SÖYLEŞİ: İLKER ERGÜR- İBB Başkan Danışmanı Dr. Mehmet Çakılcıoğlu Damga'ya konuştu.
Sanayi ve iş dünyası temsilcileri ile gerçekleştirdiğimiz röportajlarımızın bu ayki konuğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Dr. Mehmet Çakılcıoğlu. Beylikdüzü’ndeki görevi ardından yeniden İBB’ye dönen Çakılcıoğlu, 3 yıldır ‘Sanayi ve Ticaret Platformu’nun koordinatörlüğünü yürütüyor. Üretim, ihracat, istihdam odaklı çalışan işletmelerin İBB ile daha yakın, daha sıcak bir ilişki içinde hareket etmesi için oluşturulan platformun hedef ve çalışmalarını, İstanbul Planlama Ajansı’nın Florya’daki kampüsünde ziyaret ettiğimiz Dr. Mehmet Çakılcıoğlu’ndan dinledik. Çakılcıoğlu, aynı zamanda İBB’yi temsilen İstanbul Sanayi Odası meclis üyesi.
Sanayi ve Ticaret Platformu ne zaman kuruldu?
1989’da turizm planlaması üzerine doktora yaptığım dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde şehrin planlanmasıyla ilgili çalışmak üzere göreve başladım. 2014-19 arası Beylikdüzü Belediyesi’nde Ekrem İmamoğlu’nun başkan yardımcısıydım. Beş yıl dolu dolu ve çok keyifli bir çalışma dönemim oldu Beylikdüzü’nde. 2019 sonrası da başkan danışmanı olarak tekrar İBB’ye dönmüş oldum. Sanayi ve ticaret platformu da bu yeni dönemde oluşturuldu. Sanayi ve iş dünyasının belediyede, bürokraside bir karşılığı, bir müdürlüğü, bir masası yoktu. Temel amaç buradaki eksikliği gidermek, koordinasyon sağlamak ve iş dünyasıyla İBB arasında bir iletişim köprüsü kurabilmek.
Ortak bir vizyon
Belediyelerin resmi olarak hazırladığı stratejik planlar vardır her müdürlük bu planda 1 yıl sonra yapılacaklara yer verir ve belediye başkanına sunulur. Sanayi ve iş dünyasıyla ilgili bir müdürlük olmadığından, hiyerarşide yukarı çıktıkça sanayi ve iş dünyasına dair planlar azalır. Çünkü bununla ilgili vazifelendirilmiş bir müdürlük yoktur. Başkanın önüne sanayiyle ilgili bir vizyon koyabilecek kurumsal bir altyapı boşluğu var. Eski bir bürokrat olarak 1980’den beri yapılmış büyük ölçekli planların çalışmalarında bulundum. Planlar yapılırken kamu, örneğin üniversitelerden görüş alınıyor ama iş dünyası bu sürecin dışında kalıyor. Oysa ki sanayinin, üretim ve ticaretin dinamikleri ve beklentileri çok farklı. Başkan İmamoğlu ile yaptığımız değerlendirmede gördük ki, iş dünyasıyla yapılan görüşmelere gerekli özen gösterilmemiş, derinlemesine analiz yapılmamış, ihtiyaçlar doğru tespit edilmemiş. Oysa ekonomini nerdeyse yarısını kontrol eden, oluşturan insanlar bunlar. Bu birimdeki asıl amacımız, bu şehrin en önemli unsurlarından biri olan bu sanayici ve iş insanlarımızı masaya davet edelim, birlikte bir uzlaşı kültürü içinde sorunlar ve çözüm yollarını konuşalım; ortak bir İstanbul vizyonu belirleyelim. Belediye – iş dünyası ilişkisini ‘okulu boyat, kütüphaneye destek ol, kanalizasyona bir bakın’ seviyesinden daha farklı, katılımcı, paylaşımcı ve şeffaf bir platforma taşımak istedik.
Uzlaşma kültürü ön planda
İstanbul, kıymetli bir şehir; dünya metropolü. Bu tarihi ve kültürel boyutta eşsiz bir zenginliğe sahip olan aziz kentimizi, üretimde de katma değeri yüksek, dolayısıyla ihracata katkısı yüksek değerli bir şehre dönüştürmenin yol haritasını belirlemek üzere çalışmalarımızı planladık. Sanayicilerimiz ve iş dünyası temsilcileri de bu oluşuma, açıkçası bizim beklediğimizden daha fazla sahip çıktı. Davet ettiğimiz çatı kuruluşlar TÜSİAD, MÜSİAD gibi, organize sanayi bölge müdürleriyle ağırlıklı teknik toplantılar, ticaret merkezleri ki 18 tanedir Perpa, Yedpa, Mısır Çarşısı, Kapalıçarşı, İMÇ gibi büyük gruplarla rutin görüşmelerimiz var. 9 OSB başkanıyla İBB Başkanı İmamoğlu’nu her ay veya iki ayda bir mutlaka buluşturuyorum. İstanbul Sanayi Odası meclis üyesiyim aynı zamanda. Tüm bu platformlarda yaptığımız görüşmeler, konuşmalar, siyaset üstü bir çabanın, uzlaşma kültürünün ve merkezine insanı, İstanbul’u aldığımız bir yaklaşımın yansımasıdır. Hep birlikte ekonomik koşullar, çevresel etkiler, katma değerli üretim, istihdam gibi kritik başlıklar altında İstanbul sanayisi ve iş hayatı nereye gidiyor, bir vizyon belgesi oluşturup başkana sunmayı hedefliyoruz.
250 dernekle görüşme
3 yıldır 250 dernekle görüşmeler yaptık. Bu dernekler 95 bin şirketi temsil ediyor. Muazzam bir rakam bu. İstanbul’un geleceğine ışık tutacak çağdaş bir ticaret vizyonu hedefi doğrultusunda bu derneklerden, şirketlerden aldığım bilgi ve talepleri planlamadan sorumlu birimlere iletiyoruz. Bunun haricinde özellikle bir konuda iş dünyasına çok ciddi katkı sağladığımızı gördük. Belediye ile ilgili bir işiniz veya talebiniz olduğunda direk bizimle irtibata geçin, yardımcı olalım dedik. Çünkü, iş dünyası temsilcileri hangi konuda belediyenin hangi birimiyle muhatap olacağını bilmiyor. Koordinasyonu biz üstleniyoruz. Hem sorun çözülüyor hem de zamandan tasarruf sağlanıyor. Bu konuda çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bizim birimin avantajı, direk başkana bağlı, başkana rapor sunan bir yapımızın olması. Dikey hiyerarşinin dışında olmamız kendi çalıştığımız sorumluluk alanlarında işleri biraz daha hızlandırmamızı kolaylaştırıyor.
Hedef nitelikli işgücü
4 yıl önce, 200 bin istihdam yaratma hedefiyle yola çıkıldı ve şimdilerde neredeyse bu hedefin yarısındayız. Sanayici ve ticaret dünyasının nitelikli işgücü ihtiyacına yönelik talepleri var. Buna karşılık çalışmak isteyenlerden de istihdam bürolarımıza başvuruları oluyor. Doğru kişiyi doğru işle buluşturmak için çabalarımız yoğun şekilde sürüyor. Özellikle göçmen işçiler meselesi ve buna bağlı kayıt dışılık öne çıkan bir sorun. Göçmen işçilerin İstanbul istihdamındaki oranı yüzde 20’lere kadar geldi. Kentin genç nüfusunun üretimde çalışmaya eğilimi olmadığını görüyoruz. Üretmeden ülkemizin büyümesi mümkün değil. Burada en önemli konu, işgücünün nitelikli hale getirilebilmesi ve bunun için eğitim programlarının oluşturulması. Bölgesel İstihdam Ofisi, İSMEK ve Karton Ambalajcıları Sanayii Derneği ile ortak bir uygulamaya imza attık. Hatta eğitmenleri de sektörün içinden dernek temin etti ve kursiyerlerimizle iş garantili bir programı tamamladık. Bu projelerin sayısını artırdığımızda sanayicimize çok önemli bir katkı sağlamış olacağız.
