İstanbul Beykoz'da, Riva deresi üzerinde görenleri şaşırtan, hemen herkesin ilgisini çeken yüzen bir ev bulunuyor. Sahibi Hamdullah Aksoy bir hafriyatçı. Neden suyun üzerinde sal, tekne oluyor da ev olmuyor düşüncesi ile yola çıkıp görenleri hayrete düşüren bu evi yaptı. Fotoğrafçıların, gezginlerin ve çevrede yaşayanların ilgisini çeken bu evde huzur bulduğunu söyleyen 30 yaşındaki Aksoy evin yapılış hikayesini şöyle anlattı: “Riva'da yaşıyorum. Suyu, denizi seviyorum. 'Suyun üzerine sal, tekne yapıyorlar neden ev yapmıyorlar?' diye düşündüm. Başladım, başardım yaptım. Ramazan ayında başladım, oruçtum, boştaydım 15 gün içerisinde yaptım. Günde iki saat çalışarak yaptım. Makinaların üzerine koyup önce denize indirdim, sonra Riva deresine çektim. Huzur buluyorum burada. Mangalımı yapıyorum, çayımı kahvemi demliyorum. İnsanlar geliyor fotoğraf çekiyor. Çok beğeniyor, tebrik ediyorlar. Ben de zevkle oturuyorum. Önce denize aldım, denizden tekneyle buraya çektim. Denize de TIR'la taşıdım."
Matematik hesabı ile yapıldı
Çok kısa bir sürede yüzen evi yaptığını söyleyen Aksoy, evin su üzerinde durabilmesi ve batmaması için matematik hesabı yaptığını söyleten Aksoy, “İlk denememde oldu. Düşünerek yaptım. Altına varil koydum. Varilin suda kaldırma gücü 300 kilo. Yaklaşık 25 tane varil koydum. Altı ton kaldırma gücü oluyor. Benim üzerine koyduğum ahşap iki ton. Hesabını yaptım bunun. Sonuçta suyun üzerindesin, yaşıyorsun. Herhangi bir şey olduğunda kötü bir sonuçla karşılaşmamak gerek" diye konuştu.
Herkesin ilgi odağı
Yüzen evde pek çok detay da düşünülmüş durumda. Mangal yapmak için özel bir alan, kapı önünde masa sandalyeler, hatta evin dışını süsleyen lambaların yanması için güneş enerjisi bile bulunuyor. Aksoy eve ilginin yoğun olduğunu, birçok çiftin evlilik teklifini bu evde yaptığını, fotoğrafçıların ve çevredekilerin evi sık sık ziyaret ettiğini söyledi. Aksoy, “Arkadaşlarım geliyor. Çayımızı kahvemizi demleyip hoşça vakit geçiriyoruz. Denize de açılıyor bu ev ama çok tercih etmiyorum. Sakin olduğu zaman denize girmek için gidiyorum. Hobim oldu bu benim zevkle oturuyorum. Evde değişiklik yapmak istemiyorum. Bu bana yeter. İnsanların ilgisinden oturamadım bile. Herkes geliyor, kıramıyorum insanları. Fotoğraf çekmek istiyorlar. Onlar da oturuyor. Çay, kahve içip dönüyor" diye konuştu.