Bilecik'te hastanede ölen kadın ve erkeğin cenazelerinin karışmasının ardından adli ve idari soruşturma başlatıldı. Ölen Fatma Avcı'nın avukat olan torunu Duygu Akkaya, hastane görevlileri hakkında Bilecik Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, "Bütün sorumluluk; hastane morgundan başlayıp, defin işlemlerine kadar kimler yetkili ise onlarındır" dedi.
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören Fatma Avcı (94), 20 Kasım'da yaşlılığa bağlı hayatını kaybetti. Avcı ile aynı gün vefat eden Tevfik Yaman'ın cenazesi, hastane morguna kaldırıldı. Yaman'ın cenazesini defnetmek üzere hastaneye gelen yakınlarına görevlilerce yanlışlıkla Fatma Avcı'nın cenazesi teslim edildi. Cenaze, Beyce köyüne götürülerek toprağa verildi.
Fatma Avcı'nın cenazesini almak için gelen torunu Duygu Akkaya ve yakınlarına ise Tevfik Yaman'ın cenazesi verildi. Yıkama işlemi sırasında cenazelerin karıştığı ortaya çıkınca Akkaya, durumu yetkililere bildirdi. Olayın ardından Avcı'nın cenazesi defnedildiği mezardan çıkarılarak ailesine teslim edildi. İki cenaze de aileleri tarafından defnedildi.
Yaşanan olayın etkisinden hala çıkamadıklarını söyleyen Avcı'nın torunu avukat Duygu Akkaya, süreç boyunca hatası olanların cezalandırılması için suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. Akkaya, "Anneannemin cenazesini teslim almak üzere hastaneye gittik. Daha sonra yıkama yerinde ben, anneannemi yıkamak için gittiğimde önümüze gelen cenazenin anneannem ile hiçbir ilgisi yoktu. Yaşlı bir amcanın cenazesiydi. Yüzünü açtığımızda zaten çok net bir şekilde gördük. Dedik ki, "anneannemiz değil" o yüzden yanlış cenazeyi getirdiniz. Oradaki bütün görevliler birbirlerine baktılar, çünkü getirebilecekleri, önümüze koyabilecekleri başka bir cenaze olmadığından dolayı "Eyvah, biz bir hata yaptık" dediler. Beyce köyünde defnedilmek üzere anneannem veriliyor. O şekilde defnediliyor ve gömülüyor. Bunun üzerine bütün yetkililer tabi ki ayaklandı. Gittiler, nasıl yaptılar hiçbir fikrim yok, oradaki mezarlık kazılmış, bizim defnedilen anneannemiz oradan çıkarılmış. Yeniden hastane morguna getirildi. Biz orada tekrardan baktık, "evet bizim cenazemiz bu" dedik. Onun yıkama işlemlerini kefenleme işlemlerini yaptık. Daha sonra camiye getirildi, namazı kılındı ve Bilecik Şehir Mezarlığı'ndaki aile mezarlığımıza defnedildi. Neye uğradığımızı şaşırdık. Böyle bir şeyin yaşanmış olması özellikle de bir kadınla bir erkek cenazesinin karıştırılmış olması bunun hiçbir açıklaması yok" dedi.
'ÖZÜR BİLE DİLENMEDİ'
Yanlışlığın ardından kimsenin kendilerine ulaşmadığını ve özür bile dilemediğini anlatan Akkaya, "Diğer aile ile görüştüm. Onlar da tabi ki olayın şokunu hala da atlatmış değiller. Onlar da dedelerini gömdüklerini sandıkları mezara, yarım saat sonra gelinip, başka görevler tarafından, "Yanlış cenaze vermişiz, hemen mezarı kazın, açın" denilmiş. Köyde de bayağı bir kargaşa çıkmış. Onlar da neye uğradıklarını şaşırmışlar. İyi haliyle hatırlamak isteyip, son hallerini çok fazla göz önünde bulundurmamak amacıyla çok da fazla bakmadıklarını ama ayağında yazılı o etikette kendi dedelerine ait ismi gördüklerini ve hiç tereddüt etmediklerini söylediler. Bütün sorumluluk burada hastane morgundan başlayıp, defin işlemlerine kadar kimler yetkili ise onlarındır" diye konuştu.
ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA AÇILDI
Cenazelerin karışmasının ardından İl Sağlık Müdürlüğü, hastane görevlileri hakkında idari soruşturma Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı da adli soruşturma başlattı.