Parti Meclisi (PM), CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, Sivas Kongresi'nin 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla kentteki otelde toplandı. PM toplantısından önce konuşan Kılıçdaroğlu, Sivas Kongresi'nin önemine değinerek, şunları söyledi: "27 Haziran 1919. Atatürk'ün Sivas'a ilk gelişidir. Sivas'ın Mustafa Kemal Atatürk'e vermiş olduğu güven değer kayda değerdir. Sivas'tan Erzurum'a gider. Erzurum Kongresi'ni yapar ve 4 Eylül'de Sivas Kongresi gerçekleşir. Sivas Kongresi'nde alınan kararlar önemlidir. Bu alınan kararlardan bazılarına seslenmek isterim. 'Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür' der. Kuva-yi Milliye burada egemen bir güç olarak milletimizin önüne konuluyor. 'Manda kabul edilemez' der. Uzun tartışmalar sonrası Gazi Mustafa Kemal, kongre başkanlığına seçilir. Sivas Kongresi'nin bir özelliği var. Cumhuriyet Halk Parti'sinin ilk kurultayıdır. Yani bu ülkenin temellerinin atan Cumhuriyet Halk Partisi ilk kurultayı Sivas Kongresi'dir. Mandacılığı reddeden, bağımsızlığı savunan, düşmana karşı her türlü mücadeleyi göze alan tıbbiyeli Hikmet'lerin bulunduğu, Gazi Mustafa Kemal'in bulunduğu bir kongre bizim ilk kongremizdir. Bu kongrenin özelliği şudur; parti kurulmadan önce kongresini yapan belki de dünyadaki tek partidir. Daha sonra parti kuruluyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişte neler yaptığı gelecekte de neler yapacağı tartışılırken, bu eksenin asla unutulmaması lazım. Bizim eksenimiz budur, bağımsızlıktır. Bizim eksenimiz kalkınmaktır, büyümektir. Bizim eksenimiz özgürlüktür. Bizim eksenimiz cumhuriyettir. Bizim eksenimiz devrimciliktir. Bizim eksenimiz altı okumuzda belirlenmiştir."
Meclis başkanına çağrı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Mustafa Şentop'a çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, "Hepimiz bu çağrıyı yapmalıyız. Her seçim sonrası seçimi kazanıp, parlamentoya giren milletvekili arkadaşlarımıza eğer bir şeyler verilecekse bu beyanname verilmelidir. 21 Ekim 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin beyannamesi verilmelidir. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Kurtuluş Savaşı sırasında izlediği rotanın ne olduğu burada açıkça bellidir" dedi.
Türkiye uçak üretiyordu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde, 1933 yılında '1'inci 5 Yıllık Sanayi Kalkınma Planı'nın yürürlüğe girdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "'Gazi'nin döneminde ne oldu?' diyorlar. 'CHP'nin bir dikili ağacı var mıydı?' diyorlar. 'Bu ülkeye hizmet etti mi?' diyorlar. 1933 yılında '1'inci 5 Yıllık Sanayi Kalkınma Planı' yürürlüğe girdi. Hatırlarsınız, 2019'da bir dönem Türkiye Cumhuriyeti devletinin kalkınma planı yoktu. 21'inci yüzyıldan söz ediyorum. Kalkınma planı olmayan bir devletimiz var. 1933 yılında o yılların koşullarında '1'inci 5 Yıllık Sanayi Kalkınma Planı' yürürlüktedir. 1934'te SEKA kağıt fabrikası kuruldu. Şimdi kapattılar. Dünyanın sayılı kağıt fabrikalarında birisiydi. Kayseri'de uçak fabrikasının temelini attılar. 9 yıl sonra Kayseri'de üretilen uçak Ankara'ya indi. 1934 yılından söz ediyorum. Türkiye, uçak üreten devletti. Yoksulluğu aşan, sanayi devrimini yakalayan, kendi uçağını üreten bir devlet vardı. Yoksulluk içinde ama her kuruşun hesabını millete vererek bunu yaptılar. 1937'de uçak üreten dünyadaki 5 ülkeden birisiydik. Eskişehir'de uçak fabrikası vardı. Kapandığı tarihe kadar 112 savaş uçağı üretmişti" diye konuştu.
Tarihimizi bilmiyoruz
CHP lideri Kılıçdaroğlu, tarihin iyi bilinmediğini savunarak, şunları söyledi: "Şimdi buradan bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Ellerini vicdanlarına koysunlar. O dönemde yapılanlara baksınlar. Kendi savaş uçağını yapan ve uçak ihraç eden ülke, nasıl oldu da bu hale düştü? Kimler bu hale düşürdü? Bunu düşünmemiz lazım. Elimizi vicdanımız koyarak bunu düşünmemiz lazım. Türkiye uçak ihraç ediyordu. İhraç ettiğimiz uçakları bilmiyoruz. Uçak ihraç ettiğimizi de bilmiyoruz. İhraç ettiğimiz uçaklardan biri Norveç'te müzededir; ama bizim halkımızın haberi yoktur. Çünkü tarihimizi öğrenmiyoruz. O milli mücadeleyi hangi koşullarda verdiğimizi, sanayi devrimini yakalamak için hangi mücadeleleri verdiğimizi çocuklarımız anlatmıyoruz. Atatürk'ü de anlamıyoruz. Nasıl mücadele verildiğini de anlatmıyoruz. Toplanan paraların nasıl harcandığını anlatmıyoruz. Türkiye muhtaç olsun istiyorlar. Türkiye üretmesin istiyorlar. Türkiye üretimden kopsun istiyorlar. Tıpkı Osmanlı'nın önce üretimden koparılıp daha sonra tutsak hale getirilmesi gibi. 1937, bu tarih de önemlidir. İlk Türk denizaltının Haliç'te omurgasının yerleştirme töreni yapıldı. Uçak yapıyor ama kendi denizaltısının da yapıyor. Nereden nereye savrulmuşuz. Hani bizim bir tek dikili ağacımız yoktu? Bunlar CHP iktidarı döneminde olanlar. Hani biz hiçbir şey yapmamıştık? Bunu söyleyenler tarih bilmiyorlar. Kabahat onlarda değil onlara öğretmeyenlerde kabahat. Bugün 82 milyonuz; ama tarihimizi bilmiyoruz. Neler yaptığımızı, hangi mücadeleler verdiğimizi de bilmiyoruz."
5 konuda çağrı yapıyorum
Türkiye'nin ciddi sorunları olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin bir dış politikası yok. Amerika'nın ve Rusya'nın bir dış politikası var. Pinpon topu gibi Amerika ile Rusya arasında giden bir Türkiye Cumhuriyeti yönetimi var. Suriye'ye girdin, neden? Orta Doğu bataklığına girildi, neden? Gelen Suriyelilere kızıyoruz. Suriyelilerin bir günahı yok ki AK Partili kardeşlerime söylüyorum; Suriyelilerin bir günahı yok ki. Eğer kızacaksan Suriyelileri buraya getirenlere kızacaksınız. Onlar savaştan kaçıp geldiler. Kahramanlık edebiyatıyla neyi elde ettiniz? Hangi başarıyı elde ettik? Buradan yine sorumluluk alarak, bir partinin genel başkanı olarak, Türkiye'ye karşı sorumluluğu olan bir partinin genel başkanı olarak, mevcut yönetime 5 temel konuda çağrı yapmak istiyorum. Madem ki 100'üncü yıldayız, madem ki Sivas'ta ilk kurultayımızın yapıldığı yerdeyiz, madem ki manda burada reddedilmiştir; bize düşen de bu çağrıyı yapmaktır" dedi.
Gelin millete soralım
CHP lideri Kılıçdaroğlu, hükümete yönelik çağrılarını şöyle sıraladı "Kesinlikle ama kesinlikle cumhurbaşkanı, tarafsız olmalı. Bir siyasi partinin genel başkanı, hakim tayin edemez. Referandumsa getirin, soralım millete. En az yüzde 60'ı, 70'i 'Tarafsız olsun' diyecek. Güçler ayrılığı ilkesi; kontrolsüz güç güç değildir. Yanlışı söyleyecek makam yok. Yargı bağımsızlığı; siyasi otoriteye bakıp karar veren yargı olur mu? Devlet yönetiminde şeffaflık; 'şeffaflık' diye bir şey yok. Şehir hastanelerini, havaalanını kaça yaptın? Niye sır oluyor? Yapılması gereken çağrımız şudur. Ekonomik Sosyal Konseyi topla kardeşim. Dertli insanları bir topla, dinle kardeşim. Çiftçi, sanayici ne diyecek? Bir dinle bakalım, ne diyecekler. 'Ben dinlemem' diyor. O zaman bu anayasa değişikliğini neden yaptık biz? Diyeceksiniz ki 'Anayasa mı var bu ülkede?' Usulen de olsa bir anayasa var. Bu konsey anayasada var. 3 ayda bir toplanması lazım, en son 2009'da toplanmış. 2019 yılındayız, 10 yıl olmuş. Dolar bazında verdiğin ihaleleri Türk lirasına çevireceksin. Faturayı vatandaşlar ödüyor, niye Türk lirasına çevirmiyorsun? Büyük samimiyetle dile getirdik. Bunları yaptıkları takdirde ilk biz alkışlayacağız. Hiç kimse asla umutsuzluğa kapılmasın."