Çok sessiz ve çok değişik günlerden geçiyoruz. Sessiz derken basın ve gündem kirli ve gürültülü fakat halk sessiz.
Seçimler bitti ama sayımlar bitmedi ve belirsizlik gittikçe artıyor. Belirsizliğin ardından neler gelecek herkes sessizce bekliyor.
Yeni yazmıştım, ben bu başkanlık sistemini hiç sevmedim diye.
Oy vermeyenler azar işitti bir anda vatan haini oldu, ötelendi, hor görüldü. Halkın yarısı kendisini sahipsiz hissetti.
Bu toprakların insanında tehdide düşmanlığa karşı bir hassasiyeti var, tehdit ve düşmanlık karşısında refleks geliştirip çok sert tepki veriyor.
Seçim sonuçlarına baktığımızda da bu tepki ortaya çıktı.
İlçe belediyelerin çoğunda iktidar partisi oy alırken büyükşehir muhalefet partisine geçti.
İktidarın mantığının almadığı da bu durum oldu. İlçeler bizimse Büyükşehir de bizimdir, diye düşündüler.
Halkın verdiği mesaj çok önemliydi. Kendinizi toparlayın herkesi kucaklayın mesajıydı bu.
Devletin başı, “on dört on beş BİN OYLA kimse kazandım diyemez,” diyerek halkın iradesine ve demokrasiye keskin bir set çekti.
Bir oy farkla bile kazanılabilirken binlerce oyun görmezden gelinmesinde çok vahim mesajlar gizlidir.
%25 oyla belediye başkanı seçilen birinin %48 oy alan birisine kazandım demesin sözlerinin altında çok derin mesajlar gizlidir.
Bu beka sorunudur, muhalefete oy verenler vatan hainidir sözlerinin altında toplumu ayrıştıran ve öfkelendiren mesajlar gizlidir.
Çocuklarına güzel bir ülke bırakma hayali olan bir anne, sosyal ve siyasal alanda görünür olma ve özgürce kararlar alıp uygulama hayali olan bir kadın olarak tehditvari sözlerden dolayı dozu arttırılan gerginliklerden rahatsızım ve tedirginim.
Olay artık Ekrem İmamoğlu seçildi mi seçilmedi mi tartışması değil, olay artık halkın iradesine yapılan baskılar ve saldırganlıklar olayıdır.
Ekrem İmamoğlu’nu seven veya sevmeyen, kızan küsen, oy veren veya vermeyen herkese, çağrımdır;
Bu bir demokrasi çağrısıdır!
Bu halkın iradesine sahip çıkma çağrısıdır!
Bugün yaşanılanlara dur demezsek, yarın yaşanılacak olanlara sesimiz yetmez!
Bugün halkın iradesini hiçe sayarsak, yarın aynı cesareti ve gücü bulan başkaları da aynısını yapar!
Bugün tehditler ve baskılar yüzünden adalete sırtımızı dönersek, yarın zorbalığa teslim oluruz.
Demokrasi ve adalet herkese eşittir aynıdır.
Bugün zorbalık yapanlar, halkın iradesini hiçe sayanlar yarın acizleştiğinde adalet istiyoruz, demokrasi istiyoruz diyemez.
Çünkü ne demokrasi ne de adalet kalmış olur elimizde.
Bu memleketin her bir bireyi ve her metrekaresi değerlidir.
Birbirimize saygı duyarak adalet ve demokrasi ruhu içinde bir arada yaşamayı öğrenmeliyiz artık.
Ülkemize, demokrasiye adalete ve halkın iradesine sahip çıkalım, birbirimize saygı duyalım…
Tüm herkese çağrımdır!