Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
10°
Ara
Damga Gazetesi İstanbul Haberleri Restore edilip müze olacak

Restore edilip müze olacak

Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Banu Dalaman ve Murat Lehimler’in yürüttüğü “Göç, Kentsel Gelişim ve Kentsel Yaşanabilirlik” araştırma projesinin üçüncü etabı olan Afrin – İdlib gözlem araştırması gerçekleştirildi. Gözlem araştırması ile ilgili bilgiler veren Dalaman, sahada kendisini etkileyen önemli şeylerden birinin, Hatay Valiliği’nin Atatürk’ün Suriye seferindeyken konakladığı evi restore edip müzeye dönüştürme amacıyla sahip çıkması olduğunu belirtti

Okunma Süresi: 5 dk

“Göç, kentsel Gelişim ve Kentsel Yaşanabilirlik Projesi” için ilk etapta İstanbul’un 19 ilçesinde saha çalışmaları yaptıklarını, ikinci etapta ise Yunanistan Midilli adasında bulunan göçmen kampını ziyaret ettiklerini aktardı. Üçüncü etap için yaklaşık 1 yıl beklediklerini ve nihayet bu gözlem araştırmasını gerçekleştirebildiklerini belirten Dalaman, Murat Lehimler’le gerçekleştirdikleri araştırmayla Suriye göç hareketliliği ile ilgili önemli veriler elde ettiklerini açıkladı.  Dalaman, “10 yılı aşan Suriye göç hareketliliğinin kaynağında olup bitenleri gözlemlemek, buradaki kişilerle görüşmeler yapabilmek, durumu görmek bizim için çok önemliydi. Üniversite araştırma merkezlerinin dünya ve ülke sorunlarını yerinde inceleyebilme fırsatı elde edebilmeleri çok önemli. Zira küreselleşme sürecinde kendi ülkenizi etkileyen olayları kaynak ülkelerde de incelemek zorundasınız. 3 yılı aşan bu zorlu projenin her adımında yanımızda olan üniversite yöneticilerimize öğrencilerimize, akademisyen arkadaşlarımıza, destek veren ulusal ve uluslararası kuruluşların yetkililerine ve devlet yetkililerimize şükran borçluyuz” dedi.

İnsanlar acı çekmişler

İstanbul Ayvansaray Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Banu Dalaman, “2018’de Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin’de güvenliği sağlayan Türkiye, 10 yıldır harabeye döndürülmüş bir kenti elektriğinden sağlık, eğitim altyapılarına kadar ayağa kaldırmış. Bu göç hareketliliği açısından çok önemli. Aksi halde yeni göç dalgalarını durdurmamız mümkün olmayacak ve bölgede yüzbinlerce insanın zarar göreceği insani felaketler yaşanacak. Biz yapılan çalışmaları ve kentte yaşayan insanların bu çalışmalara bakışını görme fırsatı elde ettik. İnsanlar çok acı çekmişler, kendilerine Türkiye tarafından bir fırsat sunulduğunun farkındalar ve bu fırsatı değerlendirme isteğindeler” dedi.

Türkiye tedbir alıyor

Zeynep Banu Dalaman, burada yaşanan sorunun Türkiye açısından göçü durdurmanın bir stratejisi olarak kabul edilmesi gerektiğini ama Türkiye’nin neredeyse bu yardımlarından mahcup durduğunu belirtti. Dalaman, "Türkiye elbette göçü kaynağında durdurmak için buralarda tedbirler alıyor, almalı. Ama biz orada benzerlerini başka ülkeler ya da uluslararası kuruluşlarınkinde olmayan bir yaklaşımla, insani boyutuyla gerçekleştirmeye çalıştığını gördük. Hani biz bir ihtiyaç sahibine, yoksula yardım ederken nasıl mahcupsak Türkiye’de devlet olarak bu vakur duruşu sergiliyor. İnanın başka bir ülke diğer bir ülkenin insanına bu kadar kol kanat gerse herhalde yüz tane film yapar.  Orada Ankara’dan gelmiş kadın eğitimciler var. Coşkuyla kurslar düzenliyor. Konuşuyoruz sanki Keçiören’deki evinden kalkmış, Kızılay’daki işine gelmiş gibi rahat. Orada yetim çocuklarla kendi çocuklarını kendi maaşından giydirme telaşında genç memurlarımız var. Orada 11 yıldır elektrik olmamasını dert edinmiş, elektrik getirmiş bürokratlar var. Orada yaşayan insanların güvenliği sağlanmış, gençlere eğitim imkanları verilmiş, insanlara iş imkanlara yaratılmaya başlanmış. Tabii ki bu gelişmelerin hepsi çok yeni. Bölge hala tam güvende değil. Ama kadınlar umutlu. Çocuklar, gençler umutlu. Bu çok önemli." Kent sakinleri terör örgütünün vandalizmini yaşamış. Düşünün elektrik hatlarını imha ederek çekilmişler. O elektrik olmadan hastaneleri düşünün. İlaç fabrikası kurulmuş. Fırınlar açılmış. Tüm bunlar kentin yeniden yaşanılabilir olması için umut verici adımlar ve göç hareketliliğinin geleceği için de olumlu.

Bölgede fakülte kuruldu

Çalışmalar kapsamında eğitim alanında da oldukça yol katedildiğini gözlemlediklerini söyleyen Dalaman, “Gaziantep Üniversitesi, Afrin’de bir kampüs kurmuş. Eğitim fakültesi açmışlar. Oradaki gençler ise bunu çok yeterli bulmuyorlar. ‘Biz mühendis, avukat, doktor olmak istiyoruz ama bu eğitim fakültesi bize yeterli değil’ diyorlar. Tabii bunlar zamanla olabilecek şeyler ama orada güvenli bir şekilde ders yapabiliyor olmaları bile çok önemli. En azından geleceğe ufak da olsa bir umutla bakabildiklerini görmüş olduk” dedi.

YÖNETİM TAMAMEN HALKIN ELİNDE

Zeytin Dalı Harekatı’ndan sonra bölgede Afrinlilerden oluşan Yerel Sivil Meclis’in kurulduğunu aktaran Dalaman, bu meclise Türklerin danışmanlık yaptığını söyledi. Dalaman, “Orada bir Afrin Meclis Yönetimi var. Her meclis üyesi birer konudan sorumlu. Biri sağlıktan, biri eğitimden biri spordan sorumlu ve hepsinin birer Türk danışmanı var. Bizim bürokratlarımız orada canla başla çalışıyor. Bu konularda da meclis üyelerine danışmanlık veriyorlar. Bir sorun olduğu zaman yardımcı oluyorlar ama yönetimi tamamen Afrin halkının elinde” ifadelerini kullandı. Esad’ın bıraktığı kabile, aşiret yönetiminin devam ettiğini ancak daha sonra bu durumun tamamen değiştiğini kaydeden Dalaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuzey Suriye, Ortadoğu’nun tipik bir parçası. Kabile ve aşiretler burada yoğun ama 2011 sonrası karışıklıklar, aşiretlerin de dağılmasına, üyeleri üzerindeki etkisinin azalmasına neden olmuş görünüyor. Biz bu konunun önemli olduğunu düşünüyoruz ve detaylı verileri yayınlayacağımız raporda açıklayacağız. Zorla Yerinden Edilme dediğimiz durum burada özellikle YPG’nin ve bölge dışı ülkelerin kışkırtmasıyla kaosa dönüşmüş durumda. Ama Türkiye, bu alanda bir sistem oluşturmaya başlamış. Halkın artık özgüveni yerine geliyor. Örneğin Şurta adı verilen polis teşkilatı artık oturmaya başlamış ve aralarında çok sayıda kadın polis var. Yani Arap Baharı, neredeyse her evden bir cenazenin çıktığı bir kaosla bitmiş durumda. Şimdi insanlar kentlerini yeniden kurmak için çabalıyor.” dedi.

Proje aşamasında

Daha önce, Atatürk'ün 1’inci Dünya Savaşı'ndayken konakladığı ortaya çıkan evin temizlendiğini ve Hatay Valiliği’nce restore ettirilerek müzeye dönüştürülmesinin planladığını söyleyen Dalaman, “Orada Hatay Valiliği, canla başla çalışıyor. Genç bir devlet görevlimiz, Atatürk’ün Suriye seferinde kullandığı bir evi bulmuş. Afrin’de bulunan Ruca’da. Tabii temizlenmiş, yenilenmiş. Şu anda onu nasıl alabiliriz diye düşünüyorlar. O evi müze yapmaya yönelik bir hedefleri var. Bölgede milli değerlerimize bağlı, fedakar bir şekilde çalışan bürokratları görmek bizleri çok etkiledi” ifadelerini kullandı. Bölgede çalışmalarını sürdüren Hatay Valiliği’nin, söz konusu ev ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Mustafa Kemal Atatürk'ün Katme Savaşı stratejisini belirleyip karargah olarak kullandığı belirlenen ve Afrin ilçesinde bulunan ev, valiliğimiz tarafından muhafaza altına alındı. Evin çevresinde ve içerisinde temizlik çalışması yapılıp, iyi bir hale getirildi. Restorasyon çalışması da yapılacak. Projeler değerlendiriliyor. Bölgedeki hareketliliğin azalmasının ardından yapılacak restorasyon çalışmaları için muhafaza altındaki bina, proje aşamasında” denildi. DHA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *