Martta yapılacak yerel seçimlerde aday olup olmayacağı sorularına yanıt veren Karatay, “Biz İstanbul'da hiçbir belediye kazanamayız. Şöyle, böyle yaparız diye konuşmanın anlamı yok. Bana da aday ol deseler aday olmam. Boşa kürek çekmenin hiçbir anlamı yok” dedi
Gelecek Partisi Esenyurt Kurucu İlçe Başkanı ve Gelecek Partisi Genel Başkan Danışmanı Veysel Karatay, Cem Tv'de Sevda Dursun ile Güncel Yaşam programına katıldı. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Karatay, Esenyurt özelinde de önemli ifadeler kullandı. Esenyurt'un iyi yönetilmediğini kaydeden Karatay, gelecek seçimde de aday olmayı düşünmediğini ifade etti. Gelecek Partisi'nin İstanbul'da hiçbir belediye kazanamayacağını anlatan Karatay, “Böyle söylüyorum çünkü ben reel siyaset yapıyorum. Yalan konuşmayı sevmem. Gerçek bu” ifadelerini kullandı.
İsrail'in Filistin'de devam eden katliamı andıran bir saldırısı var. Sohbete başlamadan önce bu konuda neler söylemek istersiniz?
İsrail'in yaptığı bir katliamdır. Dünyanın bu katliamı sadece izlemekle yetinmesi içimizi acıtıyor. Bu sadece Filistin'i değil tüm dünyayı ilgilendiren bir olay. Üzülüyoruz. En kısa zamanda orada bir ateşkesin ilan edilmesi gerektiğini düşünüyor ve destekliyoruz. İnşallah en kısa zamanda bir barış sağlanır ve insanlar artık katledilmez. Savaşın her türlüsü insanlık düşmanıdır. Dünya kan ve gözyaşından kurtulmalıdır. Tek dileğim bu savaşın bir an önce bitmesidir.
Siz AK Parti'de uzun yıllar siyaset yaptınız, milletvekili aday adaylığı süreciniz de oldu. Daha sonra da Gelecek Partisi'nin Esenyurt kurucu ilçe başkanlığını yaptınız. Şimdi de farklı bir görevdesiniz. AK Parti'den ayrılmanıza sebep olan konular neydi ve şu an neden Gelecek Partisi'ndesiniz?
Tabii siyaseti niçin yapıyoruz ve niçin yapmalıyız. Oradan başlamak lazım. Ben 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi'nde siyasete atıldım. Sonrasında tabii Fazilet Partisi kapatılınca yerine Saaadet Partisi kuruldu. O dönemde de AK Parti'de kuruluş çalışmaları vardı. Ben de o dönem Saadet Partisi'nde dedim ki; “Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kuracağı partide siyaset yapmak istiyorum.” Böylece Esenyurt'ta Saadet Partisi'nden ayrılan ilk kişilerden biriydim. Ben siyasetin bir meslek olduğunu düşünüyorum insanların hayatını güzelleştiren bir meslek. Siyasette de bunu yapabilmek için bir yetkili olmanız lazım. O zaman ne yapacaksınız bunun için siyasetin içinde olacaksınız. Biz de o amaçla siyasete girdik. Birileri siyaset yapmak için koşarken ben ülkemi çok seviyorum, şu mesleğimden dolayı ülkeme hizmet etmek istiyorum diye koşmuyor. Sadece koltuk ve menfaat için koşuyorlar. Benim böyle bir anlayışım yok. O günlerde tabii biz AK Parti'de başladık. O dönemlerde Esenyurt'ta başkanlık yapan ağabeyimiz Gürbüz Çapan vardı. O zamanlar kimse korkudan AK Parti'ye ilçede yer vermiyordu. Ben gidip o dönemlerde AK Parti'nin Esenyurt'ta kuruculuğunu üstlendim. Biz samimiyetimizi o gün oralarda ortaya koymuştuk. Siyaset şunu bekliyor herkes önümde dizilsin, önünü ilikleyip, kapımda beklesin. Ben böyle bir anlayışı kabul etmiyorum. Hayatımı onur ve şerefle kazanmış bir insanım. Siyaseti rant için yapmıyorum, hizmet için yapıyorum. O yüzden de kimseye yalvarmam. Dolayısıyla öyle olunca orada da biraz ötelendik. Olabilir sıkıntı yok. Ben 18 yıl boyunca AK Parti'de siyaset yapmayı bekledim. Milletvekili adayı olduk olmadı vs. Çünkü insanlar liyakatli, düşünen insan istemiyor. Sadece biat istiyorlar. Ya ben biat edersem ne anlamı var siyasetin. Ben de yapmadım. Bugünden sonra da yapmam. O süreç 18 yıl geldi ve geçti. Şimdi ben bir fayda sağlamak istiyorum. Yaşımız geldi geçiyor. Ben de en son siyaseti bırakma kararı vermiştim. İşime gücüme bakacağım diyordum. O süreçte Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu da AK Parti'den ayrılmıştı. Parti kurmaya karar verdiler, parti kurarken de ilçelerde vs insanlarla görüşüyorlar. Ben de ilçe başkanlığı noktasında biraz tereddüt etmiştim. Çünkü diğer partilerden de teklif vardı kabul etmemiştim. Daha sonra dedik ki biz bir yerden başlayalım, bu işin içinde olmalıyız. Bu ülkede başbakanlık yapmış bir liderimiz var. Dedik ki genel başkanımızla görüşüp bu sorumluluğu alalım. Sayın Davutoğlu ile çalışmamın iki sebebi var bir dürüst olması iki de bilgi birikiminin yüksek oluşu. Onlar da bana onay verdiler ve böylece Gelecek Partisi'ne geçiş sağladık. Gelecek Partisi'ne geçme sebebimiz birinci adam olmaktı.
Gelecek Partisi sizce ülkenin beklentilerine cevap verebildi mi?
Mesele sadece Gelecek Partisi değil mesele ülkenin meselesidir. Şimdi yirmi küsür yıldır AK Parti bu ülkeyi yönetiyor. Neredeyse çeyrek yıl AK Parti yönetiminde geçiyor. Tabii 21'inci yüzyıldayız. Dünya çok hızlı değişiyor ve gelişiyor. Türkiye buna ayak uydurup uydurabiliyor mu? Ne dendi; artık hükümet yorgun ve yeni bir alternatife ihtiyaç var. Bu da tüm toplum kesimlerini kucaklayan yeni bir siyasi anlayış olmalıdır. Biz de Sayın Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu'nun tüm toplumu kucaklayabileceğini düşünerek siyaset yapmaya başladık. Bunu yaparken insan onurunu korumak ve yüceltmek istedik. Din, dil, ırk fark etmeksizin insan olan herkese eşit mesafede baktık. Bu bakış açısı da kardeşliği ve barışı getiriyor. Ben bu ülkenin barışması gerektiğini düşünüyorum.
Esenyurt'ta yaptığınız çalışmaları nasıl değerlendirirsiniz?
