Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
8°
Ara
Damga Gündem İlber Ortaylı turist rehberliği meslek kanununu gerçekçi bulmadı: 'Yeni yolsuzluklara neden olacak'

İlber Ortaylı turist rehberliği meslek kanununu gerçekçi bulmadı: 'Yeni yolsuzluklara neden olacak'

İlber Ortaylı, turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin kanun teklifinin komisyonda kabul edilmesine yönelik birtakım eleştirilerde bulundu.

Okunma Süresi: 4 dk

Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin düzenlemeleri içeren Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kabul edildi.

Teklifle, Turist Rehberliği Meslek Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor.

Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin kanun teklifinin komisyondan geçmesine tepki gösteren tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, teklifin realist olmayan öneriler sunduğunu ve bu durumun yeni yolsuzluklara ve kaçamaklara neden olacağını söyledi. Yeni düzenlemede bulduğu en büyük yanlışlardan birini dile getiren Ortaylı, sanat tarihi ve arkeoloji mezunlarının hiçbir eğitime tabi tutulmadan rehber olacak olmalarını eleştirdi.

Ortaylı söz konusu konuyla ilgili sosyal medya hesabından şu değerlendirmelerde bulundu:

Turist Rehberliği Meslek Kanunu, Meclis Başkanlığı'na sunulmuş. Bugünlerde de kanunlaşıyor. Bu teklifte ileri sürülen yeni yasaklar ve müeyyideler veya kurumlaşmalar hiçbir şekilde gerçekleşmesi mümkün olmayan, realist olmayan önerilerdir. Gerçekçi olmayan ve gerçekleşemeyecek ve bu yüzden tatbik edilemeyecek öneriler ise hiç şüphesiz ki yeni yolsuzluklara ve kaçamaklara neden olacak.

"Bu kanunda benim bulduğum en büyük yanlışlardan biri..."

Türkiye’de rehberler çok uzun zamandır kademe kademe verilen bir eğitimle işe başlarlar. 1950'lerde belediyelerde küçük bir rehber kursu açılmıştı, sadece İstanbul'da ve İzmir'de vardı. Ankara'da ilk defa 1963'te bir amatör tercüman rehber kursu açılmıştı. Gelişen Türkiye turizmi ki 1960'larda gelen turist sayısı 100-200 bin arasıydı, insanlara yeni ufuklar açtı. Yıllar geçtikçe artan turist sayısı rehberlerin sayısını artırdı. İlk başta ortaokul tahsili ve lisan bilmek yeterken zamanla tahsil derecesi yükseltildi. Nihayet rehber eğitimi 2-4 yıllık sürekli eğitime ve zorunlu lisana kavuştu. Şimdi bu değiştirilmeye çalışılıyor.

Bu kanunda benim bulduğum en büyük yanlışlardan biri sanat tarihi ve arkeoloji mezunlarının hiçbir eğitime tabi tutulmadan rehber olmalarıdır. Mihmandarlık geniş bir coğrafya, folklor, edebiyat ve asıl önemlisi tarih kültürü ister. Tarih kültürünü rehberlik özelinde bu kurumlar size veremezler, alanları itibariyle vermek zorunda da değiller. Türkler olarak zaten tarih ve coğrafyaya çok hakim değiliz. Rehberlerimiz arasında meslek merakı dolayısıyla bunu bilenlerin sayısı çok kabarık olmasa da var. Dolayısıyla yeni bir eğitim almadan, rehberliğe dair özel derslere girmeden bu sistemi yürütmek mümkün değil.

"Bu sistem ancak SSCB ya da Çin’in eski dönemlerindeki ülkelerde olabilir"

Güya rehberlerin Türkçe bilmeleri yeterli olacakmış. Daha sonra yabancı dile isterse birisi çevirecekmiş. Hangi turist grubu buna sabreder? Kimse seyahat vaktinden çalınsın istemez. Lisan turizmin temel unsurudur. Bırakınız bir tercüman rehberi, garsonun bile belli ölçüde lisan bilmesi gerekir. Şoförlerden İngilizce bilmelerini istediğimiz bir dönemde rehberler konusunda nasıl bu kadar rahat taviz veriliyor? Acaba sadece bir grup bu mesleğe dahil edilmek mi isteniyor? Bu sistem ancak SSCB ya da Çin’in eski dönemlerindeki ülkelerde olabilir. Kimin geldiği çok önceden belli olan, çok az turistin geldiği bir zamanda devletin kontrolünde nereye gideceği de belli olan turistlerin başına devletin atadığı birini koyarsınız. Yılda 40-50 milyon turistin geldiği Türkiye’de insanlara dil, tarih, coğrafya bilmeden, ilk yardım bilmeden rehberlik yapmak mümkün değildir.

Otobüsün içinde rehbere gerek yokmuş. Turistler geçtiği bozkırı, ona farklı gelen ağaçları, çiçekleri, dağları merak edip soruyor. Sadece bu amaçla gelen topluluklar var. Eski eserden çok doğayla ilgilenenler var. Bu sorular otobüsün içinde de gelir, kahve içilen yerde de. Siz oraya rehber koymamakla nasıl tanıtıma zarar verdiğinizin farkında mısınız?

"Bozulan huzuru tekrar yerine getirebilecek misiniz?"

Kanunda iyi gözüken maddeler turistlerin belli yerlere yönlendirilerek kazanç elde edilmesidir. Eskiden beri gözardı edilen bu durum ülkemiz adına kötü hatıralara neden oluyordu. Bu işe alet olan rehberler kadar işyerleri de ceza ödemeli. Bu işe bazen turizm şirketlerinin de karıştığı söyleniyor. Bu durum da muhakkak incelenmeli. Turizm Bakanlığı bu konunun üzerine muhakkak gitmeli.

Çıkan kanunun vebali var. On binlerce insanın iş ve ekmek kapısını kapatıyorsunuz. Ortaya çıkacak memnuniyetsizliği kim karşılayacak, kim sorumlu olacak, bozulan huzuru tekrar yerine getirebilecek misiniz? Devlet huzur demektir, zor olan hayatımızda sükûnet istiyoruz. Bu gibi kanun teklifleri maalesef siyasete hiç katılmayan, siyaset dışı yaşamayı şiar haline getirmiş tercüman rehberler zümresinde bile bir huzursuzluk yaratıyor. Bunu da bilginize arz ederim.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *