Dava dosyasından derlenen bilgilere göre, B.S, 3 Aralık 2022'de İstanbul Aile Mahkemesince bir dosyaya bilirkişi olarak atandı ancak bu kişi, hazırlaması gereken raporu zamanında mahkemeye teslim etmedi.
Davanın taraflarından A.B'nin avukatı aracılığıyla şikayetçi olduğu bilirkişi hakkında "görevi kötüye kullanmak" suçundan dava açıldı.
Aleyhindeki dava kapsamında savunma yapan B.S, eşinin kanser tedavisinin sürmesi nedeniyle işlerinde gecikme yaşandığını ve en kısa sürede evrakı teslim edeceğini belirtti. Sanık, mahkeme sürecinde de evrakı, bir yıla yakın süre geçmesine rağmen dava dosyasına sunmadı.
Davayı karara bağlayan mahkeme, raporunu zamanında teslim etmeyen bilirkişiye, ilgili İstanbul Aile Mahkemesince 10 Temmuz 2023'te ihtarda bulunulduğunu hatırlatarak, teslim edilmeyen evrakla ilgili "görevi ihmal" suçunun oluştuğuna hükmetti.
Mahkeme, "görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olmak" suçundan sanığı 1 ay 26 gün hapisle cezalandırıldı.
Sanığın geçmişte kasti bir suç işlemediğini dikkate alan mahkeme, bu hükmün açıklanmasını beş yıllık denetim şartıyla geri bıraktı.
"Bilirkişi, haklı bir nedeni varsa bunu bildirmeli"
Dava ve bilirkişilik göreviyle ilgili değerlendirmede bulunan avukat Aykut Bayrakcı, bilirkişilerin Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Bilirkişilik Kanunu ve Bilirkişi Yönetmeliğine göre faaliyet gösterdiğine vurgu yaparak, bilirkişinin görevi kabulden kaçınması için haklı bir nedeni varsa, bir hafta içinde bunu bildirmesi gerektiğini dile getirdi.
Yapılan uyarıya rağmen raporu zamanında hazırlayıp sunamayan bilirkişilerin davada taraf olan şahısların mağduriyetine yol açtığını da aktaran Bayrakcı, ihmalde bulunan kişinin Türk Ceza Kanunu'nda tanımlı, "görevi ihmal" suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alabileceği ve bilirkişi listesinden çıkarılabileceği uyarısında bulundu.