için gece gündüz çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Bugün ya da gelecekte popülist söylemlerde bulunmayacaklarını belirten İmamoğlu, “Bizden hiçbir gün, yalan yanlış rakamlar, gerçeği eğip büken retorikler duymayacaksınız. Bizler, sadece ve sadece gerçeklerle, güvenilir verilerle ve ortak akılla, 16 milyonun irade ve önceliklerine göre işler yapacağız ve elde ettiğimiz sonuçları sizlerle her defasında paylaşacağız. Çünkü biz, 16 milyon için çalışıyoruz. Çünkü biz, işgal ettiğimiz makamların sahibinin halk olduğunu iyi biliyoruz. Bu gerçeği hiç unutmayacağız. Bize unutturulmasına da asla izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İşe 16 milyar boçla başladık
İmamoğlu, slaytlar eşliğinde yaptığı sunumuna, yönetimi devraldıkları günden bu yana finansal alanda yaptıklarını özetleyerek başladı. İşe, vadesi geçmiş yaklaşık olarak 6 milyar liralık bir borcu teslim alarak başladıklarının bilgisini paylaşan İmamoğlu, şunları söyledi: "İş başı yaptıktan bir hafta sonra, personelimizin maaşlarını ödeyecek paramız yoktu kasamızda. Bizden önceki yönetimin yaptığı bütçeye göre, yıl sonuna kadar 7,9 milyar liralık da bir büyük bütçe açığı devraldık. Yani 6 milyar liralık vadesi geçmiş borç ve artı, sene sonuna kadar da 8 milyar liralık da bütçe açığı. Yani işbaşı yaptığımız 26 Haziran’da, İBB’de toplamda 14 milyarlık bir kara delik devraldık. İlk altı ayımızda öncelikle işte bu 14 milyar liralık açığı yönettik. Üstelik İBB’nin ve bağlı şirketlerinin gelirlerinde de ekonomik kriz yüzünden ciddi bir gerileme yaşanmışken. Üstelik, bize ödenmesi gereken 1 milyar liranın üstünde Maliye Bakanlığı payı, bize ödenmek yerine Türkiye tarihinde görülmemiş şekilde, bizden önceki yönetime kullandırılmış ve kasa bize teslim edilmiş olmasına karşın, biz, bu büyük krizi, bu devasa finansal açığı yönettik. Yönetmekle de kalmadık, 6 ayın sonunda vadesi geçmiş borçlarda neredeyse artış da olmadı.”
Oturma dönemi bitti
Şehrin emin ellerde olduğunu ve kentte oturma döneminin bittiğini vurgulayan İmamoğlu, “Oturanlar da gitti. Biraz sonra sıralayacağım bir sürü iş yaptığımız halde, eski yönetimden devraldığımız yüz milyonlarca liralık borçları ödediğimiz halde, toplam borçlarımız artmadı” dedi. Öncelikli olarak tasarruf yaptıklarını vurgulayan İmamoğlu, bu şekilde israf düzenine son verdiklerinin altını çizdi. İmamoğlu, “Vermeye de devam ediyoruz. İhale şartnamelerindeki rekabeti engelleyici hükümleri değiştirerek, rekabeti arttırdık. Böylelikle fiyatların düşmesini sağladık. Altı ayın sonunda, 7,9 milyar liralık bütçe açığını 4,7 milyar TL’ye indirdik. Bizden önceki yönetimin planladığı belediye bütçesinden israfı önleyip 3,2 milyar lira tasarruf sağladık. 3,2 milyarlık tasarruf ne demek? Bin 300 tane kreşin inşaatına yetecek finansman demek” dedi. Bu denli tasarrufa rağmen önemli hiçbir yatırımı durdurmadıklarını belirten İmamoğlu, “Durmuş pek çok yatırımı yeniden başlattık. Piyasaya bizimle birlikte bir güven geldi. Çünkü herkes biliyor ki, İBB’de artık profesyonel kadrolar var ve bu kadrolar işi biliyor. Finans yönetimini hakkaniyetli ve profesyonelce yapıyor” diye konuştu.
Cemevi Meclis'e gelecek
Halkın parasını temel prensiplerinin belli olduğunu belirten İmamoğlu, "İş başına gelir gelmez, bir yandan tasarruf tedbirleri uygularken bir yandan da yeni finansman arayışlarına başladık.Ulaşım ve metroya odaklandık. 24 saat kesintisiz ulaşımı başlattık" dedi. Bundan sonra herkesin İstanbul'un meydanlarını konuşacağını dile getiren İmamoğlu, kent yoksulluğu ile mücadelede yeni projelere de ilk altı ay içinde bütçe ayırabildiklerini dile getirdi. "Kadınlar için pozitif ayrımcılık önceliğimiz" diyen İmamoğlu, cinsiyet eşitliğine inandıklarının altını çizdi. Cemevlerine ibadethane statüsünü Meclis’e getireceklerini dile getiren İmamoğlu, "Cemevlerinin İstanbul’un tamamında ibadethane statüsüne kavuşturulması için adımlarımızı atıyoruz. Benim hayalimdeki İstanbul, hoşgörü ve barışla kenetlenmiş, bir arada yaşama sevinci ve huzuruna kavuşmuş bir İstanbul" diye konuştu.
Asla geri adım atmayacağız
Kemerburgaz Kent Ormanı'na kardeş geleceğini açıklayan İmamoğlu, Kemerburgaz Cumhuriyet Kent Ormanının ikinci etabının 29 Ekim 2020’de açacaklarının bilgisini verdi. İstanbul'un festivaller kenti olacağını ilan eden İmamoğlu, "Kültür-sanat hizmetlerinden en az faydalanan ilçeler öncelikli olmak üzere, yeni kültür ve sanat merkezleri açıyoruz" dedi. Sözlerini, "16 milyon istanbullu’nun hakkını, kurda kuşa yem ettirmeyiz" şeklinde sürdüren İmamoğlu, "16 milyon İstanbullunun ortak mülkiyeti olan Haydarpaşa ve Sirkeci garlarını bile hokus pokusla 16 milyonun elinden almaya çalışıyorlar. Yeni kararlar alarak ve daha önce görülmemiş uygulamalar icad ederek bizim alanımıza müdahele etmeye çalışıyorlar. Lakayt bir süreç yönetmeye çalışıyorlar. 16 milyon İstanbullu’nun hakkını, kurda kuşa yem ettirmeyiz. Kararları hem 16 milyon Istanbulluyla ve hem de onların temsilcisi olan 39 ilçe belediye başkanımızla birlikte vereceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, bize engel olamayacaklar. Biz 16 milyonun hakkını aramaktan asla vaz geçmeyeceğiz. Bize karşı yönelecek anti demokratik yol ve yöntemlerden asla ama asla yılmayacağız. 16 milyonun hakkı söz konusu olduğunda hiçbir şekilde geri adım atmayacağz" açıklamasında bulundu.
Halkın milyarları çöpe gitti
Asla susmayacaklarını belirten İmamoğlu, "Atatürk Havalimanı mı? Tartışacağız. Kapatıldığı için bu milletin kaç milyarlarcası çöpe gitti, anlatacağız. Kanal İstanbul. Çizgi film yapmak çok kolay. Kanalın etrafına 60-70 katlı gökdelen dikmek de kolay. Bütün bunlara 16 milyon insan adına karşı çıkacağız. Herkesin de konuşmasını isteyeceğiz. 16 milyonluk vatansever İstanbullular; dünyaya örnek olmuş muhteşem insanlarımız bu şehrin asli sahibidir. Bunu kimse unutmasın. Kimse göz ardı etmesin. Sizlerin huzurunda tekrar ediyorum ki, biz, hiçbir biçimde ve hiçbir zaman mazerete sığınmayacağız. Bu kutsal şehrin sorunlarına ve 16 milyonun ihtiyaçlarına çözüm üstüne çözüm üreteceğiz. Ve mutlaka başaracağız. Çünkü biz, küçük bir çıkar grubu için değil, 16 milyon vatansever insan için çalışıyoruz. Bunun için gençliğimiz ve enerjimiz var. Bunun için heyecanımız da inancımız da yüksek. 6 ayda çok başarılı olduk. Çok daha başarılı olacağız. Dünyaya model olacağız" ifadelerini kullandı.
Kendimi tüy gibi hissediyorum
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Kongre Merkezi’nde, ilk 6 aylık icraat dönemini basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaştıktan sonra, gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, “Üzerinizde siyasi baskı var mı” sorusuna İmamoğlu, “Kanunda bize tam yetki verilen İBB iştiraklerimizle ilgili genel kurul yapamıyoruz. Niye? Saçma sapan, kanuna tümüyle aykırı bir genelgeden dolayı. Yani ‘Biz İstanbul’a hakim olalım’ duygusu. Onun dışında hiç baskı hissetmiyorum. Tüy gibi hissediyorum kendimi, 16 milyon insan arkamda çünkü” yanıtı verdi.
İmamoğlu, başka bir gazetecinin, Adalardaki faytonların kaldırılıp kaldırılmayacağı sorusuna ise “35 civarında faytonun orada devam etmesine dönük sürecin ben de devam etmesinin gerekli olmadığını düşünenlerdenim. Bu süreç tartışılmaya devam ediyor ve bu konudaki açıklamalarımızı yakında yapacağız. Çarşamba günü Valimizle beraber de toplantı yapıp bu süreci toparlamak niyetindeyiz” şeklinde açıklık getirdi.
Protokolden çekiliyoruz
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Kanal İstanbul'un ÇED raporu hakkında değerlendiremde bulunan İmamoğlu, "2018 yılında İBB’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ulaşım ve Altyapı Bakanlığı ile bana göre usule uygun olmayan bir şekilde imzalanmış olan işbirliği protokolünden biz çekiliyoruz. Bu kararımız nettir. Çekildiğimizi her iki bakanlığa yazılı olarak iletmiş durumdayız. Protokol yetkisiz bir imzayla devreye sokulmaya çalışılmıştır. Kanal İstanbul’un birçok detayını açıklayacağım toplantıyı yarın saat 09:30’da Saraçhane İBB binasında yapacağım. Burada size Kanal İstanbul ile ilgili bir fotoğraf çekeceğiz ve hukuksuz protokolün tüm detaylarını paylaşacağız. Bunun içinde ÇED raporunda olması gereken, yazılıp geri çekilen ya da yazılan bir raporun ‘sehven yazılmıştır’ deyip başka bir raporun yollanması gibi süreçleri çok önemsiyoruz. Bunların hepsini sizlerle paylaşacağız. Çarşamba günü İstanbulluların aydınlanacağı önemli bir gün olacak. Sayın Cumhurbaşkanının açıklamasına da gelecek olursak; ‘Kanal İstanbul’u yapalım’ diyenlerin cümlelerini hatırlayalım. ‘Kazayı vuruyoruz, ihaleyi yapıyoruz, ÇED raporunu geçiriyoruz, yurt dışından para bulacağız.’ Ya da ‘Otur işine bak.’ Biz de diyoruz ki bizi akılla bilimle ikna edin. Bize talimat vererek değil. Ben biliyorum ki Kanal İstanbul’un mali raporunu bile bilmiyorlar. Yan mali olarak Kanal İstanbul’un ne kadar mal olacağı konusunda kendilerinin bile net bir fikri yok. Ben bu işi bilen, çıktığı günden itibaren bu süreci titizlikle takip eden biri olarak söylüyorum. Sorsanız 13 bin sayfa rapor varmış. 200 tane bilim adamı işin içindeymiş. Dün akşam TV programında sunucu, ‘Katılacak bilim adamı bulamadım’ dedi. Bir kişi gelmiş oraya, söylediklerinden de bir şey anlamadım. Nerede o zaman yüzlerce bilim insanı. Bize akılla, bilimle cevap verin. Aksi taktirde ben ‘Allah akıl versin’ diye dua etmeye devam edeceğim. Yani o kadar çok şey var ki… Yapılan 100 binlik Çevre Düzeni Planı ortada yok. Şahıs arazilerinin devri yapılmamışken, kamulaştırma süreçleri olmamışken. İSKİ’nin önünde Kanal İstanbul ile ilgili 11,5 milyar liralık yatırım planı var, daha önceki yönetimin yaptığı. O da güncel değil. Bunları kim yapacak? Daha bunlar belli değilken neyin ihalesini yapıyorsunuz? Hangi ÇED raporundan bahsediyorsunuz? Mevcut kabine dahil, bundan önceki kabinelerde bakanlık yapmış olanların dahi inanmadığı, kalben değil sadece dille ikrar ettikleri bir süreci anlatmaya çalışıyorlar. İstanbul’u bir maceraya sürükleyemezsiniz. Bir insana bu şehri emanet etmeyen insanlar, bir avuç macerapereste de İstanbul’un geleceği ile ilgili karar vermesine izin vermeyecekler" diye konuştu.
Okunma Süresi: 11 dk
Vapur ve feribot seferleri iptal mi? 22 Kasım Cuma günü İstanbul'da feribot seferleri iptal mi edildi, vapurlar çalışıyor mu?
#Gündem / 22 Kasım 2024
Yağmur Saat Kaçta Başlayacak? İstanbul'da 22 Kasım 2024 Cuma Günü
#Genel / 22 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *