Gazeteci-Yazar Hicran Aygün, Türk basınının önemli isimlerinden biri olarak tanınan ve gazetecilik kariyerinde birçok başarıya imza atan bir isimdi. Kendine has yazım tarzı, gazetecilik alanındaki çalışmaları ve yazdığı kitaplarla tanınan Aygün, yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle hayata veda etti. Hayatı boyunca basın dünyasında aktif rol alan Hicran Aygün’ün yaşamı, kariyeri ve mücadele dolu hikayesi, arkasında bıraktığı izlerle bir kez daha gündeme geldi. İşte Hicran Aygün’ün hayatı ve ölümüne dair merak edilen tüm detaylar…
Hicran Aygün Kimdir?
Hicran Aygün, 1970’li yıllarda Almanya’da dünyaya geldi. Bir işçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Aygün, çocukluğunda zorluklarla karşılaştı. Almanya’da doğmuş olmasına rağmen, ailesinin Türkiye’ye dönüş yapması ile gençlik yıllarını Türkiye’de geçirdi. Hicran Aygün, küçük yaşlarda edebiyata ve yazıya olan ilgisini keşfetti ve bu tutkusunu gazetecilik kariyerine dönüştürmek için adımlar attı.
Gazetecilik mesleğine olan sevgisi ve toplumsal konulara duyduğu derin hassasiyet, onun kısa sürede medya sektöründe tanınan bir isim haline gelmesine yardımcı oldu. Hicran Aygün, özellikle kadın hakları ve toplumsal adalet konularına dair yazılarıyla dikkat çekiyordu.
Gazetecilik Kariyerine Nasıl Başladı?
Hicran Aygün, gazetecilik kariyerine 1990 yılında Boyut Yayınları’nda başladı. Çalışma disiplini ve kalemiyle kısa sürede adından söz ettiren Aygün, ardından Türkiye’nin önde gelen gazetelerinde görev aldı. Aydınlık, Akşam, Radikal, Yeni Yüzyıl, Sabah, Takvim, Star ve Yurt Gazetesi gibi medya kuruluşlarında yazı işleri müdürlüğü, haber koordinatörlüğü ve yayın koordinatörlüğü görevlerini üstlendi.
Hicran Aygün’ün gazetecilik kariyerindeki en dikkat çekici yönlerinden biri, ele aldığı konular ve yazdığı çarpıcı yazı dizileriydi. 2009 yılında tersane işçileriyle ilgili hazırladığı yazı dizisi sayesinde hem işçilerden hem de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Tuzla Şubesi’nden “En İyi Kadın Gazeteci” ödülünü kazandı.
Hangi Ödülleri Aldı?
Gazetecilikteki başarılarıyla dikkat çeken Hicran Aygün, yalnızca 2009 yılında değil, 2010 yılında da başarılarını taçlandırdı. Türkiye’de çocuk ve kadın haklarına yönelik duyarlılığıyla bilinen Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon ve Eğitim Vakfı (ZEREV) tarafından “Yılın En İyi Kadın Gazetecisi” ödülüne layık görüldü.
“Kanlı Kontesler” Kitabı ve Etkisi
Hicran Aygün, gazetecilik kariyerinin yanında yazarlık yönüyle de ön plana çıkan bir isimdi. Yazdığı “Kanlı Kontesler” kitabıyla büyük bir etki yarattı. Kitapta, bir kadının cinayete iten nedenleri araştırmak için derinlemesine bir inceleme yaptı. Toplumsal gerçekleri gözler önüne seren bu eser, okurlar tarafından büyük ilgi gördü ve ses getirdi.
Kitapla ilgili Hürriyet Gazetesi’nden Ayşe Arman’a verdiği bir röportajda Aygün, “Kadınların cinayete itilmesinin ardındaki psikolojik ve toplumsal nedenleri araştırmak istedim” diyerek bu eserin arkasındaki amacını dile getirmişti.
Hicran Aygün Neden Öldü? Hastalığı Neydi?
Hicran Aygün, uzun bir süredir kanser hastalığı ile mücadele ediyordu. Yaşamının son yıllarında tedavi görmesine rağmen, hastalığın ilerlemesi nedeniyle 18 Aralık 2024 tarihinde hayata veda etti.
Kanserle mücadelesi sırasında Aygün, sevdiklerinden ve okurlarından büyük destek aldı. Ancak bu zorlu hastalık, onun yaşamını elinden aldı. Ölümü, basın dünyasında büyük bir üzüntü yarattı ve onun çalışmaları bir kez daha gündeme taşındı.
Hicran Aygün’ün Özel Hayatı ve İsmi ile İlgili Hikayesi
Hicran Aygün, hayatındaki zorlukları ve isim hikayesini verdiği röportajlarda açık yüreklilikle paylaşmıştı. Almanya’da dünyaya geldiğinde babasının cezaevinde olduğunu, en yakın arkadaşının adı olan Hicran’ın ailesi tarafından ona verildiğini anlatmıştı.
Hicran isminin anlamındaki hüzün, onun yaşam hikayesi ile uyumlu bir şekilde bir araya geliyordu. Aygün, bir röportajında “Hicran adı bana uyuyor çünkü hayatım boyunca zorluklarla mücadele ettim” diyerek isminin kendi hayatındaki anlamını ifade etmişti.
Kızı Veda’nın adı ise yine bir hüzün hikayesini barındırıyordu. Hicran Aygün, kardeşini çok sevdiğini ve onun isteğiyle kızına “Veda” ismini verdiğini belirtmişti. Ancak kardeşi, kızı dünyaya geldikten kısa bir süre sonra kanser nedeniyle hayatını kaybetmişti.
Hicran Aygün Nereli ve Kaç Yaşındaydı?
Hicran Aygün, aslen Türk kökenli olup Almanya’da dünyaya gelmiştir. 50’li yaşlarının sonunda olan Aygün, gazetecilikte geçirdiği yıllar boyunca topluma katkı sağlayan bir birey olarak iz bıraktı.
Hicran Aygün’ün Cenazesi ve Defin İşlemleri
Hicran Aygün için cenaze töreni, İstanbul Hürriyet Mahallesi Cengiz Topel Camisi’nde öğle namazını müteakip düzenlendi. Aygün’ün naaşı, Hasdal Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törene ailesi, dostları, meslektaşları ve okurları katıldı.
