2018 yılında KHK ile belediye şirketlerine geçirilen ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından yapılan sözleşmeyle 2 yıl yüzde 4’lük zamma mahkum edilen İstanbul Bakırköy Belediyesi'nde çalışan yaklaşık bin 200 işçi bir türlü toplu sözleşme imzalayamıyor. 2018’den bu yana belediye şirketlerinin değişmesi ve Bakırköy Belediyesi yönetiminin açtığı yetki itiraz davaları gibi engellerle karşılaşan işçiler TİS haklarını istiyor.
Masa başında çözelim
TİS hakları için Özgürlük Meydanı’nda eylem yapan işçiler adına konuşan DİSK/Genel-İş Avrupa Yakası 2 No’lu Şube Başkanı Adil Çiftçi, "Bakırköy Belediye yönetimi 2018 nisan ayından bu yana, BYUAŞ, MAKRİKÖY ve BAK-PER olarak şirket değişikliğine gitmiştir. Sendikamız ise her durumda yetki çoğunluğunu sağlayarak Çalışma Bakanlığından yetki tespiti almıştır. Belediye yönetimi alınan yetki tespitlerine itiraz ederek ve çeşitli bahanelerle işi uzatmaya çalışmıştır" dedi.
TİS imzalayamayan işçilerin bu süreçte çokça hak kaybı yaşadığını belirten Çiftçi, "Kısa çalışma ödeneği ile esnek çalışma modeli devreye sokulmuştur. Bu da yetmezmiş gibi şimdi eşit işe eşit ücret adı altında birçok arkadaşımızın maaşları düşürülmüştür. Kazanılmış hak geri alınmaz ve maaşlarımızın düşürülmesi kabul edilemez bir durumdur. Asgari ücret 2 bin 825 lira olarak açıklanırken CHP’nin asgari ücreti diye bildiğimiz 3 bin 100 lira konuşulmaya başlanmıştır. Senenin başındayız ve zaman geçtikçe en alttaki maaşlara yapılan 275 lira zam önümüzdeki aylarda fazlasıyla vergiye gidecektir. Bütün bu olumsuzlar yaşanırken tekrar buradan söylüyoruz. Her şeyden önce sorunlarımızı masa başında çözmekten yanayız" diye konuştu.
Maaşlarımız düşürülemez
Taleplerinin karşılanmadığı durumda eylemlerin devam edeceğini söyleyen Çiftçi, "Biliyoruz ki bugünü için mücadele etmeyenin yarını için ne yaşayacağı belli değildir. Pandemi sürecinin ne kadar süreceği belli olmadığı gibi, kısa çalışma ödeneği ile esnek çalışmanın sonu olmayacağı açık şekilde bellidir. Toplu iş sözleşmesinin olmaması ise tam bir kaostur. Çünkü kuralsız, güvencesiz ve taşeron çalışma devam etmektedir. Bu yaşanan olaylar sonucunda, tüm arkadaşlarımızın aynı çatı altında mücadelesi gerekmektedir. Bu sebeplerden dolayı, yüksek sesle haykırıyoruz. Toplu sözleşme hakkımız engellenemez. Maaşlarımız düşürülemez, kısa çalışma ödeneği ile esnek çalışma istemiyoruz. Kuralsız ve toplu iş sözleşmesiz çalışmak istemiyoruz" açıklamasını yaptı.
Bin 100 işçi mağdur
Belediye şirketlerinde çalışan bin 100 işçinin mağduriyet yaşadığını dile getiren Çiftçi, "Bu mağduriyetin temeli, toplu iş sözleşmesinin olmamasıdır. Yine 2018 yılından bu yana çeşitli ve önemli sıkıntılarımız, sorunlarımız olmuş ama çözüme dair hiçbir hareket olmamıştır. Çalışma şartlarının olumsuzluğunun en başında kuralsız, güvencesiz ve toplu sözleşmesiz çalışma vardır. Kısa çalışma ödeneği, açlık sınırına yakın yoksulluk sınırı altında bir maaş ile yaşamaya mahkum edilmek, maaşların düşülmesi, kişiye göre uygulamalar, ünvan değişikliği ve görevlendirmelerdeki yanlışlar, onayı ve isteği olmadan başka kurumlara devredilen işçi arkadaşlarımızın mağduriyeti, saha da personel eksikliği ile iş yükünün artması, iş kıyafetlerinin iş ayakkabılarının temin edilmemesi, mesailerin verilmemesi, soyunma yerlerinin olmaması yada düzensizliği, pandemi sürecindeki riskli çalışma durumu ve bunun gibi yaşadığımız onlarca sıkıntımız vardır. Bütün bu olumsuzluklara karşı topyekûn ve kararlı bir şekilde mücadele etmemiz gerekmektedir. Sadece bugününü düşünerek sessiz kalarak hareket etmek, yarın başına gelecek bir olumsuzlukta yanlız kalmak demektir. Ve taleplerimiz varsa mücadelemizde olacaktır. Biliyoruz ki, sorunlarımızın çözümü ancak ve ancak toplu iş sözleşmesinin imzalanması ile sağlanacaktır" diye konuştu.
HAK KAYIPLARIMIZ HEMEN DURDURULSUN
"2018 yılında şirket kadrosuna geçerek KHK zulmüne maruz kaldık. Şimdide 1 Temmuz 2020 itibariyle toplu iş sözleşmesi yapamayarak, hem zam alamadık, hem esnek çalışma modeli uygulanıyor, hemde maaşlarımız düşürüldü, sigorta primlerimiz yatmadı" diyen Çiftçi, "Ailemiz ve çocuklarımız için gelecek kaygısı yaşıyoruz. İsteğimiz çok basit, masa başında sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Buradan tekrar söylüyoruz. Sözleşme hakkımız engellenmesin, düşürülen maaşlarımız normal seviyeye getirilsin, hak kayıplarımız durdurulsun, esnek çalışma uygulanmasın, masa başında sorunlarımız çözülsün ve toplu iş sözleşme sürecimiz başlasın. Biliyoruz ki bugünü için mücadele etmeyenin yarını için ne yaşayacağı belli değildir. Pandemi sürecinin ne kadar süreceği belli olmadığı gibi, kısa çalışma ödeneği ile esnek çalışmanın sonu olmayacağı açık şekilde bellidir. Toplu iş sözleşmesinin olmaması ise tam bir kaostur. Çünkü kuralsız, güvencesiz ve taşeron çalışma devam etmektedir" ifadelerini kullandı.