Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Manşet Haber 4 ayaklı strateji

4 ayaklı strateji

CHP 37. İstanbul İl Kongresi'ne tek aday olarak katılan Canan Kaftancıoğlu yeniden İl Başkanlığı'na seçildi. Kongreye katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Yeni bir çığır açtık, kararlı olarak yolumuza devam ediyoruz" dedi. İl Başkanı Kaftancıoğlu ise çok adaylı bir kongre arzu ettiğini belirterek, "Keşke adaylarla yarışabiliyor olsaydık" ifadelerini kullandı

Okunma Süresi: 10 dk

CHP İstanbul İl Başkanlığı "İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar" sloganıyla Haliç Kongre Merkezi'nde 37'nci il kongresini gerçekleştirdi. Kongre salonuna CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte giriş yaptı. Kongreye mevcut Başkan Canan Kaftancıoğlu tek aday olarak girdi. 677 delegenin oy kullandığı kongrede blok liste çıkarıldı. CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker çarşaf liste yapılmasını talep edince kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

Dış politikayı CHP belirler
Kongreye Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Muharrem Erkek, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP milletvekili Ali Şeker katıldı. Divan Başkanı eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen oldu. Öymen yaptığı konuşmada, "CHP Türkiye’nin en büyük partisidir. Cumhuriyeti kuran, demokrasiyi getiren partidir. CHP, Türkiye’nin ekonomisi ve dış politikasını idare eden partidir. Demokrasiyi yeniden kurma zamanıdır. Bu şekilde idare edilen başka demokratik bir ülke yoktur. İBB seçiminin kazanılması büyük bir adımdır, demokrasinin yürüyüşünün başlangıcıdır. Bu inanışla hepinizi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum" dedi.

Önümüzdeki süreç iktidar
Kongrede konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni bir çığır açtık, kararlı olarak yolumuza devam ediyoruz. Bu ülkeye huzur ve kardeşliği getireceğiz, kimsenin kuşkusu olmasın. Yeni bir siyaset anlayışını getiriyoruz. Dünyaya bakışımız, insana bakışımız farklıdır; sevgi, barış, kardeşlik üzerinedir. Bu yoldan yürüyeceğiz. Hiçbir zaman endişeye kapılmadık. İnanıyorsak söylediğimiz her sözün arkasında kapı gibi duracağız" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, "İşgal altındaki bir ülkede, yüzyıl önce, bir grup insan yola çıktı. Biz burada aynı heyecanı yaşamak ve yaşatmak zorundayız. Yüzyıl önceki koşullar çok daha zordu, bugünkü koşulların da zor olduğunu biliyorum ama önemli olan zorluğu aşmaktır. Demokrasinin ağır yaralar aldığını görüyoruz. Bizlere düşen bir görev var. Bireysel beklentilerin tamamen ötesine çıkmak zorundayız. Her birimize düşen fedakârlık vardır. Özveriyle yola çıktık. Başarıyı özveriyle yakalayacağız. Hiç kimse unutmasın yüzyıl önce yolumuz nasıl Mustafa Kemal'in arkadaşlarıysa bundan sonra da öyledir. Yüzyıl sonra bize yakışan cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak. Önümüzdeki süreç iktidar" açıklamasını yaptı.

5 temel sorunu sıraladı
"Sorunları iyi saptayamayan geleceği iyi inşa edemez. Sorunları iyi saptayacağız. Türkiye’nin 5 temel sorunu var. Önce sorunları arkasından çözümleri dile getireceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, "Bugün en temel sorun demokrasi. Eğitim. Bir kuşağı yok ettiğimizin kaç kişi farkında acaba? Her bakana göre eğitim sisteminin değiştiğinin kaç kişi farkında. Eğitimin çıta atlattığını kaç kişi biliyor. Hiçbir anne ve baba okula gönderdiği çocuğunun eğitiminden memnun değilse bunu dillendirmeliyiz.

Dış politika. Barış üzerine inşa edilen dış politika bireysel kine dönüştü. Barışı değil savaşı önceleyen bir dış politika. Bunun sonuçlarını 82 milyon yaşıyoruz. Suriye'den bir milyon kişi daha gelecek. Asıl sorunu o zaman yaşayacağız. Böyle bir dış politika hiçbir zaman olmadı. Dış politikanın çok daha rahat anlatabileceğiz. Toplumsal barış. Hiç kimsenin ötekileştirilsin istemiyoruz. Yaşam tarzına hepimizin saygı duyması lazım. Ekonomi. Fazla bir şey anlatmak istemiyorum. Daha iki gün önce Hatay'da Valilik binasının önünde kendisini 'Çocuklarım aç' diyerek yakan vatandaşı gördük. Çaresizliği kendisini yakarak soruna dikkat çekmek isteyen birine hiç kimse kayıtsız kalamaz. İktidar kanadında ucuz siyaset manevrası olarak görenlere üzülüyorum. Nasıl oldu da vicdanlarımız bu kadar köreldi. Nasıl insanlığımızı unuttuk? Bu acıyı çözecek olan bizleriz. Hangi görüşten olursa olsun onun sorunlarını çözeceğiz. Sadece Hatay'da kendisini yakmadı vatandaş, Meclis'in önünde de kendisini yaktı vatandaş. Onlarca kişi var sesini duyurmaya çalışan. Asıl soru şu; bütün bu sorunları nasıl çözeceğiz. Sorunlar iç içe geçip etki yaratır" açıklamasında bulundu.

4 ayaklı strateji
4 ayaklı stratejiyle bu sorunları aşacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Bu konuda kararlıyız. Kanada'da, AB'de, Güney Kore'de, Japonya'da ne varsa getireceğiz. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak. Her türlü düşüncenin özgürce tartışmak zorundayız. Büyümek, gelişmek istiyorsanız demokrasinizi geliştireceksiniz. Demokratik parlamenter sistemi yeniden inşa edeceğiz. Darbe hukukundan arınmış bir sistemden bahsediyorum. Üreten Türkiye. Türkiye fabrikada, tarlada, üniversitelerde, her alanda üretim yapmalıyız. Üretimi her alanda yapmak zorundayız. Üreticinin önündeki bütün engelleri kaldırmak zorundayız. Ürettiği zaman alınterinin değerini bilecektir, saygınlık kazanacaktır. Biz dışarıdan mercimek ithal ediyorsak hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne gerekçeyle ithal ediyoruz? Bu iradeyi inşallah beraber inşa edeceğiz" dedi.

Toplum ikiye bölünmüş
Liyakat sisteminin egemen kılınması gerektiğini sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, "Devlet ayrıdır, siyasi kurum ayrıdır. Siyasi partilerle devletin yapılanması arasında çok farklıdır. Bakan olmanız için iyi hâl kâğıdı ve ilkokul diploması. Devleti ayakta tutan liyakattır. Yoksa devlet içten içe çökmeye başlar. Biz neden adalet, hak, hukuk diyoruz, temel neden bu. Türkiye'nin temel sorunlarını belirleyen ve çözüm üreten tek parti CHP. Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini biliyoruz. Önümüzdeki süreç sadece bizim için değil Türkiye için önemlidir. Kimse yarın sabah ne olacağını bilmiyor. Geleceğe yönelik doğru dürüst bir hesap milletin önüne konulmuş değil. Bütün bunları yeniden değerlendirmek zorundayız. Bize oy versin vermesin, herkese ulaşmak zorundayız. Millet İttifakı aslında demokrasi ittifakıdır. Toplum ikiye bölünmüş durumda. Demokrasiden yana olanların ortak davranması gerekiyor. Demokrasi hepimiz için lazım. Dış politikada cumhuriyetin kuruluşunda öngörülen bakış egemen olmalı. Hiçbir egemen güç ateşi elleriyle tutmak istemez, maşa tutarlar. 'Suriye'ye gir' derler. Aklı olan, dünyayı iyi okuyan, geleceği iyi okuyan birisi zaten egemen güçlerin taşeronluğunu yapmaz. Hepimize düşen görevler var. Eleştirmekten korkan insanlar var. Bir fedakârlık gerekiyorsa o ilk CHP'lilere düşer. Adalet Yürüyüşü'nü her kesimden karşılığını aldık. Hedef cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak. En çok tartışılan olan İBB seçimleri oldu. Bütün dünyaya 'Dikta yönetimine rağmen bu ülkenin insanları diktatörü sandıkta yendi' mesajını verdik" diye konuştu.

