Kırşehir'de partilerle buluşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ekonomi üzerinden iktidarı hedef aldı, "Biz boş aldığımız hazineyi dolu teslim ettik. Başımız dik. Kasayı boşaltanlara soruyorum: Vicdanınız sızlamadan nasıl çarçur ediyorsunuz bu milletin kaynaklarını? Har vurup harman savururken hiç mi durup düşünmüyorsunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?" diye sordu.
Babacan'ın açıklamaları şöyle:
"Devlet yönetiminde hangi ilkeleri benimsiyorsak partimizi de buna uygun şekilde büyüteceğiz. Önce kendi kapımızın önünü temiz tutacağız. Adaletten, eşitlikten, şeffaflıktan şaşmayacağız, hesap verebilir olacağız.
Kampanya başlatan küçük ortak, ekonomi ne zaman kötü olsa hükûmetin ortağı. Hatırlayın, milli gelirin üçte biri kaybedilmiş, başbakanlığın önünde yazar kasalar fırlatılmıştı. Bunlar yine hükûmete ortak ve ülkemiz yine derin bir ekonomik krizin içinde.
"DOLU TESLİM ETTİK, BAŞIMIZ DİK"
Biz boş aldığımız hazineyi dolu teslim ettik. Başımız dik. Kasayı boşaltanlara soruyorum: Vicdanınız sızlamadan nasıl çarçur ediyorsunuz bu milletin kaynaklarını? Har vurup harman savururken hiç mi durup düşünmüyorsunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Ekmeği askıya koyduğunuzda, artık bu memleket için, bu ülkenin vatandaşları için yapacak hiçbir şeyiniz kalmamış demektir. Artık çözüm öneriniz bitmiş demektir. Artık gitme vaktiniz yaklaşıyor demektir.
Sokakta vatandaşımızdan en çok "Kurtarın bizi bunlardan artık" sözünü duyuyorum. Genç, yaşlı, emekli, öğrenci fark etmiyor. Erzurum, Karabük, Çorum, Kırşehir fark etmiyor.
"HUKUK DEĞİL CEZAEVİ İNŞA EDİYORLAR"
Tarımda ithalata bağımlı hale geldik. 2003 yılında tarımda ithalat ve ihracat rakamları birbirine yakınken, 2019 yılında 4 milyar dolarlık açığımız oluştu. Hangi ürüne ne zaman, ne miktarda ihtiyaç olduğunu planlamıyorlar. Hiçbir öngörülebilirlik yok.
Hükümet esnafımızı kendi kaderlerine terk etti. Kırşehir'de 270 milyon TL esnafımız için değil, cezaevi inşaatı için harcandı. İstihdam değil, demokrasi değil, hukuk değil cezaevi inşa ediyorlar.
İktidar gençleri tornadan çıkmış aynı insanlar olmaları için tek tipleştirmeye çalışıyor. Fikirlerine, karakterlerine, özgürlüklerine saygı duymuyor. Devletin görevi, gençleri birine benzetmek değil, hayallerini gerçekleştirecek imkanları sunmaktır."