Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7; saat 13.24'te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde meydana gelen iki deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya ve Kilis'te büyük yıkıma yol açtı. Son açıklanan verilere göre can kaybı 18 bin 991'e, yaralı sayısı 75 bin 523'e yükseldi. Depremin beşinci gününde, büyük yıkımın merkez üssü Kahramanmaraş'ta devam eden çalışmaları ve ortaya çıkan mağduriyetleri yerinde takip eden Damga, depremzedelerin sesine kulak verdi.
İnsanlar perişan halde
Dün sabah Kahramanmaraş Havalimanı'na inen Damga İmtiyaz Sahibi Mehmet Mert, dikkatini çeken ilk şeyin çığ gibi bir kefenlerin olduğunu söyledi. Kahramanmaraş'a hava yoluyla gelen yardımların havalimanında toplandığını aktaran Mert, “Orada da maalesef tahribat var. Kapısı, tuvaletleri yıkık. Ama mecburen kullanılıyor. Bildiğiniz virane bir yere dönüşmüş. Havalimanından şehre giden bir araç yok herkes kendi imkanlarıyla hareket ediyor. Şehir merkezi için söylenecek tek şey; terk edilmiş, virane bir yer gibi. Her yer yıkılmış. İnsanlar perişan halde. Kolu, bacağı kırılan insanlar bile göçük altındaki yakınlarını çıkarmak için çalışıyor. Kimi de yakınlarının cenazesine ulaşma gayreti içinde” dedi.
Gazetecilere tepki
Konuştuğu depremzedelerin Kahramanmaraş'ta binlerce binanın yıkıldığından bahsettiğini belirten Mert, “Resmi rakamlardan daha fazla boyutta bir yıkım olduğu açık görünüyor. Halk yardımseverlerden memnun. Giyecek, yiyecek, içecek gibi şeylere artık ihtiyaç kalmadığını belirtiyorlar. Genel olarak devletin geç kaldığını söylüyorlar. Halkın güvenliğinin ilk günden beri tehdit altında olduğunu belirtiyorlar. Yağmacıların ortaya çıktığını, devletin müdahalede geç kaldığını ifade ediyorlar. Depremzedeler, askerin ilk günden sokağa çıkmamasından rahatsız. Gazetecilere yönelik de memnuniyetsizlik var. Gazetecilerin gerçeği yansıtmadığını söylüyorlar. Gerçekten gazete ve televizyonlar merkezde bir yerde konumlanmış hepsi oradan yayın yapıyor. Arka mahallelere girilmiyor. Pazarcık'ın yerle bir olduğunu ama oraya arama kurtarma ekibinin gitmediğini söylüyorlar” bilgisini verdi.
Gergin bir ortam var!
Yaşanan büyük depreme rağmen devlet binalarının ayakta olduğunu belirten Mehmet Mert, “Valilik, jandarma, belediye binası, okullar vs ayakta. Ama müteahhitlerin yaptığı denetimsiz, kontrolsüz binalar yerle bir olmuş. Onun dışında halk oldukça karamsar. Bir taraftan acısına yanıyor, bir taraftan yaşadığı şehrin nasıl canlanacağını düşünüyor. Yitirdikleri canlara acıyorlar, kaybettikleri mallara üzülüyorlar. En çok da kaybolan milli servete üzülenler var. Bu da bir acı. Gazetecilerin burada görev yaparken zorlandıklarını da gördüm. İnsanlar tabii acılı. Cenazesine ulaşmaya çalışıyor. Fotoğraf çektiğinizde birisi yanınıza yaklaşıyor; “Ne çekiyorsun, acımızı görmüyor musun?” diyor. Böyle gergin bir ortam da mevcut. Özellikle Hatay'la ilgili de çok yağma haberi geliyor. Suriyelilerin her tarafı çevirdiğini, tehlike saçtıklarını, güvensiz bir ortamın olduğunu söylüyorlar ve bana da “Sakın Hatay'a gelme” diyorlar” açıklamasını yaptı.
GÜVENLİK GÜÇLERİ DİKKATLİ OLMALI!
Yağmalama olaylarına tepki gösteren depremzedeler, kolluk kuvvetlerinin asayiş konusunda çok daha fazla dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Depremin 5. gününde yeni bir çift ayakkabı aldığını belirten bir depremzede, “Burada OHAL olsa dahi güvenlik birimlerinin teyakkuzda olması lazım” ifadelerini kullandı.