Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi açılış törenine katılarak şöyle konuştu:
“Eğer yüzlerce kitabınız varsa yüzlerce âlimin dostusunuz ve onların ilminden faydalanıyorsunuz demektir. Bu da bir nevi dünyada cennet hayatı yaşamak, cennet meyvelerinden tatmaktır. Zira biz her âlimi, gölgesinden istifade edilmesi gereken bir cennet ağacı, kitapları da o ağacın meyveleri olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Ecdadımız, duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutmuştur. Hangi şehrimize giderseniz gidin, orada bir kandil gibi etrafını aydınlatırken asırlara meydan okuyan kütüphaneler görürsünüz.”
'Tarih boyunca işin merkezinde kütüphaneler vardı'
Tarih boyunca nerede bir medeniyet kurma, ihya etme gayreti varsa orada bir kütüphane inşa çabasının da mevcut olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bir soykırım, savaş, medeniyet yıkımı varsa ilk hedef yine kütüphaneler olmuştur. Hülagü’nün başında olduğu Moğol orduları kütüphaneleri yakarken, Semerkant gibi asude bir şehri inşa eden Timur, kütüphaneler kurarak Semerkant’ı bilimin başkenti yapmıştır. İslam medeniyetinin parlak yıldızı Endülüs, bu vasfı kazanırken de kaybederken de işin merkezinde yine kütüphaneler vardı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de benzeri kültür katliamları ne yazık ki yine kütüphaneleri hedef alarak devam ediyor. DEAŞ ve diğer terör örgütleri Irak’ta, Suriye’de binlerce nadide eserin bulunduğu kütüphaneleri bombalayarak İslam kültür ve medeniyetinin en önemli eserlerini yerle bir etmişlerdir. Hâlbuki bizim medeniyetimiz, asırlar boyunca hep ilmi gelişmelerin merkezinde yer almıştır. Bilgiye ulaşmak için dünyanın en ücra köşelerine gitmekten çekinmeyen ve bütün ömrünü ilmi araştırmalara vakfeden ecdadımız, varisi olmakla iftihar ettiğimiz bu sevgi ve bilgi medeniyetini bizlere miras bırakmıştır” diye ekledi.
Millet Kütüphanesi’nin tam bir külliye olarak hizmet vereceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burayı, sadece kitap raflarının dizili olduğu bir mekân değil, aynı zamanda ilim erbabını buluşturan bir ilim merkezi ve bir kültür merkezi olarak tasavvur ettik. Kitap kültürü etrafında çalışmaların icra edileceği, ilim meclislerinin toplanacağı bir mekân olarak inşa ettik.”