Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN), Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun iptal edilmesi, seminer ve sınav sürecinin durdurulması ile ekonomik ve özlük hakları için 18 Ağustos Perşembe günü yurt genelinde basın açıklaması yaptı. Eğitim Sen İstanbul Şubeleri de basın açıklaması için Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya geldi. “Uzmanlık sınavını kabul etmiyoruz, Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilsin” diyerek taleplerini dile getiren öğretmenler adına basın açıklamasını Eğitim-Sen İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Özer Tuncer okudu.
Talepler gözardı edildi
“Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin asli bileşenlerinin görüşünü almadan, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemiştir.” diyen Özer Tuncer, “Bu kanun, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlandı. Sendikamız, bu kanuna dair sürecin en başından bugüne itirazlarını yükseltmiş, gerek eylem ve etkinliklerle, gerekse hukuksal mücadeleyle bu kanunu ve bağlı süreci durdurmaya çalışmıştır. Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında seminer kıskacına alınmasına karşıyız. Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
İhtiyaçlarımızı karşılamıyor
Tuncer, kapsamlı ve bütüncül bir “Öğretmenlik Meslek Kanunu”nun tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini, iş güvencesini, öğretmenlerin temel haklarını, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorunda olduğunun altını çizdi ve şöyle devam etti: “Mevcut meslek kanunu öğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi çalışma barışını ve iş güvencesini de riske atmaktadır. İstanbul gibi metropol şehirlerinde ortalama kiranın öğretmen maaşıyla aynı olduğu koşullarda yaşıyoruz ve bizim barınma sorunumuz var. Yedi yıla yakındır KHK ve ihraç süreci devam ederken, ‘iş güvencesi’ gündemimiz var. İdareci atamalarında mülakat ve yandaş kadrolaşma sorunu var. Ataması yapılmayan yüzbinleriz, ücretli öğretmenlik adı altında köleleştiriliyoruz, özel okullarda güvencesiz ağır koşullarda çalışıyoruz. Öğretmenlerin, gerçek sorunları ve gündemleri var. Hiçbir sorunumuzun çözümünü içinde barındırmayan bu düzenlemeyi meslek kanunu olarak kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz.”
Haklarımız için mücadeleye devam
Tuncer, “Öğretmenler lehine bir içerik taşıması gereken meslek kanunu, ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’na uygun şekilde düzenlenmelidir. 2020 yılında bin 210 TL, 2021 yılında bin 250 TL olarak verilen eğitim ödeneği, günümüz enflasyon oranları ve kırtasiye kalemlerindeki ciddi artışlara rağmen, 2022 yılında sadece bin 325 TL olarak ödenecektir. Ekonomik krizin geldiği düzey ve enflasyon oranları dikkate alındığında bu rakamın çok yetersiz olduğu açıktır. Gerekli düzenlemeler bir an önce yapılmalı ve eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır. Tüm eğitim emekçilerinin sesi olmaya devam edeceğiz ve ekonomik, özlük, mesleki, sosyal ve demokratik haklarımız için mücadeleyi yükselteceğiz.” dedi.
ANIL BODUÇ