Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
10°
Ara
Damga Gazetesi Yerel Haberler Muhtar, bakkalın veresiye defterindeki borçları ödedi

Muhtar, bakkalın veresiye defterindeki borçları ödedi

Osmanlı'da, ramazan ayı gelince zenginler esnafı dolaşır, "zimem defteri" denilen borç defterinin bir kısmını veya tamamını satın alırdı.

KAYNAK: DHA
Okunma Süresi: 4 dk

Memet Can YEŞİLBAŞ/BURSA, (DHA)- BURSA'da eski muhtar İsmail Yetim (65), Osmanlı'da ramazan ayında, zenginlerin esnafı dolaşarak, "zimem defteri" denilen borç defterinin bir kısmını ya da tamamını satın alması geleneğini yaşatarak, bayram öncesi, mahalle bakkalının veresiye defterindeki borçları ödedi. Trabzon'daki fındık bahçesinin geliri ile arife günü 15 kişinin, 14 bin 250 liralık bakkal borcunu ödeyen ve ayırdığı 50 bin liralık bütçe ile Ramazan Bayramı boyunca, bakkal borçlarını ödemeye devam edeceğini söyleyen Yetim, "Benim soyadım Yetim. Ben yetim değilim, ancak soyadım her zaman yetimlere ve ihtiyacı olan kişilere yardım etmemi ilke edinmemi sağlamıştır. Borçlu olan vatandaşların, bir bayram hediyesi olarak kabul etmesini rica ediyorum. Fındığın parası değil, ağacının kökü bile hepsine helal olsun" dedi.

Osmanlı'da, ramazan ayı gelince zenginler esnafı dolaşır, "zimem defteri" denilen borç defterinin bir kısmını veya tamamını satın alırdı. Ne zengin kime yardım ettiğini ne de fakir kimin yardım ettiğini bilirdi. Yüzyıllar öncesine dayanan bu gelenek, Ramazan Bayramı arifesinde, Bursa'da hayat buldu. Osmangazi ilçesine bağlı Dikkaldırım ve Hüdavendigar mahallelerinin eski muhtarı İsmail Yetim, memleketi Trabzon'da yetiştirip sattığı fındıkların geliri ile Dikkaldırım Mahallesi'nde bulunan bir bakkalın veresiye defterindeki borçları ödedi. Arife günü 15 kişinin, 14 bin 250 TL'lik borcunu ödeyen Yetim, Ramazan Bayramı öncesinde ihtiyaç sahiplerinin yükünü hafifleterek, bu şekilde bir bayram hediyesi vermek istediğini söyledi. Yetim, "Ben aslen Trabzonluyum ve 60 yıldır Bursa'da yaşıyorum. Dikkaldırım Mahallesi'nde yıllarca muhtarlık yaptım. Ben Bağ-Kur'dan emekli olan birisiyim. Burası bizim yıllardır yaşadığımız mahalle bakkalımız. Bakkalımıza borcunu ödeyemeyecek durumda olan, mahalle sakinlerinin borcunu ödemek için geldik. Benim yüksek bir gelirim yok. Memleketten benim payıma düşen fındık gelirimi, veresiye almış ve ödeyemeyen vatandaşlara vakfetmek istiyorum" diye konuştu.

'SOYADIM YARDIM ETMEYİ İLKE EDİNMEMİ SAĞLIYOR'

İmkanları dahilinde insanlara yardım etmek istediğini ve bu davranışı ile de maddi durumu iyi olan kişilere örnek olmayı amaçladığını ifade eden Yetim, "Yardımın gizli yapılması gerektiğini biliyorum. Ben yardım ettiğim kişileri tanımıyorum ve tanımak istemiyorum. Onların beni tanıması önemli değil. Ancak benim onları tanımamam gerekiyor. Onların beni görerek, mahcup olmalarını istemiyorum. Bu yardımın bir örnek teşkil etmesini amaçlıyorum. Maddi durumu olan kişileri teşvik etmek istiyorum. Ben bundan sonra da imkanım el verdiği sürece, insanlara yardım etmeye devam edeceğim. Benim soyadım Yetim. Soyadım bana her zaman bir şeyler hatırlatıyor. Ben yetim değilim ancak soyadım her zaman yetimlere, maddi durumu olmayanlara yardım etmemi ilke edinmemi sağlamıştır. Soyadım bana insanlara yardım etmem gerektiğini hiçbir zaman unutturmuyor. Her zaman şefkat ve yardım göstermeyi ilave olarak arzu ettiriyor" dedi.

'FINDIĞIN PARASI DEĞİL, AĞACININ KÖKÜ BİLE HELAL OLSUN'

Muhtarlık yaptığı süre boyunca, insanların yaşadığı maddi sıkıntılara şahit olduğunu belirten İsmail Yetim, 50 bin liralık bir bütçe ayırdığını ve Ramazan Bayramı süresince, ihtiyaç sahiplerinin bakkal borcunu ödeyeceğini belirterek, şöyle konuştu:

"Ben yıllarca ticaret yapmış birisi olarak, insanları iyi tanıdığımı düşünüyordum. Muhtarlık görevine başladığımda, insanları tanımadığımı öğrendim. Kapalı kapalar arkasında, yardıma muhtaç çok fazla insan var. Şu an 14 bin 250 lira buradaki bakkala ödedik. Başlangıcı buradan yaptık. Birkaç bakkalımız daha var, onları da ziyaret edeceğiz. Bu süreçte 50 bin lira gibi bir meblağ önümüze çıkacaktır. Hem bakkalımızın mağduriyetini gideriyoruz hem de borçlu olan vatandaşların, bir bayram hediyesi olarak kabul etmesini rica ediyorum. Fındığın parası değil, ağacının kökü bile hepsine helal olsun."

'BİZ DE MAHALLE ESNAFI OLARAK AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Dikkaldırım Mahallesi'nde 32 yıldır bakkal olan Şerif İşleyen (55) ise İsmail Yetim'in, Osmanlı geleneğini yaşatan davranışıyla, sadece ihtiyaç sahiplerine değil, ayakta kalma mücadelesi veren küçük esnafa da destek olduğunu söyleyerek, "İsmail Yetim, bu mahallenin ilk kurucu kişilerinden biridir. Uzun süre mahalle muhtarlığı yapmıştır. Kendisine yardımlarından dolayı teşekkür ediyor, insanlara örnek olmasını temenni ediyoruz. Veresiye defterinde, borcunu ödeyemeyecek durumda olan kişilerin borçları ödendi. Ödeyebilecek durumda olanlar, zaten borçlarını ödüyor. Biz de mahalle esnafı olarak hem ayak kalmaya çalışıyor hem de insanları geri çevirmemenin mücadelesini veriyoruz. 15 kişinin toplamda 14 bin 250 lira borcu ödenmiş oldu" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *