Ünlü psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, 14 yıl boyunca danışmanlık yaptığı Müge Anlı ile Tatlı Sert programına yönelik kendisine yöneltilen "vefasızlık" eleştirilerine sosyal medya üzerinden sert bir yanıt verdi. Verimli, “Umurumda değil, ben bırakmışım gitmişim” diyerek dikkat çekti.
14 Yıllık Danışmanlık Sonrası Ayrılık
Prof. Dr. Arif Verimli, 2021 yılında Müge Anlı ile Tatlı Sert programından kendi isteğiyle ayrılmıştı. Ayrılığının ardından yaptığı açıklamalarda programda yaşanan anlaşmazlıkların bu kararı almasında etkili olduğunu belirten Verimli, özellikle meslektaşı Dr. Şevki Sözen’in kendi uzmanlık alanına müdahale ettiğini ifade etmişti. Verimli, “Rica ettik, tartıştık, ancak sonuç alamadık. Bu durum beni kırdı” diyerek yaşadığı hayal kırıklığını dile getirmişti.
Kırgınlık Açıklaması: “İkisinin de Kıymeti Yok”
Katıldığı bir programda ayrılığı hakkında konuşan Verimli, "Daha çok kırgın olduğunuz kişi Müge Anlı mı, Şevki Sözen mi?" sorusuna ise oldukça çarpıcı bir yanıt vermişti: “Valla, ikisinin de kıymeti yok benim için.” Verimli, programın toplumun gerçeklerini yansıtmadığını da sözlerine eklemişti.
Sosyal Medyada Gelen Sorulara Cevap
Sosyal medyada bir kullanıcının, Müge Anlı’nın “Rahmi ve Şevki hocam olmasa bu programı yapamazdım” sözlerini hatırlatarak yönelttiği "Vefasızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Prof. Dr. Verimli’nin cevabı oldukça net oldu:
“Umurumda değil... Ben bırakmışım gitmişim.”
Müge Anlı ile Kırgınlıkların Sebebi Ne?
Arif Verimli’nin açıklamalarında en dikkat çeken nokta, program sırasında yaşadığı profesyonel sınır ihlalleri oldu. Özellikle Dr. Şevki Sözen’in kendi uzmanlık alanına sürekli müdahale etmesi nedeniyle huzursuz olduğunu ifade eden Verimli, bu durumun çalışma barışını bozduğunu ve ayrılık kararını tetiklediğini belirtti.
Müge Anlı Programına Yönelik Eleştiriler
Verimli, programdan ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalarda Müge Anlı ile Tatlı Sert programını eleştirerek, "Program, toplumun gerçeklerini tam anlamıyla yansıtmıyor" ifadesini kullandı. Bu açıklama, Verimli’nin programdan ayrılma kararında yalnızca kişisel kırgınlıkların değil, aynı zamanda profesyonel etik anlayışının da etkili olduğunu gösteriyor.