Mehmet Serdar Özdemirci’nin, FETÖ/PDY üyesi suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk celsesi Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanık Özdemirci bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, avukatı hazır bulundu.
Savunmasını yapan Özdemirci, 1997 yılında Hava Kuvvetleri’nde astsubay olarak göreve başladığını, darbe girişimi sırasında İzmir’de tatilde olduğunu ve bu tarihten sonra açığa alındığını söyledi. Gözaltına alınana kadar hakkında hiçbir soruşturma ve dava bulunmadığını, görevine dönmek için beklediği sırada, bir tanığın ifadesi üzerine örgütün haberleşmek için kullandığı ankesörlü telefonla mahrem imamlarla irtibatlı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını belirti.
Sanık Özdemirci, Akın Öztürk’e Diyarbakır’da görev yaptığı sırada şu an Korgeneral rütbesinde bulunan komutanının emri ile atandığını söyledi. Ailevi nedenlerle bu atamayı istemediğini ancak emir nedeniyle kabul etmek zorunda kaldığını iddia etti.
Sanık Özdemirci, hakkında ifade veren tanık U.G.'yi tanımadığını, iddianamedeki ifadelerinin çelişkili olduğunu, futbol hakemliği de yaptığını, Hava Kuvvetleri'nde tanınan biri olduğunu, bu tanık dışında kendisini FETÖ/PDY üyesi olduğunu söyleyen bir kişi daha bulunmadığını ileri sürdü. Mahkeme, bunun üzerine tanık U.G’ye söz verdi.
Tanık U.G., sanık ile Antalya'da görev yaptıkları dönemde tanıştıklarını, zaman zaman örgüt evlerinde birlikte sohbete gittiklerini söyledi. Tanık U.G., sanık Özdemirci ile 2009 yılına kadar aralıklarla sohbetlere gittiğini söylemesi üzerine söz alan sanık, "Sayın başkan; ben 2006 yılında Diyarbakır’a tayin oldum. O tarihten sonra da Antalya’da tatil amacı dışında bulunmadım" dedi. Tanık U.G. bunun üzerine "Tarihleri tam olarak hatırlayamayabilirim" dedi.
Sanık avukatı da tanığın ifadelerinin baştan sona çelişkili olduğunu, bu nedenle sohbete gittiklerini söylediği örgüt abisi ile müvekkili dışında telaffuz ettiği diğer kişilerin tanık olarak dinlenmesini talep etti. Sanık avukatı ayrıca HTS kayıtları incelendiğinde müvekkilinin iddia edildiği gibi örgütün mahrem imamlarıyla ankesörlü telefonlarda ardışık görüşmesinin bulunmadığını da söyledi.
15 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Savcı, sanığın, tanık ifadesi ile ankesörlü telefonla yaptığı ardışık görüşmelerinin örgüt üyesi olduğunu ortaya koyduğunu, bu nedenle 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Sanık avukatı, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre istediklerini, ayrıca müvekkilinin adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesini talep etti. Süre talebini kabul eden mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.