İşte Berat Kandili ibadetleri...
BERÂT GECESİ NAMAZI NASIL KILINIR?
Bu geceye özel olarak kılınan ve yatsı namazından sonra kılınan 100 rekâtlı berat gecesi namazı şöyledir:
Niyet edilirken, niyet ettim bu gecenin hürmetine denilmeli
İki rekât olarak kılınmalı ve her rekâttan sonra selam verilmelidir
Her rekâtta bir Fatiha, 10 İhlas okunmalıdır (güç yetiremeyen 3 veya 5 tane okuyabilir)
100 rekât tamamlanınca salavat çekilmeli ve tövbe istiğfar edilmelidir.
BERAT DUASI TÜRKÇE OKUNUŞU
Bu mübarek gecede berat duası ve Yasin-i Şerif okuyarak ibadete başlanabilir. Akşam namazından sonra üç Yasin okunmalı ve her Yasin’den sonra bir berat duası okunmalı böylece 3 Yasin, 3 berat duası tamamlanmalıdır. İlk Yasin okunmadan önce iyi kullardan olma diye niyet edilmeli, ikinci Yasin okunacağı zaman hayırlı ömür diye niyet edilmeli, üçüncü Yasin’de ise helal rızık niyetiyle okunmalıdır.
Berat duasının Türkçe meali şöyledir:
Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Ey ihsan ve ikram sahibi olan ve kendisine ihsan ve ikram edilmeyen Allah’ım!
Ey Celal ve ikram sahibi olan.
Ey lütfu ve ikramı bol olan.
Sen’den başka ilah yok.
Sen kendine yönelenlerin yardımcısı ve kendine sığınanların eman verenisin.
Korkanların kendisinde emniyet bulduğu yüce Zat’sın.
Allah’ım! Beni katından kovulmuş ve rızkı dar olanlardan kılma.
Allah’ım! Fazl’u ihsanınla benim kötülüğümü ve mahrumiyetimi sil, rızkı bol ve hayırlara muvaffak kullarından yaz.
Şüphesiz en doğru sözlü olan Sen’sin ve dedin ki; Allah dilediğini siler, dilediğini sabit bırakır”. (R’ad/39)
İlahi! Bu mübarek gecede bildiğimiz, bilmediğimiz belaları bizden uzaklaştır, şüphesiz Sen kerem sahibisin.
Allahumme Salli Ala Muhammed ve Ala Ali Muhammed.
BERAT KANDİLİ İBADETLERİ NELERDİR?
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun resmi internet sitesinde yer alan bilgilendirme sayfasında, kandil ibadetleri ile ilgili şu ifadelere yer veriliyor:
"Hz. Peygamber (s.a.s.),bazı mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir (Tirmizi, Savm, 39). Ancak bu gün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadet şeklinden bahsetmemiştir. Bu bağlamda mübarek gün ve geceleri, bağışlanma ve hayatımıza çekidüzen vermek için fırsat anı olarak görmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla müminler kandil gecelerinde, hayatlarının gidişatını gözden geçirmeli; hata ve günahları için tövbe etmeli, dua ederek, Kur’an-ı Kerim okuyup anlamaya çalışarak, kaza veya nafile namaz kılarak bu fırsatları değerlendirmelidirler. Kandil gecelerinin gündüzlerinde yani geceyi takip eden ertesi günde oruç tutmak müstehaptır. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.),“Şaban’ın ortasında (yani berat gecesinde) ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu isteyen…’ der.” (İbn Mace, İkametü’s-Salat, 191) buyurmuştur."
BERAT KANDİL DUASI ANLAMI
“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allah’ım, ey ihsân ve ikram sahibi olan ve kendisine ihsan edilemeyen, ey Celâl ve İkrâm Sahibi, ey lutfu ve ihsânı bol olan, Sen’den başka ilâh yok, sen kendisine ilticâ edenlerin yardımcısı, kendisine sığınanlara emân veren, korkanların kendisinde emniyete kavuştuğu yüce zât’sın. Allah’ım! Beni katında, Ümmü’l-Kitâb’da şakî/kötü veya mahrûm veya kovulmuş veya rızkı dar olarak yazdıysan, Allah’ım fazl u ihsânınla kötülüğümü, mahrûmiyetimi, kovulmamı ve rızkımın az olmasını sil, beni katında, Ümmü’l-Kitâb’da saîd/iyi, rızkı bol ve hayırlara muvaffak olan bir kulun olarak yaz. Şüphesiz Sen Rasûl’ünün lisânı üzere indirilen Kitâb’ında bir söz buyurdun ve Sen’in sözün haktır: «Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sâbit bırakır. Ümmü’l-Kitâb (Ana Kitâb) O’nun yanındadır.»(er-Ra’d, 39) İlâhî! En büyük tecellin ile «Her hikmetli işe kendisinde hükmedilen»(ed-Duhân, 4) ve kesin karar verilen mübarek Şa’bân’ın yarısı gecesinde, bizden bildiğimiz, bilmediğimiz ve Sen’in bildiğin bütün belâları uzaklaştır. Şüphesiz Sen en yüce ve en keremlisin. Allah, Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashâbına salât u selâm eylesin!” (Bkz. Ali el-Müttakî, no: 5090)