Deprem tedbirleri ve sanayi
Tabii konut stoğu ile ilgili gelişmeleri, kamuoyunda sıkça yer aldığından yakından takip etmek mümkün. İBB’ye konut tarafında 150 binden fazla test başvurusu var. Deprem sonrası ilgili birimlerle yaptığımız görüşmelerde şu ana dek sanayi ve lojistik tesislerle ilgili depreme dayanıklılık konusunun geri planda kaldığını gördük. Bu alan farklı bir uzmanlık ve disiplin gerektiriyor. Başkan bey ve Kiptaş’la beraber durumu değerlendirdik. En kısa sürede Kiptaş ve İTÜ iş birliğinde ortak bir çalışma başlatılacak. Şu an bazı sanayicilerimiz kendi binalarının sağlamlığını anlamak için testler yaptırıyor. Hali hazırda İBB’nin yapacağı bir ön tespitten ibaret. Binanın durumuna göre mülk sahibi, bakanlık onaylı bir firmaya daha kapsamlı bir test için yönlendiriliyor. Konuyu İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’la da görüştüm. Onlar da bir komisyon kurmayı düşünüyorlar. Sanayicilerimiz daha güvenilir gördükleri için bina testlerinde İBB’den destek bekliyor. Deprem tedbirleri kapsamında üreticilerimizin yanında olacağız hatta finansman tarafında kaynak arayışımız var, bu testleri ücretsiz hale getirmek istiyoruz.
Anadolu – İstanbul ilişkisi
Unutmayalım bir afet anında İstanbul her yere yetişebilir, her yeri besleyebilir ancak bu afetin merkezi İstanbul olursa Anadolu’nun bu şehri beslemesi çok zor olur. Endüstriyel tesislerin güçlendirilmesi, zaman alacak bir iş ama ihmal edilmemeli. Genelde sanayici prestij, istihdam, ticari hareketlilik, lojistik, büyük şehir olanakları nedeniyle İstanbul’dan ayrılmak istemiyor. Anadolu’yu planlamadan İstanbul’u planlayamazsınız. Geniş kapsamlı teşvikler sanayiciyi mutlaka motive eder başka şehirlere gitme konusunda. Anadolu’da lojistikle, ulaşımla, yük taşımayla ilgili sorunlarımızı çözebilirsek İstanbul’u rahatlatmak mümkün olabilir. İstanbul sanayisinin genişleme alanları olarak çeperde kalan Çorlu, Çerkezköy, Gebze, Dilovası, deprem bölgesi olmaması nedeniyle Kırklareli dahil buradaki imkanları da değerlendirmek gerekir.
İstanbul’a 9. OSB kuruluyor
Şu an aktif 8 organize sanayi bölgemiz var. Dokuzuncusu Anadolu yakasında İstanbul-Kocaeli sınırında Biyoteknoloji Vadisi olarak hizmete alınacak. Kuruluş aşaması bitti ve 2 bin 620 dönümlük bu alan ihtisas OSB olarak planlandı. Ben de aynı zamanda bu OSB’nin müteşebbis heyetindeyim. Ülkemizin toplam ihracatta kilogram değeri 1.4 dolar. Bu yeni OSB’de hedef kilogram değerini 11 dolara çıkarmak. Tabii bir sanayi bölgesinin oluşturulmasıyla ilgili İBB’nin bir yetkisi yok. Sadece görüş istenir bizlerden ki orada planlama yetkisi bakanlıktadır. Bu yeni OSB yönetimi de İBB’yi yanında görmek istedi ve bizi bu sürece dahil ettiler.
SANAYİCİNİN EN ÖNEMLİ 3 SORUNU
İstihdam, geri dönüşüm ve yeşil mutabakat (Green Deal) bana göre öncelikli konular. Avrupa’ya ihracatımızın, toplam ihracattaki payı yüzde 40’ın üzerinde. Avrupa, 2030 yılından itibaren karbon vergisini gündeme alabilir. Üretim aşamasında karbon izinin sıfırlanmasıyla ilgili bu standartlara uyum sağlamak zorundayız. Bu, işletmelerimiz için belli bir yatırım gerektirecek. Green Deal ile ilgili büyük şirketlerin büyük ölçüde bu dönüşüme hazır olduğunu söyleyebiliriz. Ancak küçük ölçekli işletmeler, tedarikçiler bu standartları oluşturmada zorlanabilir ve kapanmalar olabilir. Geri dönüşüm tarafında her sektörün bir çıktısı var ve bunun bir de döngüsel ekonomik boyutu söz konusu. Silivri’de takip ettiğimiz bir projemiz var. Fabrikalardan çıkan ısının toplanarak seralarda kullanılması üzerinde çalışıyoruz. Zararsız endüstriyel atıkların dönüştürülmesiyle ilgili İSTAÇ (İstanbul Çevre Yönetimi) ve Çevre Koruma Müdürlüğümüzle birlikte bazı projeler geliştiriyoruz. Yakılan çöplerden gübre elde etmek bunun en güzel örneklerinden biri.
"GENÇLERİMİZE HİZMET VERİYOR"
Florya İstanbul Planlama Ajansı Kampüsü ne durumda?
Florya İstanbul Planlama Ajansı kampüsünde çalışmalarımız devam ediyor. Esasında Sanayi ve Ticaret Platformu, İPA’nın direk bileşeni değil ama birlikte çalışıyoruz. Bu kampüsten kısaca bahsetmek isterim. 2019 öncesi belediye başkanlarının konakladığı bir yer burası. Şimdi ise İstanbul’un geleceğinin belirlendiği, içinde farklı ofislerin ve tesislerin bulunduğu bir mekân olarak halkımıza, gençlerimize hizmet veriyor. Üniversitelerin açık olduğu dönemlerde kampüsümüzde pek çok öğrenciyle karşılaşmak mümkün. Ben bunu çok önemsiyorum. Çünkü gençliğin olduğu yerde enerji vardır. İPA kampüsünde Vizyon 2050 ofisi, kamusal tasarım ofisi, istatistik ofisi, sosyal politikalar merkezi, kütüphane, kafe-restoran ve bir de amfi tiyatro var. Bizim bu kampüsteki binamız için şunu söylemeliyim: Ofisimiz İstanbul iş dünyasının yeridir, ofisidir. Bizler hizmet için buradayız ve bu koltukların bu mekanların emanetçileriyiz. Ancak iş dünyamızın müstesna temsilcileri buranın gerçek ve daimi sahipleri. Başkan kim olursa olsun, burada üretilen fikir ve hizmetlerin siyaset üstü bir anlayışla, barışçıl bir atmosferde sürekliliğini sağlamak bizim asli görevlerimizden. Temennimiz bu şekilde.
"SON DERECE MALİYETLİ BİR İŞ"
Beylikdüzü ve İkitelli OSB taşınacak mı?
İkitelli sanayi bölgesi projesi, o dönem GAP’tan sonraki en büyük proje olarak lanse edildi. Atölyelerin ağırlıkta olduğu ve son yıllarda ticaretin öne çıktığı bir bölge oldu. Beylikdüzü OSB, 3 sanayi alanının birleşmesinden oluşuyor ve son yıllarda o bölgedeki şehirleşme oranı yükseldi. Sanayi – konut ilişkisini en baştan doğru şekilde planlamak her zaman için doğru olanıdır. Bir endüstriyel tesisi taşımak son derece kapsamlı ve maliyetli bir iş. Bu OSB’ler için şimdilik şunu söyleyebilirim. Yeni sanayi alanı oluşturmak bizim yetkimizi aşan bir konu, ancak bakanlık bu bölgeleri belirleyebilir. Bildiğim kadarıyla, Avrupa yakasında yakın zamanda planlanan bir rezerv OSB alanı yok.