Her gün ellerine 100 mektubun ulaştığı ifade eden Necdet Yüksel, cezaevinde olan insanları ve geride bıraktıklarını unutmamak gerektiğinin altını çizerek, “Gelen tüm mektupları satır satır okuyoruz. Ardından bilgisayara kaydediyoruz. Bu zamana kadar gelen mektup sayısı 300 bin civarında. Çaresizliğini mektuplarıyla ifade eden onlarca insan var. 10 binin üzerinde kadın mahkum var. Bu kadınların yanlarında 0- 6 yaş grubu 3 bin çocuk var. Yine 12- 18 yaş arasında olan 10 binin üzerinde çocuk mahkum var. Gelen mektuplarda öyle hikayeler var ki. Adam kağıt kalem bulup, bazen 10, bazen 20 sayfa yazarak bize içini döküyor. Oradaki insanların hayata tutunmaya ihtiyaçları var” dedi.
Kapımız her saat açık
Günün her saati derneğin kapısının açık olduğunu, buraya yardıma ihtiyacı olan herkesin geldiğini söyleyen Yüksel, evinde kavga eden çiftlerin bile bazen derneğin kapısına gittiklerini, burada birkaç mektup okuyarak etkilenip birbirlerine sarılıp barışan insanlar olduğunu ifade etti. Yüksel, “Örnekleri çoğaltmak mümkün. Burayı şükürhane olarak adlandıranlar var. Kapımız her saat, her gelene açık. Cezaevinden izinli çıkmış olanlar, kader mahkumları, eski mahkumlar, mağdurlar, evsizler ve kimsesizler de buraya geliyor. Hepsine elimizi uzatıyoruz” şeklinde konuştu.
Suç ve suçlu politikası
Suç işleyen insanlara iyi gözle bakılmadığını söyleyen Yüksel, “Elbette suçlu insanlara iyi gözle bakılmaması normal ama, bu insanlar bu suçu neden ve niçin işledi? Bunlara dokunmak lazım. Ülkemizde her 38 saniyede bir suç işleniyor. Biz istiyoruz ki her bir dakika da bir suç işlensin. Keşke hiç işlenmezse ama maalesef insanın olduğu her yerde suçta beraberinde geliyor. Şimdi biz istiyoruz ki neden bir insan başka bir insana zarar verir diye düşünülsün, bunun önüne geçilsin” dedi.
Yol gösteren çok
“Neden ve niçin sorularına verilecek cevap çok. Hami derler ya kamyon devirene yol gösteren çok olur diye” konuşan Yüksel, kamyonu devirmeden insanlara yol göstermek gerektiğini söyledi. Yüksel, “Pişmanlık duygusu içinde olan bu insanlar elbette suça bulaşmış ve olmaması gerekeni yapmış, arkadaş kurbanı olmuş vs. örnekleri çoğaltmak mümkün. Bir de bu insanların arkada bıraktığı aileleri , çocukları, suç işlediği insanlarda mağduriyete yol açtıkları kişiler var. Her şeye rağmen bu insanların topluma kazandırılması gerekiyor” dedi.
İnsan neden dönüşmesin?
20 yıldır bu işi yaptığını söyleyen Yüksel, kişinin suçu işlemesi, ceza almasıyla bitmiyor derken, “Adam önce kendini, sonra ailesini, sonrada suçu işlediği kişinin ailesini mafediyor. Hayatlar soluyor” dedi. Görmemezlikten gelme duygusunun bir kenara bırakılması gerektiğini, kader mahkumlarına mutlaka dokunulması gerektiğini vurgulayan Yüksel, “ulaşamadıklarımız bizim olamıyor” diye konuştu.
Din, dil, ırk ayırmıyoruz
94 farklı ülkeden, 10 binin üzerinde yabancı uyruklu insanın cezaevinde olduğunu söyleyen Yüksel, “Onların da mektupları var. Kimsenin diliyle, cinsiyetiyle, ırkıyla ilgilenmiyoruz. Orada bir insan var, insana sahip çıkıyoruz. İnsanlardan yardım istiyoruz. Evlerinde giyilebilecek kıyafet, oyuncak, kitap nevarsa bize getirsinler. Üniversiteye hazırlık kitaplarına talep çok. Cezaevinde 3 üniversite okuyup cezasını bititrenlere şahit olduk. Burada ne alan el, ne veren al birbirini görmüyor. Kimse kimseyi tanımıyor. Her gün ortalama 50 nin altına düşmeyen koli yapıyoruz. Bu koliler Cuma günü 500'ün altına düşmeyen oranda kargolanıyor. Her bir koli 20 TL.Belediyenin tahsis ettiği bir alandayı, Beylikdüzü'ndeyiz. Sermayemiz mektup. Siyasetçinin sermayesi insan, tüccarın sermayesi para, kader mahkumlarının sermayesi de tanımadığı insanlardan gelen mektuplar” diye konuştu.
Beylikdüzü'nden tüm Türkiye'ye
Türkiye'de tek dernek olan Kader Mahkumları derneği Beylikdüzü ilçesinde yer alıyor. Tüm insanların, özellikle de Beylikdüzülüler'in bundan çok daha keyif alması gerektiğini söyleyen Yüksel, “devlet kurum ve kuruluşlarından yeterli desteği Maalesef alamıyoruz. Lütfen daha çok yardım etsinler. Belediye, kaymakam, kurumlar, bakanlıklar bizi desteklemeli, bizim gibi dernekleri çoğaltmalı. Yardımlaşmayı üst seviyeye çıkarmamız lazım. Duyarlı insanlara çok ihtiyacımız var. Ramazan ayında sizlerin aracılığıyla sesleniyorum; hayır yapmak isteyen cömert insanların bu alana yönelmelerini bekliyoruz. Bu insanlardan birini bile kazansak yeter.” dedi. “Hedefimiz Ramazan ayında 10 bin koli çıkarmak” diyen Yüksel, “Tüm Türkiye'den sadece Beylikdüzü'ne geliyor bu mektuplar. Beylikdüzü'nden de tüm Türkiye' ye ulaşıyor. Bundan dolayı en mutlu olması gereken yerlerin başında Beylikdüzü'nde yaşayan insanlar, kurumlar ve üst düzey yetkililer geliyor” ifadelerini kullandı.
10 AĞAÇ İÇİN 10 AY YATTIM
4 çocuk 10 torun sahibi olduğunu belirten Necdet Yüksel, “Dolu dolu yaşamış bir adamım. 1989-1999 yılları arasında Samsun'da Anavatan Partisi'nde grup başkanlığı yaptım. Dönemin valisi kulağıma eğilip “Yarın cezaevi gezeceğiz” dediğinde, “Bize mi sordular suç işlerken” dedim. Ta ki tapulu arazide 10 ağaç kesmekten dolayı cezaevinde 10 ay yatana kadar. Bu derneğin tüzüğünü de 4 buçuk ay da içerde tamamladım” açıklamasını yaptı.
TAYLAN DAŞDÖĞEN