Söylediğimiz her şeyi yaptık
Kongreye tek aday olarak giren mevcur Başkan Canan Kaftancıoğlu, "Umudun olduğu yerde her zaman tek adamlar yenilmiştir. İstanbul'u halka vererek yeniden 16 milyon insanın yaptınız. Biz İstanbul'da iki yıldır planladık, programladık, inandığımızı söyledik, söylediğimiz her şeyi yaptık, yapamadığımızda kıvırmadık" ifadesini kullandı. "Üye yapımızı hep beraber gözden geçireceğiz. 2 yıl boyunca başlayıp yarım bıraktığım işlerden biridir CHP İstanbul üyelerinin yeniden gözden geçirilmesi bu dönemde bunu bitireceğiz" diyen Kaftancıoğlu, "Partimizde çalışanla çalışmayanı ayırt eden bir sistem kuracağız. Bütün işler akılla, bilimle ve ortaklaşmayla yapılacak ve her görevin bir performans ölçüsü olacak. İstanbul'daki iktidarımızı daha çok hissedeceğiz. İktidarın gücüyle ve diliyle. İktidardan aldığımız güçle değil, yerelde iktidarımızın halka ulaştıracağımız gücüyle daha çok donanacağız. Yerelde iktidarımızı mahallelerde evlerde, sokaklarda herkesin sesi ve sözcü olacağız.Veri temelli politika yapacağız. Alınan her kararda ortaklaşmayı ve ortak aklı egemen kılacağız. Ben yaptım oldu demedik, bundan sonra da demeyeceğiz. Bütün İstanbul'da 16 milyon İstanbulluya ahlaklı siyaset nasıl yapılır bir kez daha göstereceğiz. Daime söylüyorum: Kişiler gelip geçicidir, ilkeler kalıcıdır" açıklamasını yaptı.

Kongre demek yarış demek
İl Başkanı olduğu andan itibaren bütün süreçleri örgütle beraber yürüttüklerini dile getiren Canan Kaftancıoğlu, "İlkeli ve ahlaklı siyasetin nasıl yapıldığını CHP örgütleri tarafından İstanbul'a göstermeye çalıştık. Kongreler süreci başladığı andan itibaren hep şunu söyledik; Bugün de söyleyeceğim, hep söyleyeceğim. Kongreler demek yarış demek. Demokrasinin olduğu her yerde demokratik yarışlar olur. Ve olmalıdır da. İstanbul örgütü olarak 39 ilçemizde şu anda görev yapmış ya da yapmayan bütün ilçe başkanlarımıza 39 ilçemizde de ilçe kongrelerini demokratik bir şekilde gerçekleştirdikleri için sonsuz teşekkür ediyorum. Bence 39 ilçe örgütümüz bu anlamıyla alkışlanmayı hak etti" dedi.

Çok adaylı olmasını arzuladım
Kongrenin çok adaylı olmasını arzu ettiğini savunan Kaftancıoğlu, "Tek adaylı yarışlar oldu, çok adaylı yarışlar oldu. Ama herkes parti içi bayrak yarışı olduğu bilinciyle kongrelerini tamamladılar. Ve il kongremizle ilgili. Bana sorarsanız olması gereken, olsaydı daha güzel olacak. Şu anda 2-3-4-5 ne kadar çok o kadar kıymetli. Keşke adaylarla yarışabiliyor olsaydık. Çok adaylı bir kongreyi kendi adıma arzu ettim" diye konuştu.

Kongrede liste tartışması
Prof. Tolga Yarman ve CHP milletvekili Ali Şeker, çarşaf liste olması gerektiğini savundu. Ali Şeker, "Çarşaf liste olmazsa parti tabanı mahallerde bölünür" dedi. Blok liste oy çokluğuyla divanda kabul edildi. CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve eski bakanlardan Hasan Fehmi Güneş, kongreye katılan isimlerin arasında. Protokolde, AK Partili ve MHP'li isimler yan yana; İyi Parti, HDP ve Saadet Partililer de ayrı yerde yan yana oturdu.

Kongreye katılan sanatçı İlyas Salman, “Mevcut zemin iktidar için tarihte bu kadar uygun olmamıştı. Parti tarihinin en uygun zeminini yakaladık. Bir tek şey var demokrasi için futbol topu gibi taca çıkmak yerine sahaya inip tekmelenmeyi göze almalıyız. Bütün bunlara rağmen kazanmak bizim tek şansımız, kazanacağımıza da inanıyorum. Her şeyden önce demokrasi kazanacak. Buradan bütün demokrasi aşıklarına aşkı öğretecek değilim. Umudunuz bitmeden ömrünüz bitmesin" açıklamasını yaptı.

806 bin kere gösterdiler
CHP İstanbul İl Başkanlığı 37. Olağan Kongresi'nde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "23 Haziran'da İstanbullular, adaletsizliğe, yalana dolana geçit vermeyeceklerini bir kez daha gösterdiler. Aslında bir kez değil, tam 806 bin kere daha gösterdiler. 806 bin kere" dedi.


Kongrede konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, herkesi saygın kabul etmeyen yöneticilerin devrinin bittiğini söyledi. Türkiye'nin değiştiğini ifade eden İmamoğlu, "2017 Haziran'ın da Türkiye'nin değişimi başlamıştır. Adalet arayışını dalgalar halinde dünyaya duyurduğu için genel başkanımıza teşekkür ediyorum. 31 Mart seçimleri kentte de adalet arayışının bir ifadesidir. İstanbul'da güçlü görünenler ne yaparsa yapsınlar adalet istediklerini söylediler. İnşallah bu ülkede böyle bir dönem yaşanmayacak. 23 Haziran'ın da adalet arayışı arayanların başarısıdır. Bu sürecin kodlarını hep beraber doğru okumalıyız. Bu süreçte bize verilen görevi hep birlikte iyi idrak etmeliyiz. İstanbullular seçimde, adaletsizliğe, yalana dolana geçit vermeyeceklerini bir kez daha ve dünyanın taaa öbür ucundan duyulacak şekilde gösterdiler. Bir kez daha diyorum ama aslında bir kez değil, tam 806 bin kere daha gösterdiler. 806 bin kere " ifadesini kullandı.

Çıkardığım dersler var
"Bu süreçten kendi adıma çıkardığım bazı dersler var. Siyaset insanları doğaldan kucaklamadan yapılabilecek bir iş değil" diyen İmamoğlu, "Toplumsal kutuplaşmadan uzak durmalıyız. Kalpten kucaklamak hepimizin DNA'sında olmak zorunda. Milletimizin çıkarları için siyaset yapmalıyız. 16 milyon insana eşit hizmet etmekten vazgeçmeyeceğiz. Daha fazla emek ve enerji ortaya koyan bir parti olmalıyız. Siyasette çalışmak demek sokakta çalışmak demektir. Milleti anlamadan milletin derdine devam bulmak mümkün değildir. Genel merkezimizin haritası hepimizin yol haritasıdır. Bu ülkeyi demokrasi, laiklik gibi cumhuriyetin temel değerlerinde buluşturmak zorundayız. Bizler ilkeli ve ahlaklı siyasetle vatandaşlarımızın kalplerini kazanmak zorundayız. Bu milletin bu şehirde ya da ülkemizde her renkten, her kökenden insanımızın yeniden mutlu bir şekilde yaşayacağı Türkiye rüyasını hayal etmekten, mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz" açıklamasında bulundu.

Mücadeleden korkmayız
83 milyonun birliği ve refahı için çalıştıklarını dile getiren İmamoğlu, "Mesele hak, hukuk, adalet ve özgürlük olunca herkes iyi bilsin ki ne kimseden korkarız ne de mücadeleden vazgeçeriz. Bu ülkeyi bir süredir yönetenlerin kibre büründüğünü, her şeye karar vermeye çalıştığını hep birlikte görüyoruz. Mızrak çuvala sığmıyor artık. Çok büyük bir fark yaratacağız, gönüllere gireceğiz. Bizim için siyaset rakip partilere karşı yapılan bir şey olmadığını bilmeliyiz. Her şeyden ve herkesten çok vatandaşa odaklanmalıyız. Vatandaş kendisine saygı duyulsun, sorunlara çözüm ve anlamlı bir hedef görsün istiyor. Yine onların fikrine başvurarak yol yürümenin peşindeyiz" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *