Kılıçdaroğlu'nun konuşması şu şekilde:
Ekonomi sorununu çözümünde önce bir strateji lazım. Sorun çok boyutlu. öyle bir strateji belirleyelim ki alacağımız her kararı bu stratejinin içine yerleştirilebilelim. 4 aşamalı bir plan belirleyeceğiz. Birincisi her vatandaşın can ve mal güvenliği sağlanmalı. Can ve mal güvenliği ben rahatlıkla yatırım yapabilirim, hükümeti eleştirebilirim, STK'lar olarak düşüncelerimizi rahatlıkla ifade edebiliriz.
Bu ne demektir ben bunu söylediğim zaman canıma da malıma da zarar gelmeyecek demektir. Bunun yolu katıksız demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür. Böylece yatırımcı önünü görecek, uluslararası alanda rekabet edebilecek. Dünyanın hangi ülkesine giderse gitsin benim ülkemde yatırımcı var diyecek.
2. aşama; üreten Türkiye... Türkiye'nin her alanda üretmesi lazım. Demokrasi varsa insanlar bilgi üretecek. Üniversiteler bilgi üretecek. Vay sen bunu niye söyledin demeyecek. Turizm, esnaf, sanayi... her alanda Türkiye'nin üretmesi lazım. Biz sanayiciye de esnafa da turizmciye de bize her eleştiriyi rahatlıkla yapabilirsiniz diyeceğiz. Sanayiciye, esnafa, turizmciye, herkese sesleniyorum. Bizi sevdiğiniz için değil, iktidara geldiğimizde bizi eleştirebilmeniz için bize oy verin. Buhrandan çıkış için herkes buna uyacak. Birlikte yapacağız bunu.
Türkiye üretecek, ama neyi üreteceğiz. Devlette liyakatin çökmesiyle beraber devletin temel kurumları da çöktü. Devlet Planlama diye bir kurum kalmadı. Özel sektörün dinamizmini dikkate alarak ülkede sağlıklı bir planlama hamlesi başlatmak zorundayız. en deneyimli arkadaşlar planlamada görev alacak. Arkadaşlarımızı 81 ile gönderdik, her KOBİ ile tek tek görüştüler. ortak şikayet şu: bir ilde aynı alanda çok fabrika var zarar ediyoruz. Demek ki planlama yok. Katma değerli yüksek ürün üretmemiz lazım. O yüzden üniversitelerin bilgi üretmesi lazım.
Türkiye kökenli gidiyor Almanya'da aşı buluyor. O kişi Türkiye'de çalışabilirdi. Eğer bu ülkede üniversiteyi bitirenlerin büyük bir kısmı geleceğini yurtdışında arıyorsa bunun tek sorumlusu siyasi kurumdur. Siyasi kurum devlet yönetmeye talipse o güveni vermek zorundadır. Biz o güveni veriyor. Türkiye'nin saman ithal edeceği kimsenin aklına gelmedi.
"CHP'NİN SORUNU YARATILMIŞ ALGI"
CHP'nin sorunu yaratılmış olan algı. 'CHP gelirse memleketi yönetebilir mi?' Hiç kimsenin endişesi olmasın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bizden daha iyi yönetecek ikinci bir kadro yoktur, bunu da gayet açık gayet net söylüyorum.
SORULAR
Kaynak sorunu... Kamu Özel İşbirliği projeleri kamulaştırılacak mı? Türkiye'nin elektriğini dağıtan 17 şirket lobi haline gelmiş durumda, bu konuda daha kapsamlı bir değerlendirme olacak mı?
Kılıçdaroğlu: Kamu Özel İşbirliği projeleri devleti soyan projelerdir. Maliyetini bilmediğimiz, kendilerine dolar endeksli garantilerin verildiği bir yapıyı doğru kabul etmeyiz. Gidip de malına el koymayacağız. Makul bir kar koyacağız, karını vereceğiz, al maliyetini ben bunu kamulaştıracağız. Yaygın bir kamulaştırma düşüncemiz yok. Tam tersine özel sektörün yatırım yapması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Ekonomiye zarar veren, kaynakların haksız yere aktarılmasını öngören düzenlemeleri kabul etmiyoruz.
Merkez Bankası bağımsızlığı... Kağıt üzerinde bağımsızlığını istiyoruz demek kolay ama uygulamada zor olacak. İlk başta elindeki faiz aracını kullanabilmesi gerekecek. Buna ne kadar hazırsınız? Merkez Bankası'na destek olabilmek için neler yapacaksınız? Halka ne şekilde anlatacaksınız?
Selin Sayek Böke: Bugün Türkiye'de faizin yüksek olmasının temel sebebi aşırı risk olması. Birinci yapılması gereken güveni sağlayarak riski ortadan kaldırmak olacak. Bu da Merkez Bankası'nın atması gereken adımları halk açısından maliyetini yükseltmeden atma özgürlüğünü sağlayacak en temel adımı olacaktır.
Merkez Bankası bağımsızlığının yanısıra diğer bağımsız kurumlarda da çok büyük sıkıntı yaşanıyor. Güven vermek açısından Merkez Bankası bağımsızlığından da daha kuvvetli mesajlar verilmesi düşünülüyor mu?
Akif Hamzaçebi: Bütün demokrasilerde iktidarların gücü sadece kuvvetler ayrılığı ile sınırlandırılmaz, MB bağımsızlığı ve düzenleyici denetliyici kurumların özerkliği konusunda da sınırlandırılır.