Esenyurt'ta biz ilçe yönetimini oluşturunca arkadaşlarımızla birlikte güzel bir ekip olduk ve ciddi emekler gösterdik. Her birinin emeği için çok teşekkür ediyorum. Gelecek Partisi Esenyurt İlçe Başkanlığı öyle bir ekipti. O ekip sıfır bir partiydi. Ama biz o kadar güzel çalışmalar yaptık. Bugün muhtarların kapısını herkes çalıyorsa burada Veysel Karatay'ın imzası var. Benim ilk işim muhtarlara gitmekti. Demokrasinin mihenk taşı muhtarlardır. Kendi başlarına mücadele ederler ben o yüzden önemsiyorum. Tek tek mahalle mahalle gezdik, dertlerini dinledik. Bizim siyasetimizin en güzel argümanı dertleşme kültürüdür. Toplum şu an dertleşmekten uzak. Herkes birbirini ötekileştiriyor. Bu da bize yakışmıyor. Esenyurt nasıl bir yer diye sorarsanız Esenyurt Türkiye'dir derim. İşte biz orada bu çalışmaları yaparken herkes bize dikkat etmeye başladı. O dikkati çektik. Ve herkes bizim gibi yapmaya başladı. Rol model olduk. Tüm siyasi partilere gittik, kapılarını çaldık. Ben bütün siyasi partilere gittim. Bir defa biz Esenyurt'ta bütün STK'larını da ziyaret edip ayağa kaldırdık. Artık herkes Esenyurt'u duydu. Biz Gelecek Partisi'ni de kendimizi de anlattık. Esenyurt ölçeğinde yapabileceğimiz ancak buydu. 4 kez genel başkanımızı getirdik ve Esenyurt ile buluşturduk. Bu Esenyurt'ta bir ilktir. Kimsenin yapamadığını yaptık. Esenyurt'a güzel bir ivme kazandırdık. Ama tabii yetmiyor. İnsanlar yoruluyor. Ve ilk zamanlarda elde ettiğimiz sinerjiyi devam ettiremedik. Esenyurt'a kaliteli bir siyaset yapılması için elimden geleni yaptım. HDP'nin kapısına kimse gitmiyordu mesela ben gittim. Barıştan yanayım, demokrasiden ve insan haklarından yanayım. 3 sefer HDP'li arkadaşlarımızın kapısına gidip çaldım. Hepsiyle görüştüm. Çünkü tek derdimiz barış ve hizmet.
Sizin partinizin de içinde olduğu bir Millet İttifakı vardı. İttifaklara bakış açınız nasıl ve 14 Mayıs seçimleri için neler söylersiniz?
İttifaklar konusu bana göre yüzyılın stratejisiydi. Ama uygulaması yanlıştı. Şimdi siz mevcut sistemi yenmek için bir araya geliyorsunuz ancak toplumdaki o güveni alamadığınızdan dolayı başarısız oluyorsunuz. Şöyle izah edeyim; İstanbul 3'üncü bölge yani benim bölgem. Şimdi ben burada 3 buçuk yıl ilçe başkanlığı yapmışım. Niye? Esenyurt'a hizmet etmek için. İnsanlar bir beklenti içine girmiş. O beklentiler karşılanmadı. İttifaklar netleştiğinde ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsaydım “Millet İttifakı'na kim 1 oy fazla kazandıracaksa onları milletvekili adayı yapın” demeliydi ama demedi. Bizim bölgede mesela İlhan Kesici milletvekili. Kendimi bildim bileli milletvekili. Tamam kıymetli bir ama yeter. Bırakın artık başkaları da milletvekili olsun. Biz irade, irade, irade diyoruz. Seçim günü geliyor iradeye sırtımıızı dönüyoruz. Dolayısıyla birlikte kazanabilecekleri bir seçimi birlikte kaybettiler ve birlikte başarısız oldular. Şimdi Esenyurt'un bir caddesine ayağını basmamış adam Esenyurt'un milletvekili oluyorsa nasıl kazanacaksınız? Kazanamazsınız. Siyaset sokakta yapılır, sokaktan gelen insanlarla yapılır. Şimdi milletvekili olanlar ortada yok. Şu ortamda bu ülkeye katkı sunamayız.
Yerel seçimlerde Gelecek Partisi'nin yalnız başına seçime gireceği söyleniyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Benim Türkiye için bir şey söylemem doğru olmaz. Ama İstanbulla ilgili hiçbir ilçeyi alamayız. Yok efendim şöyle yaparız, böyle yaparız, şurayı alırız, burayı alırız diyemem. Ben reel siyaset yapıyorum. Şimdi Sayın Genel Başkanımız Davutoğlu belli yerlerde ittifak yapabiliriz dedi. Bu geniş kapsamlı konuşulabilir. Bizim bölgemizde de ne olur bilmiyorum. Zaman geçiyor ve daralıyor. Esenyurt'ta da böyle bir şey olur mu olmaz mı bilmiyorum. Ona bakacağız. Ama bana deseler ki; “Sayın Veysel Karatay siz aday olun” ben bunu kabul etmem. Çünkü boşa kürek çekmenin hiçbir anlamı yok. Dolayısıyla bizim seçimde belediye kazanmamız çok zor. Türkiye'de siyaset 2 kutupla gidiyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'yu saymazsak bu bölgelerde AK Parti ve CHP arasında bir siyaset iklimi var.
CHP'liler halkla iletişim kuramıyor
Bu noktada muhalefet başarısız diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz. Ben şu an CHP'de bir belediyede başkan olsaydım bu da Esenyurt olsaydı şu an Esenyurt'ta CHP'nin üyesi sayısı ve oy oranı patlamıştı. Ancak bugün tam tersi gerilediğini görüyoruz. Genel anlamda toplumun böyle bir kaçışı var. Siz insan kazanamıyorsunuz. Toplumla sağlıklı, onurlu ve dürüst bir iletişim kuramıyorsunuz, siyaset yapmayın. Siyasati koltuk için yapıyorsanız yapmayın bunu. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Toplum bu noktada ne yapacak? AK Partili biri geliyor sizi kucaklıyor, CHP'li biri geliyor size bakmadan gelip geçiyorsa siz ne düşünürsünüz? İletişim diyoruz, iletişim, iletişim, iletişim. Bu arkadaşlarda iletişim yok. Halk sevilmek istiyor ama bunlarda böyle bir şey yok maalesef.
Veysel Karatay kimdir?
3 Mart 1970 tarihinde Ardahan, Göle, Yanatlı Köyü’nde dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Ardahan’da tamamladı. 2002 yılında Newport Üniversitesi İşletme Bölümünü, 2006 yılında Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ön lisans bölümünü ve 2007 yılında da Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi lisans bölümünü bitirdi.
Askerliğini acemi birliği Hatay Serinyol, usta birliği Tunceli Mazgirt’te olmak üzere yaptı. 1993 yılında terhis oldu. Evli ve altı çocuk babası.
1993 yılında Esenyurt’ta kendi işini kurarak iş hayatına atıldı. 1998 yılında yine Esenyurt’ta ilk sürücü okulunu açarak eğitim sektörüne adım attı. 2002 yılından itibaren yeni kurslar ve özel okul açarak, Esenyurt, Bahçeşehir, Beylikdüzü, Avcılar ilçelerinde sürücü eğitimi vermeye devam ediyor.
Karatay iş hayatını şu sözlerle anlatıyor: Ülkemizin en önemli sorununun eğitim olduğunu düşünerek işimizi en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorum. Sürücü okulu şubelerimiz, psiko-teknik değerlendirme merkezimiz ve SRC eğitim merkezimizle bu güne kadar 100 binin üstünde insanımıza belge verdik; Ve çalışmalarımıza aynı şevkle devam ediyoruz.
Siyasi kariyeri
Siyasi hayatına Fazilet Partisi Esenyurt Belde Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi olarak başladı. Daha sonra AK Parti Esenyurt Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi, Gelecek Partisi Esenyurt Kurucu İlçe Başkanı ve Gelecek Partisi Genel Başkan Danışmanlığı görevlerinde bulundu. Halen Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun Danışmanlığı görevimi sürdürmektedir.
Esenyurt Esnaflar Derneği Kurucu Başkanı, Esenyurt Sanayici Ve İş Adamları Derneği (ESİDER) Yönetim Kurulu Üyesi, Esenyurt Spor Kulubü Başkan Yardımcısı, Ardahan Kültür Evi Başkan Yardımcısı, İstanbul Sürücü Kursları Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul 3. Bölge Sürücü Kursları Eğitim Derneği Başkanı, İstanbul Ticaret Odası Eğitim Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi (eski), Sürücü Eğitimi İşverenler Sendikası (SÜRSEN) Genel Başkan Yardımcısı görevlerinde sivil toplum örgütlenmeleri çalışmalarında bulunmaktadır.
Tüm çalışmalarımın arka planındaki amaç ve felsefem daha yaşanabilir, daha güvenli, daha çağdaş, daha demokrat, daha özgür, daha adaletli ve eşitlikçi, daha zengin bir ülke için emek sarf etmektir.