Selimpaşa Topatan Kavunu ve Bamya Festival alanında Doğal Kent Silivri pazarının, Silivri Kent Konseyi Üreten Kadınlar ve el emeği stantları açarken, Selimpaşa Epivates Bigados Derneği mahallenin tarihi fotoğraflarının yer aldığı bir sergi açtı. Yıllardır süre gelen bir geleneği hep birlikte yaşatmanın ve bu güzellikleri ileriye taşımanın kendilerini çok mutlu ettğini belirten Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, "Topatan Kavunu ve Bamya son derece kısıtlı, sezonu kısa ve kıymetli ürünlerimiz. Türkiye’mizin üretim anlamında paha biçilemez zenginlikleri var. Maalesef bu ürünlerimizin üzerine eğilmediğimiz için ülkemiz yakın bir gelecekte kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olma statüsünü kaybetmiş durumda olacak ve hatta açlıkla karşı karşıya kalma tehlikesiyle burun buruna yaşayacağımızı üzülerek söylemek istiyorum. Bunu sadece ben değil, bu konuyla ilgili kafa yoran onlarca bilim insanı sürekli olarak dile getiriyor. Maalesef toprakları sürekli rant baskısı altında ezilen, maydanozun tohumunu bile ithal eden bir ülke olduk" diye konuştu.
Tarımsal sit alanı olmalı
İstanbul’un yanı başında, betona ve demire direnen bir kent durumunda olduklarını vurgulayan Işıklar, "Tam da bu noktada festivallerimiz ile üretimi destekleyerek, kendi tohumunu korumak, marka ürünlerini, zenginliklerimizi ortaya çıkararak çocuklarımıza gelecekte bu toprakları korunmuş bir şekilde miras bırakmak isteyen ve bunun için Tarım Kolejini hayata geçiren bir kent, bir belediyeyiz. Silivrimizin neredeyse asırlık ürünü Selimpaşa Mahallemizde yetişen Topatan Kavunumuz. Bu kavunumuz sadece bu bölgede, bu coğrafik şartları altında, denizin eksi kotunda bulunan kumsal topraklarda, tuzlu suyla yetişerek bu lezzetini ve aromasını elde ediyor. O bu bölgeye has özellikleriyle var olan bir ürünümüz. İşte sadece bu özellikleriyle ünlenmiş ürünlerin yetiştiği topraklar özeldir. Bunun için her zaman dile getirdiğim bir konuyu tekrar burada söylemek istiyorum. Ayasofya nasıl Tarihi Sit Alanı ise kentimizin bu toprakları da Tarımsal Sit Alanı olmalıdır. Kadıköy’ün Karpuzu, Değirmenköy’ün Domatesi, Selimpaşa’nın Bamyası ve Kavunu, Silivri’nin Yoğurdu. Şimdi ise Silivri’nin Lavantası ve Adaçayı ile bu kent, bu Allah vergisi bereketli topraklara sahip Silivrimiz bir tarım kentidir" şeklinde konuştu.
Akıllı tarımı planlıyoruz
İnovatif ve ürettikleriyle farklılık yaratan, mahsulü ile kazançlı bir tarımı projelendirmek için çalıştıklarını söyleyen Işıklar, " Akıllı tarımı, kent ve kent çevresi tarımını planlıyoruz. Okullarını kurarsanız, üniversitelerini kurarsanız, işin içine teknolojiyi katarsanız topraklarınızı korur, bu konuyla ilgili hizmet sektörlerini geliştirir ve kenti refaha ulaştırabilirsiniz. Bu şekilde kentinizi betona teslim etmez ve kent rantını eşit bir şekilde paylaştırırsınız. Bir karış toprağı olmayan İsrail’in, dünyaya kanser ilacı satan firmasından aynı zamanda tohumda alırsanız sağlıklı bir geleceği inşa edebilir misiniz? Tohumu satan firmanın, tarım ilacı satan firmanın, aynı zamanda da kanser ilacı üreticisi olması sizce tesadüf mü? İşte bu noktada artık biraz daha bilinçli olmamız lazım. Tarımımızı geliştirmezsek, tohumumuzu üretemezsek, o bir karış toprağı olmayan ülkelere milyarlarca liramızı akıtırsak geleceğimizi de karartmış oluruz" ifadelerini kullandı.
Geleceğimizi karartmayacağız
Işıklar, tüm bu nedenler ve bilinç ile çalışmaya devam edeceklerinin aktararak, "Bizler bu kente ihanet etmeyeceğiz. Bu kentte yaşayanlar başlarını gökyüzüne kaldırdığında beton blokları değil, güneşi görmeye devam edecekler. Osmanlı imar anlayışında “Komşunun rüzgârını kesme, güneşini kapatma” der. Bugün geldiğimiz bu noktada geçmişimizin her şeyini örnek almak için heveslenenler, kentlerinde bu imar anlayışını neden görmezden geliyor ve bu olmazsa olmaz maddeyi örnek almıyorlar. Biz geleceğimizi karartmayacağız. Yıllardır arkadaşlarımız ile bu kenti yaşanabilir olarak tutmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. O sebeple bu festivallerimizi yapıyoruz. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz. “Aktarmak Gelişmektir.” Biz geçmişimizin değerlerini yaşatarak, geleceğimizi de koruyup, var olacağız. Biz bu toprakların kiracısı değil ev sahibiyiz ve birbirimizin ötekisi değil, tamamlayıcısıyız. Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, hoşgörü ve kardeşlik içerisinde bu topraklarda yaşayacağız" dedi.
FATMA SARIBIYIK YILDIRIM