Kanal İstanbul'a karşı gerekirse direnecekler

Ulaştırma Bakanlığı tarafından geçtiğimiz ay açıklanan “Kanal İstanbul” Projesi ile ilgili görüşlerini gazetemize değerlendiren 350 haneli 1600 nüfuslu Sazlıbosna Mahalle Muhtarı Oktay Teke, “Genel anlamda “Kanal İstanbul” Projesine karşı olmadıklarını belirterek gazetemize konu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hükümet yetkililerine önemli mesajlar veren Teke, “Türkiye’nin menfaatleri ve çıkarları doğrultusunda bu kanalın yapılması gerekiyorsa yapılmasını isteriz. Biz Sazlıbosna halkı olarak prensipte karşı değiliz” dedi.

Mağduriyet istemiyor
Teke, kendilerinin Sazlıbosna'ya 1862 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yerleştirildiklerini belirterek 1862 yılından beri bu topraklarda yaşadıklarını dile getirdi. 1994-1996 yılları arasında Sazlıdere Barajı'nın yapımı sırasında DSİ tarafından yapılan kamulaştırmalarda köylünün mağdur edildiğini belirten Oktay Teke, yapılacak olan “Kanal İstanbul” Projesi öncesinde kamulaştırmalarda köylünün mağdur edilmemesini istedi.

Rantı köylümüz yesin!
Prensipte Kanal’ın yapılmasına karşı olmadıklarının altını çizen Muhtar Teke, önemli uyarılarda bulunarak şöyle dedi; “Şayet burada bir rant varsa buradaki rantı “rantiyeciler” değil köylünün yemesi gerekir. Kamulaştırma konusu ile ilgili çok fazla bir bilgiye sahip değilim. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, Başbakan Binali Yıldırım’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanı ile Ulaştırma Bakanı ve TOKİ Genel Müdürlüğü'nden  “Kanal İstanbul” ile ilgili ne gibi bir yöntem izleneceği konusunda bilgilendirme bekleriz. Mahallenin geleceği hakkında çok fazla bir bilgiye sahip değiliz. Anladığım kadarı ile Kanal İstanbul’un geçeceği en önemli üç mahalle olan Sazlıbosna Mahallesi ile Dursunköy ve Baklalı Mahalleleri'nin tamamen Kentsel Dönüşüm projesi adı altında kaldırılacağını, yerine devasa binaların ve yalıların yapılacağını tahmin ediyoruz.”

Biz bu projenin neresindeyiz?
Mahalle halkının çıkarlarını korumakla yükümlü olduğunu da söyleyen Teke, “Sazlıbosna Mahallesi'nde yaşayan insanların hak ve çıkarlarını korumakla görevliyim. Yapılacak kanal öncesi ne gibi bir kamulaştırma yönteminin izleneceği konusunda bilgi almak isteriz. En önemlisi de biz bu mahallede yaşayan insanların durumu ne olacak, sahip olduğumuz topraklar ne olacak? Biz bu projenin neresindeyiz?” diye sordu.

Arnavutköy birlik olacak
Ellerinde bulunan toprakların ve konutlarının haksız bir şekilde kamulaştırılarak bölgede yaşayan insanların mağdur edilmemesi için devletin gerekli her türlü önlemi alması gerektiğini savunan Oktay Teke, isteklerinin sadece kendi mahallesi olan Sazlıbosna için geçerli olmadığını kaydederek, Kanal’ın geçeceği alanda bulunan Dursunköy, Baklalı, Sazlıbosna hatta Çilingir köylerinin halkı içinde geçerli olduğunu dile getirdi. Teke, “Şayet bu köylerde ve mahallelerde yaşayan halkımız mağdur edilirse köylü olarak bu sefer kanalın yapılmaması için direniriz” ifadesini kullandı.

Hakları gasp ettirmeyiz
Sazlıbosna’da yaşayan halkın yüzde 40’ının tarım ile çalıştığını belirten Oktay Teke, Kanal İstanbul Projesi'nin hayata geçmesi ile bölgede tarım arazisinin kalmayacağını ve çiftçiliğin biteceğini, hayvancılığın biteceğini belirterek, bu köylerde yaşayan insanların ne işle meşgul olacaklarını bilmediklerini, bu insanların hayatlarını nasıl kazanacakları hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Bu köylerde yaşayan insanların çocuklarına devlet tarafından istihdam sağlanması gerektiğini savunan Teke, “Devletin bu konuda mutlaka plan yapması lazım. Köyde yaşayan insanların haklarının rantiyecilere yem edilmemesi için her türlü çabayı sarf edeceğiz. Köy merkezindeki yerleşik binalara karşılık devlet tarafından da bina verilmesini istiyoruz” dedi. ORHAN ŞİMŞEK