Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Ara
Damga Gazetesi Yerel Haberler Dayak yediği kocasını öldüren Melek İpek, 18 yıldan 24 yıla kadar hapisle yargılanacak

Dayak yediği kocasını öldüren Melek İpek, 18 yıldan 24 yıla kadar hapisle yargılanacak

Antalya'da ellerine kelepçe takarak kendisini darbeden eşini öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Melek İpek'in üst sınırdan "haksız tahrik" indirimi uygulanarak 18 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Okunma Süresi: 5 dk

Döşemealtı ilçesinde kendisini dövüp işkence yapan ve servis şoförlüğü yapan eşi Ramazan İ'yi av tüfeğiyle vurarak öldüren Melek İ. hakkında "kasten öldürmek" suçundan hazırlanan iddianame Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

18 YILDAN 24 YILA KADAR HAPİS İSTEMİYLE YARGILANACAK

İddianamede sanığın 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması talep edildi. Sanık, iddianamede yer alan ifadesinde, Ramazan İ. ile 12 yıl önce ailesinin karşı çıkmasına rağmen evlendiklerini belirtti. Evlilik hayatı boyunca sürekli şiddet gördüğünü anlatan Melek İ, "Evde bulunan avda kullandığı av tüfeği ve bıçak gibi silahlarla tehdit ediyordu hatta onları da yüzüme ve vücudumun çeşitli yerlerine vurarak darbediyordu. Aniden kızıp, bana ve çocuklarıma şiddet uygulardı. Alenen öldürmekle tehdit ederdi." ifadesini kullandı."SİLAHIN DİPÇİK KISMIYLA DÖVDÜ"Eşinin işkenceye varan tutumlarını korktuğu için şikayet edemediğini anlatan Melek İ, kendisinden çok çocukları, annesi, babası ve kardeşlerinin zarar görmesinden çekindiğini belirtti. Eşinin ailesine durumu anlattığında, onların 'Bir şey olmaz, severken iyi de döverken mi kötü, ileride düzelir, çocuklarınız var.' şeklinde sözlerle kendisini geçiştirmeye çalıştıklarını öne süren Melek İ, şöyle devam etti: "7 Ocak'ta karşımdaki koltukta oturan eşim 'Ben boşanmak istiyorum' diye mesaj attı. Ben de 'sen bilirsin' cevabını yazdım. Mesajlaşarak boşanma konusunda anlaştık hatta çocukların velayeti konusunu bile yazıştık. Ondan sonra hiçbir tartışma olmadı. Çocuklarla yatmaya hazırlanıyorduk. Odaya av tüfeğiyle girerek 'Seni öldüreceğim, Kelime-i Şahadet getir' dedi. Yanımdaki çocuklarımı hemen arkama aldım. Yapmaması için yalvarmaya başladım. Eşimin çok kararlı olduğunu, ateş edeceğini anlamıştım. Elimle çocukları yatağın üzerine doğru ittirdim, diğer elimle de tüfeğin namlusuna doğrulttuğumda kurşun benim yan tarafımdan cama isabet etti. Silahın dipçik kısmıyla beni dövmeye başladı.

"BANYODA KELEPÇELİ VE ÇIPLAK BİR ŞEKİLDE UYANDI

Sanık, Ramazan İ'nin kendisini çocukların yanından uzaklaştırarak başka bir odaya götürüp dövmeye devam ettiğini, boğazını sıkması nedeniyle bayıldığını öne sürdü. Banyoda elleri kelepçeli çıplak vaziyette kendine geldiğini ileri süren Melek İ, ifadesini şöyle sürdürdü: "Gözümü üzerime soğuk su dökmesiyle açtım. Beni o vaziyette banyoda bırakıp gitti. Bir süre sonra eşim kelepçeli olarak beni banyondan çıkararak odadaki kanepeye yatırdı. Çocuklarıma 'Geldiğimde annenizi de sizi de öldüreceğim, evden dışarı çıkmayın.' dedi. Evden çıktıktan sonra geri geldi. O sırada bulunduğum odada silahı gördüm. Ona gözüm ilişti. Eşim kapıyı açar açmaz kapıda karşılaştık. Ellerim kelepçeliydi, silahı koltuğumun altına almıştım. Elim tetiğe ulaşamıyordu. Beni öyle görünce 'Beni mi öldüreceksin?' dedi.Silah, elimden almaya çalışırken patladı. Tek el ateş aldı. Nasıl patladığını bilmiyorum.

"ÇOCUKLAR DA DOĞRULADI

Çiftin iki çocuğu da iddianamede yer verilen ifadelerinde annelerinin anlattıklarını doğruladı. İddianamede Ramazan İ. ile ilişkisi olduğu öne sürülen bir kadının da ifadelerine yer verildi. Kadın, maktulün eşi gibi kendisine de şiddet uyguladığını ileri sürdü. Ramazan İ'nin kendisini ölümle ve ailesine zarar vermekle tehdit ettiğini öne süren genç kadın, bu nedenle şikayetçi olmadığını belirtti.

MEŞRU MÜDAFAA HUSUSU AYRICA DEĞERLENDİRİLECEK

Sanığın eylemini kocasının haksız tahrik oluşturan pek çok eylemi sonucu gerçekleştirdiğinin aşikar olduğu vurgulanan iddianamede, "Yine de yargılama aşamasında meşru müdafaa olup olmadığı hususunun mahkemece de ayrıca değerlendirilip takdir edilebileceği düşünülmektedir." ifadesine yer verildi.

"HAKSIZ TAHRİK ALTINDA SUÇU İŞLEDİĞİNDEN KUŞKU YOKTUR"

Maktulün, karısını zorla alıkoyduğunun, eziyet ettiğinin, ölümle tehdit ettiğinin gerçek olduğu belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi: "Ancak sabah olağan bir şekilde işine gittiği, bakkaldan da ekmek alıp eve döndüğü zaman karısı tarafından öldürülmüştür. Bu 45-50 dakikalık sürede sanığın herhangi bir yetkili makama haber vermemesi, kimseden yardım istememesi, kocasının kendisine yaşattıklarından dolayı öç alma duygusuyla hareket ettiği de bir gerçektir. Artık burada maktul açısından gece boyunca devam ettirdiği, tehdit ve eziyetinin tekrardan gündüz vakti de devam ettirip ettirmeyeceği belirlenemez. Evine geldiğinde elinde herhangi bir silah, bıçak yoktur. Bilakis olağan servis işini yapmış olup, evine ekmek poşetiyle gelmektedir. Dolayısıyla sanık açısından meşru müdafaadan bahsetmek mümkün değildir ancak maruz kaldığı eziyet, kötü muamele sebebiyle haksız tahrik altında suçu işlediğinden kuşku yoktur.

"CEZA İNDİRİMİ EN ÜST HADDEN YAPILACAK"

Ayrıca sanık, maktulün evden ayrıldıktan sonra silah temin etmek için uğraştığı, silahı da bulduğu, içine mermiyi yerleştirip hazır halde beklediği, kocası eve gelir gelmez de tereddütsüz şekilde ateş edip, öldürdüğü, dolayısıyla meşru müdafaa sınırının aşılmasını haklı görebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelen bir ateş etme söz konusu değildir." ifadesi kullanılan iddianamede, "Aksine sanık maruz kaldığı eziyetin kendisini getirdiği son aşamada hiçbir yetkili makama veya aile bireylerine haber vermeksizin maktule yaptıklarının karşılığını, cezasını kendisi vermek suretiyle eylemini gerçekleştirmiştir. Eylemini haksız tahrik altında gerçekleştiren sanık hakkında ceza indiriminin en üst hadden yapılması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *