Tüketiciyi Koruma Derneği, 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü nedeniyle Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP’nin adayı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu, TİP’in adayı Bilge Seçkin Çetinkaya, Dem Parti'nin Adayı Elif Tokay Öztürk ve BTP’nin Adayı D. Nazlı Vesek katıldı. Basın açıklaması öncesi konuşan Tüketiciler Konfederasyonu ve Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal, birçok kişinin kendilerine “Sizin işiniz gücünüz yok mu? Hakkı ihlalleri, tüketici hakları deyip duruyorsunuz. Siz bu toplumun delisi misiniz?” diye sorduğunu söyleyerek, “Çünkü biz çocuklarımıza yaşanabilir yeşil bir çevre bırakmak istiyoruz. Çünkü biz bugünün bize emanet olduğunu biliyoruz. Çünkü biz kurum ve kuruluşlardan temsil hakkımızı almak, tüketicilerin uğradığı tüm hak ihlalleri için mücadele ediyoruz. Evet dostlar biz bu toplumun tüketici aktivistleri ve dernekleri olarak aynı zamanda da galiba delileriyiz” dedi.
Çözüm önerimiz var
Tüketici derneklerinin muhalif olarak addedildiğini, oysa çözüm önerileri ile birlikte mücadele ettiklerini söyleyen Koçal, yoksulluğu yok edecek politikalar ve bu politikaları hayata geçirecek siyasiler istediklerini ifade etti. Koçal, “Bu toplumun delileri hak, hukuk, adalet istiyor” diyerek, yaklaşan yerel seçimlerden de bahsetti. 31 Mart seçimlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Aziz Koçal, tüketicilerin yaşam alanlarını yönetmeye talip olanlara seslenerek, “Bizler yeşilin betonlaştırıldığı, devasa yükseklikteki binalarda yaşamak istemiyoruz. Bizler ayaklarımız toprağa bassın istiyoruz. Yağmur yağdığında suyu toprak çeksin istiyoruz. Yaşadığımız alanlarda yıllarımızı beraber geçirdiğimiz komşularımızla birlikte yaşamak, kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüm istemiyoruz” çağrısını yaptı.
Tüketici yok oldu
TÜKODER Bakırköy Şube Başkanı ve Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Sekreteri Oya Erakıncı ise yaptığı açıklamada, “Tüketicinin sadece ismi kaldı, kendisi; Enkaz altında kaldı, göçük altında kaldı, sorumlusu olmadığı ekonomik krizin altında kaldı. Kısacası derin yoksullukla yaşam mücadelesi veren tüketici tükendi yok oldu. Yüzyılın en büyük felaketlerini yaşayarak açlık ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren tüketici, verilen tüm vaatlere rağmen unutuldu ve sorunları ile baş başa kaldı. Her zaman olduğu gibi bilimin yerine rantın öne çıktığı ülkemizde depremin adı ölüm olmuştur. Liyakatsizliğin, denetimsizliğin adı da KADER olmuştur. Tüketiciler sağlıklı güvenilir ekonomik gıdaya ulaşım sorunu yaşamaktadır. Bu kriz her geçen gün büyümektedir. Merdiven altı gıda üretimleri, taklit ve tağşiş ürün satışları çoğalmış olup tüketicinin sağlığı ciddi tehlike altında kalmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli denetimleri yapmamakta, yaptıklarının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşmamaktadır” dedi.
Faturayı biz ödüyoruz
Türk-İş'in şubat ayı verilerini açıklayan Erakıncı, “Açlık sınırı 16 bin 257 TL. Yoksulluk sınırı 52 bin 955 TL. Yaşanan her türlü krizin faturasının tüketiciye ödetilmesi artık alışkanlık haline gelmiştir. Marketlerde her gün etiket değişmekte, çarşı pazarda tezgahların yanından geçilememektedir. Zamlar geldikçe ÖTV ve KDV artmakta olup tüketicinin tüketimden kaynaklı yükü artmaya ve tüketici yolunacak kaz görülmeye devam edilmektedir. Tüketici tüketemeden tükendi. Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan tüketici örgütleri, tüketiciler için dijital çağda tüketici sorunları ile, yapay zekanın tüketici üzerinde yaratacağı olumsuz sorunlara çözüm politikaları üreterek farkındalık oluşturma çalışmaları yaparken, Türkiye’deki tüketici örgütü olarak bizler; evrensel hakkımız olan Temel ı̇htiyaçlarımızın karşılanma hakkımızın karşılığını bulması için, yetkilileri harekete geçirmek, kamuoyu yaratmak için zamlar, açlık ve yoksulluk ile mücadele çağrısı yapmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
Uçuk kiralara dikkat!
“Barınma hakkımız yok olmuş, sağlıklı güvenilir konutlara ulaşamıyoruz” diyen Erakıncı, “Başımızı sokacak ev kiraları asgari ücret tutarı kadar olmuş, bir aile kalabilecek konutlarda ikişer üçer aile kalmaya başlamıştır. Yaklaşan deprem nedeniyle kentsel dönüşüm projeleri rantsal dönüşüm projelerine dönüşmüş, tüketiciler yerleşik yerlerinden uzaklaştırılarak, merkezi yerlerdeki kentsel dönüşüm rezerv alan düzenlemesi ile rantçıların önündeki uzayan mahkeme süreçlerinin önü kesilmeye çalışılmaktadır. Ve her yıl olduğu gibi, 2024 yılında da zamlar, yoksulluk ve açlıkla mücadele ettiğimiz için, barınma, sağlıklı ekonomik gıdaya ulaşım, sağlıklı çevrede, güvenilir konutlarda yaşam hakkımızı sağlayamadığımız için kısacası evrensel haklarımızın karşılığı olmadığı için 15 Mart Dünya Tüketici Hakları gününü kutlayamıyoruz” ifadelerini kullandı.
ŞİRKETLERİ DEĞİL HALKI DÜŞÜNÜN!
Barınma sorununun çözülmesini isteyen TÜKODER Bakırköy Şube Başkanı ve Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Sekreteri Oya Erakıncı, “Artık bizde 15 Martlarda dünyadaki tüketici örgütleri gibi dijital çağda tüketici sorunları konusunda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, yapay zekanın tüketicilere etkilerini tartışmak istiyoruz. Bu nedenle ülkenin gündeminden yoksulluk ve açlık sorununu çıkarın, barınma sorununu çözün. Elektrik doğalgaz vb. gibi bazı hizmetlerin kamusal hizmet olarak verilmesini sağlayın. Yıllardır ülkeye hizmet vermiş emeklilerin, asgari ücretlilerin, kısacası yoksulluk ile mücadele eden vatandaşlarımızın alım gücünü arttıracak yaşam kalitesini yükseltecek ücret/maaş güncellemelerini acilen yapın. Tüketici yanlısı politikalar oluşturun, tüketicilerin örgütlenmesini engellemeyin, tüketicilerin temsil hakkını kullandırın. Şehirlerin, ormanların, koruların, dağların, ovaların, meraların, yaylaların talanına son verin. Betonlaştırmadan vazgeçin, Suyumuzu özgür bırakın, suyumuzu zehirlemeyin. Tarım arazilerine göz dikerek ranta kurban etmeyin. Küresel şirketleri, doların yeşilini değil, halkı düşünün. Çevreyi, halk sağlığını zehirleyen maden ocaklarını kapatın. Depreme karşı can kaybını asgariye indirecek, tedbirleri derhal alın, bu konuda bilimin sesine kulak verin ve meslek odaları ile işbirliğini geliştirin. Tüketicinin can ve mal güvenliği ile güvenli konutlarda barınmasını sağlayın. Ayıplı bina üretenlerden tüketicinin maddi kaybının karşılanmasını sağlayın. Kusurları nedeniyle can ve mal kaybının artmasına neden olanlardan hukuk önünde gerekli hesap sorulsun. Yaşanan konut krizinin kaldırılması için yabancılara konut satışını durdurun” çağrısını yaptı.