Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Ticaret Bakanlığının yeşil mercimekte, gümrük vergisinin sınırlandırılmasına yönelik kararını eleştirdi.
Ticaret Bakanlığının söz konusu uygulamayı ‘Yerli üretimin korunması da göz önünde bulundurularak çiftçilerin üretim motivasyonuna zarar vermeyecek şekilde, hasat dönemi de dikkate alınarak belirlenmiştir’ ifadesiyle kamuoyuna duyurduğunu aktaran CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Mercimeğin anavatanı olan Türkiye’de üretilen mercimekler, dünyanın en kaliteli mercimekleriydi. Buna rağmen uygulanan yanlış tarım politikaları, mercimek üretiminde ülkemizi sorunla hale getirdi” dedi.
ÜRETTİĞİMİZ KADAR İTHAL EDİYORUZ
Mercimek üretimine ilişkin verilerin de paylayan CHP Milletvekili Gürer, “Kırmızı mercimek üretimi 1990 yılında 630 bin ton iken, 2013 yılında 395 bin tona geriledi. 2023 yılında 424 bin ton oldu. Mercimek ithalatı ise geçen yıl üretim kadar gerçekleşti. Yeşil mercimek üretimi ise 1990 yılında 216 bin ton iken, 2023 yılında 22 bin ton, 2022 yılında 45 bin ton ve 2023 yılında 50 bin ton olarak yetiştirildi. İthalat miktarı da yine geçen yıla göre üretim miktarı kadar oldu” hatırlatmasında bulundu.
KANADA, TOHUMUNU BİZDEN ALDIĞI MERCİMEĞİ DÜNYAYA PAZARLIYOR
Mercimeğin tohumunu Türkiye’den alan Kanada’nın, bugün dünyaya mercimek satıyor olmasının düşündürücü ve acı bir gerçek olduğunu belirten Gürer, “Rusya Türkiye için gıda üretim merkezi haline geldi. Son dönemlerde Türkiye, Rusya’dan mercimek ithal etmeye başladı” dedi.
ÇİFTÇİ KAZANMIYOR
Bakanlığın hasat döneminde mercimekle ilgili gümrük vergisinin kaldırılacağını söylüyor olmasını, “Bakan, ya hiç tarımı bilmiyorlar ya da yaşananları izlemiyorlar” sözleriyle yorumlayan CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üretici, mercimekle ilgili gümrük vergisi kaldırıldıktan sonra, o tarlaya tohumu ekmek için hangi keyifle gidecek? Mercimek 2 yıldır, üreticiden 16-19 lira arasında değişen fiyatla alınıyor. Şu an marketlerde kalitesine göre 45 ila 100 lira arasında satılıyor” dedi.
ORGANİK MERCİMEĞİ İHRAÇ EDİP, İÇERİĞİNDE NE OLDUĞU BELLİ OLMAYAN MERCİMEĞİ İTHAL EDİYORUZ
Ülkemizde mercimeğin organik düzeyde yakın üretildiği için kalitesinin daha yüksek olduğuna işaret eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Biz ürettiğimiz organik mercimeğin bir kısmını da yurtdışına ihraç ediyoruz. Dışarıdan da içeriğinde ne olduğunu bilmediğimiz mercimeği ithal ediyoruz. Dışarıdan ithal ettiğimiz mercimekle ülkemizde üretilen organik mercimek arasındaki fark, net bir şekilde görülebiliyor. Yeşil mercimek Orta Anadolu’da, kırmızı mercimek ise Doğu Anadolu’da yetişiyor” diye konuştu.
İTHAL ÜRÜN, ÜRETİMİN DARALMASINA NEDEN OLDU
Üretim alanlarının daralmasının en önemli nedeninin bu ürünlerle ilgili uygulanan yanlış tarım politikalar olduğunu ifade eden Ömer Fethi Gürer, “Neredeyse ürettiğimiz kadar dışarıdan mercimek ithal eder duruma gelmemizi önleminin yolu, ekim alanlarını geliştirip, çiftçinin ürününü maliyetine göre değerlendirip destek vermektir. Çiftçiden ürün çıktığı zaman fiyat artıyor, sonra ithal ürün getiriliyor. Sanayici koruyan, ithalatçıyı destekleyen bir politika izleniyor. İthalat rakamlarının yüksek olması gıda için bir fayda sağlamıyor” diye konuştu.
ÇİFTÇİ SAYISI AZALIYOR
Çiftçilerin üretimden uzaklaştığına dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım Bakanlığına verdiği soru önergesine gelen yanıtta, 2022 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçi sayısı 2.177.880 kişi olarak açıklandı. 167.547 çiftçi sözleşmeli bitkisel üretim yapmış. Ziraat Odasına kayıtlı 5 milyon çiftçi varken ÇKS kaydı yapanların sayısı 2 milyon 177 bine kadar düşmüş. Çiftçi bir yıl ürettiğinden para kazanamazsa farklı ürün arayışına giriyor. Yine kazanamazsa üretimden uzaklaşıyor. Çiftçi 2 yıldır neredeyse aynı fiyatla mercimek ürünü tüccara verebildiği için üretimden uzaklaştı. Bu konuda sıkıntı artabilir” değerlendirmesinde bulundu.
ÇİFTÇİNİN İHTİYACI OLAN GÜBRELERİN FİYATLARI ARTIYOR
Girdi maliyetlerindeki artış devam etiğini belirten Gürer, “Tarım Kredi Kooperatifleri bile gübre fiyatlarını piyasa değerlerinin üzerinde satmaya başladı. Hangi gübreye çiftçinin ihtiyacı var ise o gübrenin fiyatı artıyor. TÜİK de çiftçinin ihtiyacı olmayan gübreyi dikkate aldığı için ortalamayı düşük gösteriyor. Üre gübreye ihtiyaç varken üre gübrenin fiyatı yükseliyor, dap gübreye ihtiyaç varken dap gübrenin fiyatı yükseliyor. Böylede gübre fiyatlarındaki artışın bir kısmı TÜİK eliyle düşük gösteriliyor. Oysa çiftçinin ihtiyacı olan gübrenin fiyatı önemli, çiftçinin bu dönem ihtiyacı olan gübrenin fiyatı son günlerde yine artmaya başladı. Üst gübre atılacak. Üst gübre için genel olarak üre gübre kullanılıyor. O nedenle üre gübrenin fiyatlarındaki artış devam ediyor” şeklinde konuştu.
GÜBRE FİYATLARINA NEDEN MÜDAHALE EDİLMİYOR
Bu konuyu da soru önergesiyle Meclis gündemine getirdiğini aktaran CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “ İlgili bakanlığa verdiğimiz soru önergesinde, Tarım Kredi Kooperatifleri ile Gübretaş arasında imzalanan bayilik sözleşmesi kapsamında fiyatların neden sürekli artığını sordum. Gübre fiyatları geçen yıl şubat ayında 9 bin 450 lira iken ağustos ayında neden 19 bin 250 liraya çıktığının açıklanmasını istedim. Bakan ise soruya doğrudan bir yanıt vermiyor. Sağlanan desteklemeleri anlatıyor. Bakan, Kimyasal gübre kullanımının etkinliğin artırılmaması ve yerli imkanlarla üretilen organik ve orgamineralli gübre kullanımının teşvik edilerek çevre kirliliğinin azaltılması ve topraklarımızın sağlığını koruyarak, sürdürülebilir tarımın devamının sağlanması için gübre desteği verildiğini belirtiyor. Bakanın verdiği yanıtın içeriğinde, şu ana kadar kullanılan gübrelerin çevre kirliliğine neden oluyor deniliyor. Pekiyi bunu kim teşvik etti?
Türkiye’de gübre fabrikaları kamunun elindeyken, bunların özel sektöre devri sonrası, ülkeyi yurtdışından gübre ithal eder duruma kim getirdi?
İran’dan, Mısır’dan, gübre getirilip kullanılması, döviz fiyatlarındaki artış nedeniyle de gübre fiyatlarının da dövize endeksli olarak artmasına neden olmadı mı? Kamunun bu alandan çekilmesi üzerine, üretici sahipsiz bırakılmadı mı?” diye sordu.
TMO, SATTIĞI DEPOLARI KİRALAMAK ZORUNDA KALDI
TMO’nun bu yıl ürün alabilmek için depo, silo ve açık alan kiraladığını anımsatan Gürer, “TMO’nun, ne kadar masraf ettiği, lisanslı depoların bulunduğu il sayısının ne kadar olduğu ve depolardaki ürün miktarını yazılı soru önergesi olarak verdim. Bakan soru önergemize verdiği yanıtta, 2023 yılı hasat döneminde 2 milyon ton TMO deposu, 3 milyon ton lisanslı depolar, 2,5 milyon ton kiralanan depolar ve 6 ,5 milyon ton açık alanlar olmak üzere 14 milyon ton depo kapasitesi oluşturularak kullanıldığını açıkladı. Yani 2006 yılında yapılan uygulamayla TMO’nun Türkiye genelinde çok sayıda silosu, deposu, yok fiyatına satıldı. Geçtiğimiz yıl TMO ürün alımında yer kiralamak zorunda kaldı. Niğde’nin Höyük köyünde olduğu gibi sattığı depoları geri kiralamak durumunda kaldı. TMO ürün aldıktan sonra depolama konusunda da 2023 yılında sorun yaşadı. Tarımda yanlış politikaların uygulanması raftaki ürün fiyatlarının artmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.
GÜMRÜK VERGİSİNİN SIFIRLANMASININ ÇİFTÇİYE BİR FAYDASI YOK
Yeşil mercimek ithalatında gümrük vergisinin sıfırlanmasının ürün fiyatında düşüş sağlamayacağını anlatan Gürer, “Bu durum, vatandaşın daha ucuza ürünü alması anlamına gelmiyor. İthalatçı vurgun yapacak. İthalatta vergi sıfırlanmamalı. Bu durum çiftçiyi üretimden uzaklaştırıyor. İthalat sınırlanmalı, yerli üretim artırılmalı. Ürün çiftçiye hak ettiği değeri bulmalı. 19 liraya çiftçiden alınırken, ithal edilen ürünlerle o ürünün raftaki fiyatının 100 liraya kadar çıkması, o çiftçiye fayda sağlamıyor” dedi.
TÜRKİYE’Yİ İTHAL ÜRÜN CENNETİ HALİNE GETİRDİLER
Gümrük vergisinin sıfırlanması
Tarımdaki sorunların başlıca nedeni liyakatli, bu işi bilen planlamayı oluşturacak, sorunları önceden fark eden bir anlaşın ne yazık ki uzunda süredir yönetimde olmayışın rolü vardır. Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı üzerinden gelen ithal ürünlerle gıda pazarının oluşumunu seyretmektedir. Müdahale etmelidir. Kesinlikle ithalat sınırlandırılıp yerli üretim artırılmalıdır” diye konuştu.